Ey şehit,
Ey Allahtan başka bir ilah bir kanun koyucu tanımayan,
O’ndan başka hiçbir güç karşısında eğilmeyen,
O’nun hükümlerinden gayri hükümler altında yaşamayı esaret bilerek, bu esaret zincirini kırmak için canını, malını feda eden;
Ey Rehberin yakasında gülü, omuzunda silahı, sırtında cephanesi, cephede Abbası;
Ey Hizbullahi gençlerimizin başındaki tacı, yakasındaki rozeti, ellerindeki sancağı, vatanlarındaki bayrağı;
Ey Müslümanların göz nuru, ellerinde tesbihi, dillerinde kelamı;
Ey alimlerimizin başında sarığı, sırtında cübbesi;
Ey Siyonistlerin İslam aleminde oluşturduğu girdabı yok edip rüyalarında bile onları rahatsız eden çağımızın kutup yıldızı;
Ey İslam ümmetinin miracı;
Ey ümmeti siyonistlerin desiselerinden haberdar eden ilham kaynağımız,
Ey Süreyya yıldızına sürülen İslam’ı geri getirenin kahraman komutanı;
Ey sahibuzzamanın kutsal hizmetkarı.
Ey Kabe’nin örtüsü, Ey çağın putkıranın balyozu; hani Rehberine derdin; “Ben ne zaman şehit olacağım” diye.
Ey Rabbimizin
مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًا
(Mü'minlerden öyle kimseler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde durdular. Onlardan kimi adağını yerine getirdi ve şehid oldu, kimi de şehitliği beklemektedir. Verdikleri sözü münafıklar gibi değiştirmediler.) sırrındaki mücevher;
Saray sultanlarının ördüğü uydurulmuş dinin ağında çırpınan Müslüman halkların kurtuluşu için verdiğin kutsal mücadelenin yeşerttiği çöllerde esen melteminle uyanan müstazaflar sana minnettardır;
Hakları gasp edilmiş, toprakları işgal edilmiş mazlum halklar sana minnettardır.
Açtığın yolda yürüyen Hizbullah’i yiğitler sana minnettardır.
Ey Şehit;
Sen gönlümüzün ilacı, başımızın tacı, yüreğimizin aşkı, ruhumuzun nuru oldun.
Sen yolumuzun çırası, gençlerimizin aşkı, yaşlılarımızın umudu, ufkumuzun güneşi, geleceğimizin teminatı ve yaşantımızın pusulası oldun.
Sen derelerimizde çağlayan abı hayat, tarlalarımızda yeşeren nebatat, dağlarımızı çevreleyen bulut oldun.
Sen damarlarımızda kan, hayatımızda can, ruhumuzda iman, gözlerimizde nur, yaşamımızda sevdamız oldun.
Ey şehit, ey Hüseyni sevdayla harmanlanan, aşkı Kerbela ile yoğrulan seyri suluk yolunun müdavini; Menziline ulaştın, şefaat et şefaat bekleyenlere.
Ey Rabbimizin
يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُࣗ ﴿٢٧﴾
اِرْجِعٖٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ ﴿٢٨﴾
فَادْخُلٖي فٖي عِبَادٖيۙ ﴿٢٩﴾
وَادْخُلٖي جَنَّتٖي
sırrının mücevheri.
Kanınla suladığın topraklarda sümbül veren çiçeklerin süslediği İslam diyarın bülbülleri senden şefaat bekliyor.
Şefaat et on dört masumun (a.s) şefaatine nail olmamızın mutluluğuna giden yolda.

EŞREF ESER

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.