İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve nükleer baş müzakereci Ali Bakıri Keni açık şekilde yaptığı açıklamada, Siyonistlerin müzakere odası haricindeki ortamı tahrip etmeye ve görüşme odasının ortamı üzerinde de etkili olmaya çalıştıklarını ifade etti.
Fakat acaba Siyonistler neden Viyana görüşmelerinin ortamını bozmaya ve bu görüşmelerin sonuca ulaşmasına engel olmaya gayret gösteriyorlar?
İlk neden şu ki, İsrail rejimi son senelerde nükleer görüşmelerin sonuç vermemesi için çok çaba göstermiştir. Irkçı rejim, ABD'nin önceki yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesini sağlama noktasında etkin rol ifa etti. Bugün de nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasını engellemek için işgal rejimi aynı politikaya devam ediyor.
Diğer bir neden ise, İsrail rejimi ile İran İslam Cumhuriyeti ilişkisinin cinsi ve türü ile alakalıdır.
İran İslam Cumhuriyeti, İsrail rejimini asla tanımamıştır ve bu rejimi bölgede illegal bir aktör ve sahte bir rejim olarak görüyor. Bakıri Keni de İsrail'in Viyana görüşmelerini baltalama çabalarını değerlendirirken yaptığı açıklamada, işgal rejimine "illegal varlık" diyerek, müzakere odası dışındaki bu illegal varlığın müzakere odası dışındaki ortamı bulandırmaya ve bozmaya çalıştığını vurguladı. Böylece Siyonist rejim, İran İslam Cumhuriyeti'ni en önemli düşmanı olarak görüyor, ancak İslam Cumhuriyeti karşısında ise aciz durumdadır. Bunun için İran'a karşı küresel baskı ne kadar artarsa, bu rejimin menfaatleri daha fazla karşılanmış olacağına inanıyor.
Diğer bir neden de işgal rejimi İsrail'in İran'ın bölge milletleri için bir model ve örnek haline gelmesinden duyduğu endişedir.
Siyonist rejim yetkilileri, işgal topraklarında türlü krizlerle karşı karşıya kaldıkları bir sırada, İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı baskının azaltılması ve bu ülkenin petrol satması ve döviz transferi için zemin sağlanmasının İran'ın ekonomisinin güçlenebileceğine inanıyor.
Diğer yandan İran İslam Cumhuriyeti geçen 43 senede her daim, dış politikada bağımsızlık, dış güçlerin bölge işlerine müdahalesine karşı çıkılması ve Siyonist rejim karşısında direniş gruplarının güçlendirilmesine vurgu yapmıştır. İran, ekonomik olarak gelişmesi halinde bölge milletleri için bir örnek olabilecektir çünkü yabancılara bağımlı olmadan İslami kimlik ile gelişme ve ilerlemenin mümkün olduğunu böylece kanıtlamış olacaktır.
 Bu konu, Siyonist rejimin menfaatlerine ters düşmekte. Bu bağlamda İsrail basını, Bennet yönetiminin ABD'nin İran'a karşı her türlü yaptırımlarının iptaline karşı olup, bunu kötü eylem olarak gördüğünü yazdı.
Diğer bir neden de, Siyonist rejimin İran'a karşı küresel baskının azalmasının İran'ın bölgesel konumu üzerinde olumlu etki bırakabileceğine inanmasıdır. Başka bir deyişle İsrail rejimi, her alanda tüm baskıya rağmen başarılı olan ve kendi ve müttefiklerinin konumunu güçlendiren İran'ın, baskıların azalmasıyla bölgedeki konumunu daha da takviye edebileceğini düşünüyor.
İsrail Jeruzalem Post gazetesi bu bağlamda şöyle yazıyor: "İsrail'in ABD'nin İran ile anlaşmaya varmasından esas korkusu, ABD'nin Ortadoğu'dan çekilmesi ve İran'ın bölgesel konumunun güçlenmesiyle sonuçlanabileceği içindir."
Bu nedenlere göre, İsrail rejimi Viyana görüşme masasında bir aktör olarak yer almadığına rağmen, ancak illegal bir varlık olup, bu görüşmeleri tahrip etmek için perde arkasında rol ifa eden en önemli aktör olarak görüşmelerin sonuç vermemesini açık şekilde destekliyor.

parstoday