İşgalcilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını artırdıklarına, Kudüs’ün merkezinde Yahudi yerleşim birimi inşasının hız kazandığına ve diğer yandan Filistinlilerin evlerinin yıkıldığına işaret eden El-Hatib, bazı Arap ülkelerinin işgal rejimiyle ilişkilerini normalleştirmesinin ve Filistin Yönetimi’nin işgal yönetimiyle işbirliğinin, işgal parlamentosu Knesset’teki Arap milletvekillerinin işgal hükümetine destek vermesinin ve Kudüs’teki İslami Vakıflar Dairesi’nin rolünün zayıflamasının söz konusu tehlikelerin sonucu olduğunu ifade etti.
 

Quds Press’e konuşan El-Hatib, Arap ülkelerinin ilişkileri normalleştirme peşinde koşmasının işgal rejiminde Mescid-i Aksa’yla ilgili planlarını Arap ülkelerinin onayıyla hayata geçirmek için koşulların uygun olduğu kanaati uyandırdığını bildirdi.
 

İşgal rejimiyle Arap ülkeleri arasında ilişkilerin hızla gelişmesinin, elçiliklerin açılmasının ve doğrudan uçak seferleri düzenlenmesinin işgalcilerin Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya el koyma planlarına hizmet ettiğini kaydeden El-Hatib, Kudüs’teki Filistinlilere ait mülklerin işgalcilere geçmesi operasyonunda mızrak ucu görevi üstlenen Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) rolü konusunda uyarıda bulundu.

Filistin Enformasyon Merkezi