HUSAM ŞAKİR YAZDI: BATI ŞERİA'DA AKAN KANLAR

Husam Şakir, Batı Şeria'da bir askeri kontrol noktasında İşgalci İsrail güçlerince şehid edilen kadınlar hakkında bir yazı kaleme aldı. 

Görüntülenme: 666 Tarih: 14 Nisan 2022 05:03
HUSAM ŞAKİR YAZDI: BATI ŞERİA'DA AKAN KANLAR

Yolun kenarında veya ortasında kanlar içinde uzanan kadın ve genç kızlar… Bu tablo artık Filistin’de olağan hale gelmiş durumda. Kadın ve genç kızlardan olan kurbanlar, öğrenci ve gençler gibi sürekli artan infaz listesine ekleniyorlar. Dünya basını ise onları zaten umursamıyor. Bunlar, işgal güçlerinin onur kırıcı ve ölüm kokan askeri geçiş noktalarında Filistinli erkek ve kadınlara yönelik işlediği infaz kurbanlarıdır.

 

Kurbanların dramı üzerlerine öldürücü mermilerin yağdırılmasıyla bitmiyor. İnfazdan sonra bedenleri uzun süre yerde yatıyor. Vücutlarından akan kanlar yerde izler bırakıyor. Bu süreç, sanılan tehlikeyi etkisiz hale getirme rahatlığıyla kahvelerini içip mutat işlerine devam etmelerine fırsat veriyor. Etrafta olanların aldıkları görüntüler, işgal polisiyle askerlerinin bu durumlarda tetiğe basıp hedefi vurduklarını gösteriyor. Bu durumda hedefteki kişi onların kızları, eşleri veya annelerinin yaşlarında biri olur. Dramın bir yönü de kurbanın ismini açıklamamalarıdır. Saatlerce hatta bazen günlerce kurbanın kimliğini açıklamayarak bu şekilde ailelerine psikolojik baskı uyguluyorlar. 

 

Bu yolla öldürmek artık klasik bir hal almıştır. Bunu özenle uydurdukları gerekçelerle tekrarlıyorlar. Kız öğrencinin elinde parlayan meyve bıçağının bir grup askerin hayatı için tehlike arz ettiğine dair düşünce ve iddiaları pek mantıklı gelmiyor. İşgal askerlerini öldürmek amacıyla genç bir kız, kadın veya öğrenciye karşı aceleyle silah kullanıp mermi yağdırmaları, işgal askerlerinin Filistinlilerin hayatına verdiği değeri gösteriyor. 

 

İşgal rejiminin sokak infazlarıyla ilgili resmi gerekçe ve izahın doğru bir yanı yoktur. İşgal askerlerinin sokak infazlarının gerekçeleri, Filistinliysen ve Batı Şeria ile Kudüs’teki askeri geçiş noktalarından geçiyorsan veya beklenmedik bir tavır gösterirsen işgal askerlerinin öldürücü mermilerine her an maruz kalabileceğini gösteriyor. Bu gerekçeler ve iddialar yuvarlaktır. Bu durum hele hele kulak ve gözlerinde engelli olanlar, ya da işgal polisiyle askerlerin bu noktalarda yaptıkları bağırma ve çağırmaları anlamayanlar için daha fazla tehlike arz ediyor. Hele hele dil ve ifade üslubu da farklıysa durum daha da vahim bir hal alıyor. Batı Şeria ve Kudüs’ün her tarafına kurulan askeri geçiş noktaları zihinsel engellilerle, özel ihtiyacı olanlar için tehdit olmaya devam ediyor. Böyle bir yerde bir insan heyecanlanıp gerilir veya korkarsa bunu hayatıyla ödemek durumunda kalabilir. 

İşgal güçleri, asker ve polislerinin basit neden ve iddialarla işledikleri cinayetleri gerekçelendirip mazur görmekten geri durmadıkları gibi, caniler de asılsız iddia ve gerekçelerini ispat etmek için infaz ettikleri kurbanın yakınına bıçak bırakmaktan geri durmuyorlar. 

Tam teçhizatlı askerlere okul çağındaki bir kız çocuğun elindeki bıçakla saldırma ihtimaline karşı işgal askerlerinin uzak mesafeden kurşun yağmuruna tuttukları görünüyor. Bu bile orantısız bir karşılık olduğunu gösteriyor. Bu konudaki kurbanların listesi ortadadır. Askeri noktalarda değişik yaşlardaki Filistinlilerden onlarcası öldürüldü. Peki ya askerler? Onlardan kaç kişi söz konusu tehlikeler neticesinde öldürüldü? Sonuç sıfır. 

İnfazlar, işgal güçlerinin Batı Şeria ve Kudüs’ün birçok noktasına Filistinlilerin günlük hayatını aksatmak ve onları bezdirmek için kurdukları askeri geçiş noktalarına hâkim olduklarının göstergesidir. Bunlar, Filistinlilerin hareket alanını engellemek, onları aşağılamak ve tutuklamak içindir. Buralar infaz ve cinayet noktalarıdır.

İşgalcinin, askeri geçiş noktalarında Filistinli kadın ve erkeklere yönelik cinayet ve infazların “askerlerin hayatını tehlikeye atacak” bir tehlike nedeniyle yapıldığına dair söylem ve iddialarının doğrulanmasından önce, işgalcinin Filistin topraklarında bulunması, Filistinlilerin gittikleri yollara askerlerin konuşlandırılmasının Filistinliler için tehdit oluşturduğunu kabul etmek gerekir. 

Hiçbir işgalci ve zalim gücün, özgürlük ve bağımsızlıktan mahrum bıraktığı, toprağını ve kaynaklarını talan ettiği bir halktan, askeri geçiş noktalarında kendisine her türlü aşağılamayı yapan, zulmeden ve haksız yere öldüren askerlerine gül demetleri takdim etmesini beklememelidir. İşgalci, Filistinlilerin öfkesini üzerine çekecek eylemler yapmakta ve onları basit imkanlarla da olsa kendisine karşı durmaya zorlamaktadır. Filistinli öğrenciler, şimdiye kadar onlarcasının öldürüldüğü askeri geçiş noktalarında askerlerin Filistin halkına karşı cinayetlerini, saldırılarını, tutuklamalarını, zorbalıklarını, onur kırıcı tutumlarını kendi gözleriyle müşahede ediyor. Bazen de yakınlarının bu kötü muameleye maruz kaldıklarını görüyorlar. 

Sokak infazlarının görmezlikten gelinmesi, işgal askerlerinin aynı tabloyu tekrarlamak için birkaç günde bir, Filistinli kadın ve genç kızları, ya da okuluna giden bir öğrenciyi kanlar içinde yere yığmak için narin (!) parmaklarını tetiğe basmaya teşvik ediyor.

Filistin’de kanlar akmaya devam ediyor. Onlar ise, dünyanın umursamazlığı karşısında daha fazla kurban vererek yollarına devam ediyorlar. 

Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar