Tesnim'in haberine göre, Gazze Şeridi sakinleri, İsrail’in süregelen kuşatma ve saldırıları nedeniyle bu yıl da Hac ibadetinden mahrum bırakıldı. Ancak İran İslam Cumhuriyeti’nin bu yılki Hac sloganı, Gazze’deki Müslümanlara, Mekke’de kendileri adına konuşan seslerin var olduğunu hissettirdi. Müslüman coğrafyanın en büyük buluşması olan Hac, bu yıl da Filistinliler için uzaktan izlemek zorunda kaldıkları bir hayal olarak kaldı.

Yıllardır Hacca gitme hayali kuran Ebu Şaban el-Dahduh, koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen planlarının ardından, bu kez de İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka ve savaş yüzünden kutsal topraklara gidemediğini ifade etti. Hac başvurusu sırası geldiğinde pandemi yüzünden törenin iptal edildiğini belirten el-Dahduh, yeniden kayıt yaptırdıktan sonra ise savaşın patlak verdiğini ve hac için biriktirdiği parayı ailesinin temel ihtiyaçları için harcamak zorunda kaldığını anlattı.

El-Dahduh’un eşi Ümm Şaban ise gözyaşları içinde, neden sadece Gazze halkının Hac’dan mahrum bırakıldığını sorarak, diğer Müslüman ülkelerin vatandaşlarının özgürce Hacca gidebildiği bir ortamda kendilerinin neden dışlandığını dile getirdi. Hac ibadetinin yalnızca bireysel bir dini vecibe değil, tüm Müslümanların ortak bir sembolü olduğunu hatırlattı.

Gazze ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler, Arafat çölünde bekleyen milyonlarca hacı arasında yer alamadıkları için büyük bir burukluk yaşarken, İsrail’in uyguladığı abluka ve şiddet politikaları acılarını daha da artırıyor. Ancak onlar için asıl yaralayıcı olan, kapalı sınır kapılarından çok, Beytullah hasretiyle yanıp tutuşan gönüllerin çaresiz bekleyişi.

Bu zor koşullar altında kalan Filistinliler, İslam ülkelerine ve özellikle Arap liderlere çağrıda bulunarak, Gazze halkının da Hac görevini yerine getirebilmesi için destek olmalarını istiyor. Deyr el-Beleh kentinden Nahid ebu Issa, hacı adaylarından kendileri için dua etmelerini isteyerek, Allah’tan sıkıntıların hafifletilmesini ve bir gün kutsal topraklara ulaşma imkanının nasip olmasını temenni etti. İsrail’i bu durumun doğrudan sorumlusu olarak gösteren ebu Issa, Arap ve İslam ülkelerinin sessizliğine de sitem etti.

Filistinliler için Hac yalnızca bir ibadet değil, aynı zamanda ümmetle aralarındaki bağın güçlendiği, mücadelelerinin ses bulduğu bir platform. Bu yılki Hac ritüelinin Filistin davasına adalet, özgürlük ve direniş ruhu taşıdığına inanan halk, İran İslam Cumhuriyeti'nin sloganını bu anlamda bir destek ve dayanışma sembolü olarak görüyor.

İran’ın "Kurani Yöntem, İslami Yakınlaşma ve Mazlum Filistin'e Destek" temasıyla yola çıkan Hac sloganı, Gazze halkı tarafından minnetle karşılandı. Ebu Şaban, bu slogan için İran’a teşekkür ederek, Arap ülkelerinin sessizliğine ise dikkat çekti. Müzakere süreçlerinde dahi Filistin’e destek vermek yerine baskı yapan Arap yönetimlerinin tutumunu eleştirdi.

İran’ın belirlediği bu Hac sloganı, Filistinlilerin sadece sembolik bir destek değil, Mekke’de kendi adlarına konuşan vicdanların sesi olduğunu hissetmelerine yol açtı. Hacca gidemeyenlerin kalbinde yer bulan bu mesaj, İslam dünyasının en kutsal günlerinde Filistin’in unutulmadığını gösterdi. Filistin halkı, bu yılki Hac’ın sadece bir ibadet mevsimi değil, ümmetle yeniden ahitleşme zamanı olmasını umuyor.