Siyonistlere ait Haaretz gazetesinin haber sitesinin yayınladığı habere göre söz konusu konseyin dün akşam 4 bin yerleşim biriminin daha inşa edilmesini onaylamasıyla birlikte, son iki gün içinde toplamda 7287 yeni yerleşim birimi inşasına nihai olarak onay verilmiş oldu. 

Bunlardan 1100'ün Kudüs yakınındaki Maaliye Adomim yahudi yerleşim merkezine inşa edileceği belirtildi. Batı Şeria'nın orta kesiminde yer alan Ramallah şehrinin yakınında bir yere kurulu Kokhav Yaakov yahudi yerleşim merkezine 630, Kudüs yakınındaki Giv'at Ze'ev yahudi yerleşim merkezine de 485 yeni yerleşim birimi inşa edilmesi planlanıyor. Diğer yerleşim birimleri de Kudüs çevresindeki ve Batı Şeria'nın farklı bölgelerindeki yerleşim merkezlerine dağıtılacak. 

Son iki günde onaylanan projelerin kapsadığı yeni yerleşim birimi sayısının yahudi yerleşim birimi inşası yönünden geçtiğimiz iki yıl içinde kabul edilen en yüksek sayı olduğuna dikkat çekildi. 

Bu arada işgal hükümetinin bölgedeki kaçak yerleşim birimlerinin yasallaştırılması ve boşaltılmış yerleşim birimlerine yeniden yerleşimin sağlanması konusunda da masada duran birtakım projelerinin olduğu ve bunların da gündeme alınacağı iddia edildi.

İşgal hükümetinin başbakanı Netanyahu'nun ofisinden geçtiğimiz pazartesi günü yapılan açıklamada işgal yönetiminin, ABD'ye önümüzdeki aylarda yerleşim projesi kararları almama sözü verdiğini ancak Filistinlilerin evlerini yıkmama sözü vermediğini açıkladığı iddia edilmişti. 

İşgal rejiminin Batı Şeria ve Kudüs'teki yahudileştirme faaliyetlerinin hız kazanmasına karşı Filistin Yönetimi'nin İsrail işgal rejiminin Filistin topraklarındaki yerleşim faaliyetlerinin kınanması ve derhal durdurulması için işgal rejimine baskı yapılması yönünde BM Güvenlik Konseyi'ne sunulmasını istediği karar taslağından ABD ile yaptığı pazarlık sonucu geri adım atması ve pratikte hiçbir karşılığı olmayan içi boş bir açıklama metnine razı olması ise Filistin direniş hareketlerinin sert tepkilerine neden oldu. 

Filistin direniş hareketleri, Filistin Enformasyon Merkezi'ne de ulaşan açıklamalarında Filistin Yönetimi'nin ABD'nin baskı ve telkinlerinin etkisinde kalarak karar teklifinden geri adım attığına, bunun da Filistin halkının haklarının ve davasının hayali birtakım vaatler karşılığında satılması anlamına geldiğine dikkat çektiler. 

Açıklamada, işgal rejiminin ve onun faşist hükümetinin Filistin halkına yönelik baskı ve şiddetinin, Filistin davasını tamamen bitirme amaçlı vahşi uygulamalarının artması karşısında Filistin halkının direniş ve mücadelenin dozunu artırma çabası içine girdiği böyle bir dönemde diplomatik alanda bu derece önemli bir konuda geri adım atılmasının her yönden kesin olarak reddedilmesi gereken bir hareket olduğu vurgulandı.

Açıklamada ulusal görevin işgale karşı kitlesel direnişin sürekli artırılması ilkesine dayanması gerektiği belirtilerek, siyonist işgalin ve onun faşist hükümetinin sahada direnişle karşı karşıya gelmediği sürece planlarından ve politikalarından asla geri adım atmayacağı dile getirildi.

Filistin Enformasyon Merkezi