Tesnim'in haberine göre, Direniş Cephesi’nin lider kadrolarına yönelik suikastlara ve cephe hattındaki kayıplarına rağmen Yemen’in devam eden saldırıları, yalnızca bu hattın canlılığını değil, aynı zamanda bölgesel denklemde artan etkisini de gözler önüne seriyor. Gazze’deki savaşın başından bu yana Filistin halkının yanında konumlanan Yemen direnişi, 19 ayı geride bırakan çatışmalarda askeri kapasitesini daha da geliştirerek sahada varlığını sürdürüyor.

ABD Saldırılarını Artırırken Yemen Kararlılığını Büyütüyor

Yemen’e yönelik Amerikan hava saldırılarının hem sıklık hem de yıkıcılık açısından artış gösterdiği bir süreçte, Yemen Silahlı Kuvvetleri karşı hamlelerini daha güçlü ve isabetli hale getirdi. Kızıldeniz’de ABD ile açık çatışma sürecine giren Yemen güçleri, aynı zamanda Gazze halkına destek amacıyla Siyonist rejime yönelik saldırılarını genişletti. Özellikle ticari ve askeri açıdan hayati öneme sahip Kızıldeniz hattında, Siyonist gemiler ve destroyerler Yemen’in uyguladığı abluka nedeniyle ciddi tehdit altında kalmaya devam ediyor.

Yemen’in Aşamalar Halinde İlerleyen Saldırı Doktrini

Gazze savaşının ilk günlerinden itibaren siyonist İsrail ile doğrudan çatışma stratejisi benimseyen Yemen Silahlı Kuvvetleri, beş aşamalı bir saldırı planı izledi. İlk aşamada Kızıldeniz’de Siyonist rejime ait gemiler hedef alındı. Bu operasyonlar, deniz yoluyla İsrail ekonomisine baskı kurmayı amaçlıyordu.

İkinci aşamada, İsrail bağlantılı olmasa da bu ülkeye doğru seyreden yabancı bayraklı ticaret gemileri uyarılar sonrası hedef alındı. Bu hamle, İsrail’in Akabe Körfezi üzerinden yürüttüğü ticareti sekteye uğratmayı hedefliyordu.

Üçüncü adımda, ABD ve İngiltere’nin Babülmendeb Boğazı ve Kızıldeniz’deki faaliyetlerine doğrudan yanıt geldi. Başlangıçta Avrupa destekli bir ABD koalisyonu Yemen güçlerini durdurmayı amaçladı. Ancak Yemen’in art arda verdiği kayıplar sonrası Avrupalı ortaklar geri çekildi; İngiltere ise ABD’nin yanında kalmayı sürdürdü.

Dördüncü aşamada Yemen ordusu saldırılarını Umman Denizi ve Hint Okyanusu’na kadar genişletti. Bu hamleyle birlikte Yemen’in saldırı hattı bölgesel bir boyut kazandı.

Beşinci ve son aşamada ise saldırı kapsamı Akdeniz’e taşındı. Böylece Yemen ordusu, operasyonlarını Orta Doğu’nun ötesine taşıyarak uluslararası deniz ulaşım hatlarını doğrudan etkilemeye başladı.

Ateşkesin Ardından Saldırıların Yeni Dalgası

Gazze’de ateşkesin sağlandığı dönemde Yemen, Siyonist hedeflere yönelik saldırılarına ara vermişti. Ancak İsrail’in iki aylık sükûnetin ardından saldırılarına yeniden başlaması üzerine Yemen ordusu da yeni bir saldırı dalgası başlattı. Bu yeni aşamada Yemen direnişinin operasyonları hem daha etkili hem de daha yoğun hale geldi.

Öne çıkan saldırılardan biri, Ben Gurion Havalimanı’na yönelik oldu. Daha önce birkaç saatliğine aksayan hava trafiği, son saldırıda tamamen durma noktasına geldi. Bu durum, Yemen Ensarullah hareketinin askeri kapasitesinde gözle görülür bir ilerleme kaydettiğini gösteriyor.

İsrail İç Krizi Derinleşiyor

Yemen ordusunun devam eden saldırıları, İsrail’in iç güvenlik dengesini de derinden sarsıyor. Siyonist rejimin toplumsal yapısı, artan saldırı tehdidi karşısında daha da parçalanıyor. Uzmanlar, işgal altındaki topraklarda iç çatışma riskinin her zamankinden daha yüksek olduğunu belirtiyor. İsrail ordusunun yaşadığı güven bunalımı ve sahadaki yetersizlik, bu iç gerilimi daha da körüklüyor.

Bugün sabah saatlerinde Ben Gurion Havalimanı’na yapılan saldırı, Yemen açısından büyük bir askeri başarı olarak değerlendiriliyor. Balistik füzenin İsrail’in tüm savunma sistemlerini aşarak en korunaklı noktalardan birine ulaşması, savunma hatlarındaki zafiyeti açıkça ortaya koydu.

Yerleşimciler Arasında Artan Panik ve Çaresizlik

Yemen’in artan saldırı gücü yalnızca çatışma bölgelerinde değil, işgal altındaki şehirlerde de psikolojik etkiler yaratıyor. Filistin topraklarında kendilerini güvende hisseden Siyonist yerleşimciler, artık bu illüzyonun çöktüğü bir döneme girdi. ABD'nin bile kontrol altına almakta zorlandığı Yemen Cephesi karşısında, Siyonist yerleşimciler arasında korku ve umutsuzluk yayılıyor.

Bir dönem ABD’nin desteğiyle çıkış yolu bulan Siyonist rejim, bugün Yemen’in baskısı altında uluslararası alanda yalnızlaştı. Tel Aviv yönetimi, Yemen saldırılarını durdurmanın yollarını ararken, bu kez eskisi gibi güçlü bir destekçiye güvenememenin sıkıntısını yaşıyor.