KATİL İSRAİL TAMİR KEYLANİ'Yİ NEDEN HEDEF ALDI? (ANALİZ)

Siyonist işgal rejiminin Filistin topraklarında direniş mensuplarına yönelik yaptığı tasfiye ve suikastlar, gayri meşru bu rejimin Filistin liderlerine, aktivistlerine, komutan ve sempatizanlarına yönelik tutumunun ana unsurudur. Bu halka yönelik cinayetleri, suikastları ve tasfiyeleri hiçbir zaman durmadı. 

Görüntülenme: 515 Tarih: 27 Ekim 2022 09:21
KATİL İSRAİL TAMİR KEYLANİ'Yİ NEDEN HEDEF ALDI? (ANALİZ)

Siyonist işgal rejimi Batı Şeria’daki Aslanlar Yuvası komutanlarından Keylani’ye suikast düzenlemekle direnişçilere yönelik dolaylı tasfiye siyasetinde yeni bir aşamaya girdi. Geçen iki yılda Batı Şeria’da tırmanışa geçen direniş bölgelerini kuşatarak direnişçileri hedef alıp öldürüyordu.

Siyonist işgal rejimi 23 Ekim Pazar sabahı, İsrail’deki bazı hedeflere yönelik eylemlerden sorumlu tuttuğu Aslanlar Yuvası grubunun önemli üyelerinden Tamir El-Keylani’ye yönelik Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Nablus şehrinin Eski Şehir kısmında motosiklete yerleştirdiği patlayıcıyla suikast düzenleyerek onu şehit etti. 

Keylani’nin şehit edilmesi üzerine taziye mesajı yayınlayan Aslanlar Yuvası grupları, Keylani’ye yönelik suikastın arkasında işgal rejiminin olduğunu belirterek, kendisine bağlı gözetleme birimine ait iki görüntüyü yayınladı. Birinci görüntüde motosikleti bırakan bir şahıs görünürken, ikincisinde Keylani’nin geçtiği esnada motorun infilak anını gösteriyordu. 

İşgal rejimi İsrail, Batı Yaka’da işgal rejiminin güvenlik ve askeri müesseselerini endişelendirecek derecede büyüyen yeni direniş olgusunu zayıflatmakta veya engellemekte başarısız kaldığı gibi, bu durum üç yıldan az bir süre içinde beşinci seçime girmeye hazırlanan siyasi liderlerini de zor durumda bırakıyor.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’teki prangalar çözülmüş, bireysel eylemlerle Cenin, Nablus ve Aslanlar Yuvası gruplarının işgal güçlerinin baskın ve kuşatmalarına, işgal rejiminin sömürgeci yerleşke inşaatlarına ve Kudüs’ü Yahudileştirme çabalarına karşı koymak için yaptıkları eylemler günübirlik gördüğümüz bir realite haline gelmiştir. 

Siyonist işgal rejimi 2002 yılında gerçekleştirdiği ve Koruyucu Sur ismini verdiği kuşatmayı bugün tercih etmiyor. Bununla beraber kendisiyle güvenlik koordinasyonu sağlayan ve önemli görevler icra eden Filistin Yönetimi'ne bağlı kuruluşların da yıkılmasını istemiyor.

Siyasi analist Teysir Muhaysin yaptığı değerlendirmede, işgal rejiminin El-Keylani’yi şehit etmek için kullandığı dolaylı yöntemin işgalcinin Batı Şeria’da yayılmış olan direniş gerçeği karşısında aciz kaldığının kanıtı olduğunu söyledi.

Filistin Enformasyon Merkezi'ne konuyu değerlendiren Muhaysin, “İşgal güçlerinin geleneksel tasfiye ve suikastları genellikle kuşattığı veya baskın yaptığı ya da direnişçilerle çatıştığı yerlerde doğrudan kişileri hedef almak şeklinde gerçekleşirdi. Ancak bu tarz gerçekleşen suikastlar işgal liderleri için olumsuz bir hesap oluşturuyor. O nedenle seçimlerin yaklaştığı bu sıralarda herhangi bir olumsuzluk istemiyorlar.” dedi. 

Uzaktan bomba patlatarak veya İHA’larla suikast yöntemi hem külfeti daha az, hem de geleneksel suikast yöntemlerine göre başarı oranı çok daha yüksektir. 

Siyasi analist Talal Ukel ise yaptığı açıklamada, işgal rejiminin daha önce sık sık yaptığı suikastlara yeniden başladığını belirterek, daha önce de onlarca direniş liderini ve aktivistini bu şekilde ortadan kaldırdığını söyledi.

Filistin Enformasyon Merkezi'ne konuşan Ukel, “İnfazlar İsrail’in zulmüyle ilgili bir olgudur. İşgal rejimi direnişçileri tasfiye etmek için değişik yöntemlerle bu yolu izliyor.” dedi. 

Keylani’nin şehit edilmesi, işgalcinin Nablus’ta eski belde gibi yoğun ve demografik olarak daha çok Cenin Mülteci Kampı'na benzeyen ve oldukça karmaşık bölgeleri kuşatarak riske girmek istemediğini gösteriyor. 

Güvenlik ve Siyasi Hesaplar

İşgalci İsrail, Filistin bölgelerine yaptığı saldırı ve baskınların ardından zayiat vermeden ve en az zayiat vererek temiz operasyonlar yapmak istiyor. Tabiî ki bu tür operasyonları yaptıklarında güvenlik ve politik hesapları unutmadıkları gibi, bunun zamanlamasını da unutmuyorlar.

Şufat'taki askeri noktada eylem yaptıktan sonra kayıplara karışan Şehit Udey Et-Temimi’yi yoğun baskın ve aramalara rağmen bulamayan işgal rejimi onu takip etmekten vazgeçmişken, Temimi Yahudi yerleşim yerlerinden birinde işgal askerlerine karşı ikinci eylemi yaptı ve son kurşuna kadar direndi ve şehit oldu. Görüntüleri yayınlanan kahraman şehidin direnişi Filistinli gençlerin direnç ve azmini artırırken, işgalcinin hanesine başarısızlık olarak geçti.  

Siyasi analist Muhaysin işgal güçlerinin Batı Şeria’nın şehir, kasaba ve kamplarında direnişçileri tutuklamak için yaptıkları baskın ve kuşatmalarda geride bıraktıkları yıkımlarla buralarda gösterdikleri başarısızlıklar nedeniyle işgal ordusu komutanlarıyla, güvenlik ve siyasi liderlerinin imajlarının bozulduğunu söyledi.

Birçok alanda başarısız ve aciz kalan işgal ordusunun önümüzdeki dönemde İHA’ların yanında uygun gördüğü yöntemlerle direniş liderlerine karşı suikastlara başlayacağı tahmin ediliyor.

Diğer taraftan Batı Şeria’daki şehir ve kasabalarda Filistin direnişinin eylemleri de devam edip büyük bir başarı gösterirken, işgal güçlerinin direniş hücrelerine ulaşıp onları çökertemeyerek askeri ve güvenlik açısından büyük bir başarısızlık gösterdiği de görülmektedir.

Siyasi analist Ukel yaptığı değerlendirmede, “Dolaylı suikastlara yeniden dönülmesi demek, İsrail’in çatışmaları tırmandıracağı, istedikleri gibi ateş açacakları demektir. Nitekim işgal polisi ve işgal askerleri yanında Yahudi yerleşimcilere de sonucuna bakılmaksızın şüphelendikleri durumda ateş açmalarına izin verildi.” dedi.

Ukel’in değerlendirmelerine göre işgal rejiminin şimdiki politikası ırkçılığı, şiddet ve terörü tırmandırmaktadır. Bütün çatışmalarda suikast ve tasfiyeler sürecin bir parçası olmuştur.

 

23 Ekim Pazar gecesi saat 01:45’te Batı Şeria’nın Nablus şehrinde patlayıcı yüklü motosikletin infilak etmesi sonucu Aslanlar Yuvası komutanlarından Tamir Zeyd El-Keylani şehit oldu. 

Yerel kaynaklar, bomba yüklü motosikletin infilak etmesi sonucu ağır yaralanan El-Keylani’nin daha sonra şehit olduğunu ifade etti.

Şehadet haberinden sonra açıklama yapan Aslanlar Yuvası Grupları suikasttan işgal rejimini sorumlu tuttu ve ağır misillemede bulunacakları tehdidinde bulundular.

Diğer taraftan Sağlık Bakanlığı da bir açıklama yaparak, Tamir Keylani’nin şehit olmasıyla bu yılın başından itibaren 177 Filistinlinin işgal güçlerinin ateşiyle şehit olduğunu bunlardan 51 kişinin işgal ordusunun Gazze saldırısında şehit olduklarını ifade etti.

Şehit Tamir Zeyd Keylani Nablus’un Cebel Fatayir Mahallesi sakinlerindir. 33 yaşlarındaki Keylani evli ve iki çocuk babasıydı.

Özgürlüğe kavuşturulmuş esirlerden olan Keylani, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin askeri kanadına mensup olmakla tutuklanmış ve 8 yıl zindanda kalmıştı. 

Zindanda bulunduğu süre içinde sosyal kişiliği, farklı grup ve akımlara bağlı birçok esirle iyi ilişkisiyle biliniyordu.

Kendisiyle birlikte zindanda kalan arkadaşlarından biri ondan bahsederken kendisinin sürekli tebessüm ettiğini, çevresindeki esirlere hep hizmet ettiğini, esprili bir yapısı olduğunu, Siyonist gardiyanlara karşı ise son derece onurlu ve sert olduğunu ifade etti.

İşgal Rejiminden Cinayet İtirafı

İşgal rejiminde yayın yapan Kan Televizyonu şehadet haberinden sonra verdiği haberde, İsrail ordusunun sabah erken saatlerde Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Nablus şehrinin Eski Şehir kısmında suikastla tasfiye ettiği Keylani’nin İsrail’in hedeflerine yönelik bir dizi eylemin planlayıcısı olduğunu söyledi.

İşgal televizyonu devamla, 33 yaşındaki Keylani’nin direniş saflarında çalıştığı için daha önce tutuklandığını, Keylani’nin Tel Aviv’de eylem yapması için bir genci görevlendirdiğini ancak eylem yapmadan tutuklandığını iddia etti.

Direniş Gruplarından Taziye Mesajı

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi yayınladığı taziye mesajında Keylani’nin mensuplarından biri olduğunu, erken dönemde direniş saflarına katıldığını, aslan yürekli ve çatışmaların öncülerinden olduğunu, ilk mevzilerde çatıştığını ifade etti. 

İslami Direniş Hareketi (Hamas) sözcüsü Hazım Kasım taziye mesajı yayınlayarak, şehit Tamir Keylani cinayetinin işgalcinin cinayet siciline yeni bir cinayet olarak eklendiğini, bu cinayetle işgalcinin artan direnişe ve özellikle de Nablus’taki Aslanlar Yuvası grubuna karşı acziyetini ortaya koyduğunu söyledi.

Filistin’de faaliyet gösterin İslami Cihad Hareketi, Filistin Özgürler Hareketi ve Filistin Mücahitleri Hareketi de taziye mesajları yayınlayarak işgal rejimini telin ettiler.

 Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar