Gazze savaşının başlamasından birkaç hafta sonra ABD ve Siyonist İsrail, Filistinlileri yerinden etmek, bölgeden zorla göç ettirmek ve Filistinli direniş gruplarının varlığına son vermek amacıyla Gazze'ye yönelik komplo planları sunmaya başladı. Bu konuda hala birçok iddia var.

ABD merkezli yayın kuruluşu Politico’da yer alan habere göre, Biden hükümeti, savaş sonrası Gazze'nin bir Filistin Yönetiminin kontrolüne geçmesine yönelik bir plan geliştiriyor.

Dergiye göre, ABD’nin resmi kurumları arasındaki istişareler sonucunda, İsrail ile Hamas arasındaki savaş bittikten hemen sonra Gazze'de çok aşamalı bir yeniden yapılanma sürecinin başlatılması görüşü ortaya çıktı.
Dergi, savaşın sona ermesinin ardından Gazze'yi istikrara kavuşturacak uluslararası bir güce ve ardından Gazze Şeridi’ni uzun vadede yönetecek yenilenmiş bir Filistin Yönetimi’ne ihtiyaç duyulduğunun da altını çizdi.

Dergi, ABD’nin savaş sonrası Gazze’deki duruma ilişkin gelişmesi haftalar süren planının Biden yönetimi ile İsrail’i karşı karşıya getirebileceğini belirtti.

Bu arada Siyonist rejim, Filistin Özerk Teşkilatı’nın Gazze Şeridi'ni kontrol etmesine karşı olduğunu açıkça dile getirmiştir.

Netanyahu Hezeyan İçinde Yaşıyor

Arap Dünyasının tanımış analistlerinden olan ve Rey el-Yevm Gazetesi Baş Editörü Abdulbari Atvan, Gazze’deki gelişmelere ilişkin kaleme aldığı yeni yazısında şu ifadelerde bulundu:
‘’Bugünlerde hezeyan içinde yaşayan işgalci rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu gergin görünüyor. Gazze’de 2 ay boyunca Filistinli grupların sergilediği direniş sonucu İsrail ordusunda maddi ve insani kayıpların artmasının ardından hayal kırıklığına uğrayan Netanyahu en çevresindeki en yakın psikoloğa başvurmuş olabilir.

Netanyahu, son açıklamasında "İsrail Başbakanı olduğum sürece Gazze Şeridi'nde Filistin Özerk Teşkikatı’nın iktidara gelmesine izin vermeyeceğim” demişti. Keşke Filistin Özerk Teşkilatı Başkanı Mahmud Abbas ve onun eski ve yeni yardımcıları, Netanyahu'nun açıklamalarını hakaret olarak değerlendirip bu büyük hakarete tepki gösterse.
Siyonist bir yetkili Filistinli yetkililere yönelik böyle aşağılayıcı sözler dile getiriyor, ancak geçtiğimiz 30 yıl boyunca Abu Mazen (Mahmud Abbas) ve teşkilatın diğer yetkilileri Arap ülkelerini işgalci rejimle normalleşmeye teşvik ederek Siyonist yerleşimcileri ve yerleşim yerlerini korumak için Siyonist düşmanla güvenlik işbirliğini sürdürmüştür.

Amerikan ve Siyonistlerin Gazze Komplosu Neden Başarısız Olur?

Netanyahu'ya ve açıklamalarına cevabımız şu ana gerçekler çerçevesinde olabilir:
Gazze Şeridi'nde Hamas öncülüğündeki direniş grupları yenilgiye uğratılmadı ve var gücüyle İsrail ordusuyla savaşmaya devam etmekte ve İsrail ordusuna ağır kayıplar vermektedir. Bunlardan en önemlisi bu orduya ait 135 zırhlı araç ve tankın 72 saatten kısa sürede imha edilmesidir. Bunu doğrulayan Siyonist rejimin savaş bakanı Yoav Galant, yaşadıkları hezimeti ‘ağır bir kayıp’ olarak değerlendirdi.
Filistin halkının çoğunluğu Özerk Teşkilatı Başkanı Mahmud Abbas’tan nefret ediyor; çünkü onun işgalci rejimin maşası haline geldiğini tüm Filistinliler biliyor ve ayrıca sergilediği duruşuyla İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım ve savaşın perde arkasında yer alıyor. Ebu Mazen yönetimi işgal ordusunun Batı Şeria'nın özellikle Cenin, Nablus, Tulkarm ve El Halil şehirlerine, köylerine ve mülteci kamplarına yönelik saldırılarını kolaylaştırıyor. Teşkilatın 60 bin güvenlik güçleri Batı Şeria’daki Filistin halkının Siyonist güçlerin saldırılarına maruz kaldığı bir dönemde İsrail askerleri tek bir kurşun bile sıkmadı.
Mahmud Abbas Batı Şeria'yı yönetmeyi bile başaramadı ve onun iktidar dönemi zulüm ve yolsuzlukla doluydu. Dolayısıyla Gazze Şeridi'nde hiç kimse Ebu Mazen'i ve aynı zamanda onun örgüt ve güçlerini hoş karşılamayacaktır.

- ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze Şeridi'nin Mahmud Abbas ve örgütüne devredilmesini desteklediği doğrudur ve Washington Post'ta yayınlanan haberde Biden "Gazze ve Batı Şeria tek yönetim altında birleşmeli.” demişti, ancak mevcut savaştan sonra Gazze Şeridi eskisi gibi olmayacak ve bölgedeki Filistin halkı, Mahmud Abbas ve örgütünün Amerikan ve İsrail tanklarının arkasında Gazze’ye girmesini kabul etmeyecektir. 20 bin şehit, 50 bin yaralı veren Gazze sakinleri sadece direnişin meşru temsilci olduğuna inanıyor.
Mahmud Abbas ve Örgütü Gazze'deki Direnişin Yerini Dolduramaz

Mahmud Abbas ve örgütü, 75 yıllık Filistin işgalinden bu yana Siyonist düşmana karşı tarihi zafer elde eden direnişin yerini asla dolduramaz. Üstelik bölgenin tamamen özgürleştirilmesi ve işgalci rejimin yıkılmasının ardından Batı Şeria'daki özerk teşkilatının yerini bile direniş alacaktır.

ABD, Filistin halkına yönelik yapılan soykırımda İsrail'in gerçek ortağıdır ve Gazze savaşı çok para harcamıştır. İşgalci rejimin ordusuna mühimmat ve kitle imha silahı sağlamak için bir hava koridoru oluşturan ABD, uçak gemilerini ve 2 binden fazla askeri gücünü de bölgeye göndermiştir. Amerika, Gazze Şeridi'nde, Batı Şeria'da ya da herhangi bir Arap bölgesinde asla karar verici olamaz ve Afganistan'da yaşadığı yenilgi gibi, yakında aynısını yaşayacaktır.
ABD Gazze'de Hiçbir Şey Kazanamaz

Şimdi şu soruyu yöneltmek istiyorum: Afganistan yenilgisi sonucu ABD kuvvetlerinin Kabil havaalanından kaçmasından sonra Afganistan hükümetini kim devraldı, ülkede iktidar Amerikan ajanlarına mı devredildi? Dünyanın başka yerlerinde hiçbir şey elde edemeyen ABD’liler neden Gazze'de kazanabileceklerini düşünüyorlar?

Irak ve Suriye'de ABD’nin askeri üslerinin her gün direniş gruplarının saldırılarına maruz kaldığını, Yemen silahlı kuvvetlerinin Kızıldeniz'deki Amerikan kontrolünü yok ettiğini görüyoruz, aynı zamanda Yemen güçlerinin işgal altındaki Filistin topraklarındaki Eilat limanı da dahil olmak üzere, Siyonist mevzilerine yönelik saldırılarının arttığına tanık oluyoruz.
Yemen Ensarullah Hareketi’nin gücü ve askeri başarıları konusunda abarttığımı söylemeyin. Zira bu hareket, çok sayıda seyir füzeleri ile insansız hava aracının yanı sıra eli tetikte olan yüzbinlerce gönüllü savaşçıya sahiptir. Gazze Şeridi'nim asıl yönetenleri, tüm Filistin'i işgalcilerden kurtaracak olanlardır. Bunlar Yahya Sinvar ve diğer direniş liderlerinin önderlik ettiği direniş gruplarıdır. Buna inanmayanlar da bölgedeki köklü değişimleri anlayamadığını bilmelidir.’’
Tesnim