IRKÇI İSRAİL'DE GERÇEKLEŞEN SEÇİMLERİN ARDINDAN BATI ŞERİA'DA SON DURUM (ANALİZ)

Siyonist rejimin işgalci güçleri dün, sabah saatlerinde Batı Şeria ve Kudüs'ün çeşitli noktalarına baskın düzenleyerek, en az 20 Filistinli genci gözaltına aldılar. 

Görüntülenme: 681 Tarih: 08 Kasım 2022 12:51
IRKÇI İSRAİL'DE GERÇEKLEŞEN SEÇİMLERİN ARDINDAN BATI ŞERİA'DA SON DURUM (ANALİZ)

İşgal rejimi bu gözaltılar ile, kendince silahlı direniş eylemlerini durdurmaya çalışıyor. Bu amaçla işgal rejimi aylardır cezaevinin sayısını arttırmaya gayret göstermekte. Bu yaklaşım ancak çeşitli sebeplerden dolayı fiyasko verecektir:

Birincisi şu ki, Batı Şeria, Cenin, Kudüs ve Ürdün'deki Filistinli kamplarından oluşan üçgene bağlandığı için özel bir konumda yer almakta. Bu alanda 7-8 milyon Arap Filistinli yaşamakta. Bunların hepsini gözlatına almak imkansızdır.

İkincisi, Filistinlilerin direniş ve mücadelesi gözaltılardan sonra da devam ediyor ve bu doğrultuda, siyonist İsrailli baskıcı güçler, Hedarim zindanının 30 ve 35. bölümlerine baskın düzenleyerek, esirleri bastırarak, odalarında aramalar yaptılar.

Üçüncü sebep ise, Siyonist rejimin yasadışı ve geniş çaplı gözaltı eylemlerine uluslararası sözleşmeleri geniş ve açık şekilde ihlal etmesidir. Aslında, Siyonist rejimin savaş suçları bu eylemleriyle de kabarıyor. Filistinli kaynakların bildirdiğine göre, yaklaşık 4 bin 500 Filistinli esir, Siyonist rejimin cezaevlerinde esir bulunmakta ki bunlar arasında 131 kadın ve 175 çocuk yer almakta.

İşgal rejimi bu yılın başından beri en az 1800 Filistinliyi gözaltına almıştır. Yargılanmadan ve suçlamaları kendilerine bildirilmeden gözaltına alınan bu kişiler, avukat haklarından yoksun bırakılıyor. Bu da, tüm insani uluslararası haklarının maddelerinin açık ihlali anlamına geliyor. Genellikle, korsan İsrail rejimi dünyada bu politikaları tek taraflı uygulayan tek rejim sayılıyor. Çocuktan, kadın ve yaşlı insanlara kadar Filistinlilerin idari tutuklanması, işgal mahkemelerinin işlediği suç ve cinayetlerin bir parçasını teşkil ediyor.

Dördüncüsü nedeni de, Siyonist askerlerin Batı Şeria'da Filistinlilere karşı saldırıları arttıkça, direniş güçlerinin eylemleri ve operasyonlarının sayısının da artmsıdır. İşgal ordusunun bildirdiğine göre ekim ayında sadece Filistinliler tarafından 382 eylem Siyonist askerler ve yerleşimcilere yönelik gerçekleşti. Bu rakam eylül ayına göre, yüzde 130 oranında Filistinliler'in eylemlerinde artış yaşandığını gösteriyor.

Beşincisi de, Filistinlilerin Batı Şeria'da Siyonistlerin toprak işgali ve Kudüs'ü Yahudileştirme ve Mescid-i Aksa'yı tahrip etme girişimlerine karşı koyma noktasında en stratejik ve önemli silahın, iç vahdet ve birliği güçlendirmek ve tüm direniş gruplarının katılımıyla ortak bir cephe teşkil etmek olduğu kanaatine varmış olmalarıdır.

Filistinli grupların Cezayir'deki toplantısı ve direniş gruplarının katılımıyla Filistin Kurtuluş Örgtü'nü yeniden yapılandırma kararları, bu bağlamda ümit ışığı doğurmuştur. Gazze'de "14 milyon Filistin vatandaşı" isimli konferansın düzenlenmesi de, Filistinliler'in bu hususta ciddi olduğunu ve ilk adımları attıklarını gösteriyor.

Bu arada, radikal Siyonistlerin tek ümit noktası, Netanyahu'nun yeniden iktidara gelmesidir. Oysa, Netanyahu, Siyonist rejimin durumu için her hangi bir reçetesi yoktur ve üstelik bizzat çeşitli yolsuzluk dosyalarıyla karşı karşıyadır. Tüm bu dosyalar açık duruyor. Ayrıca Netanyahu'nun iktidara dönmesi, bu rejimi daha fazla izole olma riski ile karşı karşıya koymakta, nitekim dünyada şimdiye kadar Ukrayna liderinden başka kimse, Netanyahu'yu kutlamış değil. 

Siyonist rejimin kuruluşundan bugüne kadar, Filistin-siyonist rejim İsrail çatışması Tel Aviv için ilk ve en önemli meydan okuma olmuştur ve Netanyahu Batı Şeria'nın alevler içinde olduğu bir zamanda iktidara geri dönerken Filistinlileri sınırlamak için önceki seçenekler neredeyse sıfıra indirilmiştir ve şimdi de önünüzde net ve güvenli bir seçenek yok.

Parstoday

Yorumlar