ÖZGÜRLERİN VEFASI ESİR TAKASI ANLAŞMASI NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Üzerinden on yıl geçen Özgürlerin Vefası Esir Takası Anlaşması, ayrıntıları ve özellikleri üzerinde uzun uzadıya düşünmeyi hak ediyor. Çünkü bu anlaşma düşmanın yasak dediğini deldi, işgalci Siyonist rejimin bayrağını Filistin Esir Hareketi tarihinde ayaklar altına aldı. 

Görüntülenme: 1325 Tarih: 18 Ekim 2021 13:32
ÖZGÜRLERİN VEFASI ESİR TAKASI ANLAŞMASI NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Ekim 2011 tarihinde Filistin direnişi, elinde bulunan Siyonist asker Gilad Şalit’e karşılık 450’si ağır ve müebbet hapis alan esirler olmak üzere 1027 Filistinli esiri özgürlüğe kavuşturmayı başardı. 

1948 yılında meydana gelen Nekbe’den beri işgal rejimiyle defalarca esir takas anlaşmaları yapıldı. Ama Özgürlerin Vefası düşmanla mücadele bilincinde bıraktığı etki açısından farklı bir yere sahiptir. 

Bu anlaşma, ağır ve müebbet ceza alan Filistinli esirlerin işgalciyi açmaya zorlayacakları ve esirleri öncelikli hedefleri arasına koyan Filistin direnişinin taleplerini kabul etmeye zorlayacak bir kapının daha olduğu hususundaki kanaatlerini yineledi. 

Özgür İrade

Siyonist işgal rejiminin yoğun bombardıman ve yıkımın ardından başlayan krizlerden beş yıl sonra, 18 Ekim 2011’da Gazze halkının yüzünde güven dolu tebessüm göründü.

 

2011 yılında Gazze’deki Filistin direnişiyle işgal rejimi arasında meydana gelen esir takas anlaşması zaman, mekân itibariyle, Batı Yaka, Kudüs, Gazze ve 1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarından ağır ceza alan 450 esirin özgürlüğe kavuşturulmasının şartları açısından şimdiye kadar yapılan takas anlaşmalarından farklıdır.

Siyonist işgal rejimi altmış yıllık savaşında Filistinli gruplarla birçok esir takası anlaşması imzaladı. En önemli anlaşmalardan biri,1979, 1983 ve 1985 yıllarında Halk Cephesi Genel Komutanlık’la imzaladığı esir takası anlaşmalarıdır. 

Siyasi analist Mustafa Es-Savvaf yaptığı değerlendirmede, Özgürlerin Vefası Anlaşması'nın işgalciyi Filistin direnişinin taleplerini kabul etmeye, daha önce yüksek ceza ve ağır müebbet alan esirler konusunda imkânsız diye bahsettiği konuda direnişin isteklerini kabul etmeye mecbur bıraktığını söyledi.

Filistin Enformasyon Merkezi'ne Özgürlerin Vefası Anlaşması'nı değerlendiren Es-Savvaf şunları söyledi: 

“Anlaşmayla salıverilen 450 Filistinli esir son ana kadar özgürlüğe kavuşacaklarını bilmiyordu. Direnişin bu konudaki ısrarı ve kararlılığı olmasaydı bunlar salıverilmezdi. Direniş güçleri işgalciyi buna zorladı. Şu anda içerde olan benzer esirler ikinci bir Özgürlerin Vefası Anlaşmasını bekliyorlar”.

“Filistin direnişi, yasak olanın delinebileceğini, işgal rejimiyle işgal ordusunun heybetini sarsan eylemlere iştirak eden direnişçilerin özgürlüğe kavuşabileceklerini ispat etti. Cezaevi kapısı açılınca Filistin direniş liderlerinden onlarca kişi özgürlüğüne kavuştu”.

Kudüs ve 1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarındaki Filistinli esirler de özgürlüğe kavuştular. Bunlar, işgalcinin bunların Siyonist rejimin kanunlarına tabi olduğunu savunarak esir hareketinden koparmaya çalıştığı esirlerdir. 

Siyasi analist Fayiz Ebu Şemmale ise, demir parmaklıkların arkasında yaşayan esirlerin sürekli özgürlüğü düşündüğünü, özgürlüğün zihinlerini meşgul ettiğini, özgürlük umudunun ölmesi halinde ise esirin de öleceğini söyledi.

Filistin Enformasyon Merkezi'ne konuşan Ebu Şemmale şunları ifade etti:

“Özgürlerin Vefası Esir Takası Anlaşması, esirlere kendilerini düşünen birilerinin olduğunu gösterdi. Ağır ceza alan esirlerdeki bu duygu direnişlerine güç katıyor. Başarılı takas anlaşmaları olmazsa esirler sıkıntı ve dertten ölürler”.

“Siyonist rejimin cezaevi idaresiyle esir hareketi arasında irade kırma savaşı devam ederken, Filistin direnişi de halkının yanında durmakta, esirleri kurtarma konusunda verdiği sözün bedelini Şalit’i esir aldığı günden 2011 yılında anlaşmayı imzaladığı ana kadar ödedi.  

Siyonist işgal rejimi, Özgürlerin Vefası anlaşmasıyla büyük bir kazanıma imza atan direnişin kazanımını sabote etmek ve başarısını yok etmek için serbest kalan esirlerden onlarcasını Batı Yaka’da yeniden tutukladı. Bununla, Mısır arabuluculuğuyla imzalanan anlaşmanın maddelerini ihlal etmiş oldu. İşgalcinin bu tutumuna karşı Hamas bugün, ikinci bir esir takası anlaşması için tutuklanan bu esirlerin önce salıverilmesini şart koşuyor.

Özgürlerin Vefasının Özelliği

Filistin direnişi Siyonist asker Gilat Şalit’i esir aldığı andan salıverdiği güne kadar ağır bedelleri ve aldığı yaraları büyük bir şerefle taşıdı. İşgal askerini elinde bulundurduğu 5 yıllık sürede ağır darbelere maruz kaldı. 2008 yılında taş üstüne taş kalmayan bir savaşı yaşadı. Bu süre içinde yüzlerce şehit verdi. Binlerce kişi yaralandı.

2006 yılında Şalit esir alındığı ilk saatlerde işgal güçleri Gazze’yi besleyen elektrik santralini bombalayarak bölgeyi karanlığa boğdu. O günden beri Gazze’nin elektrik krizi bir türlü çözüme kavuşmadı. Bunun yanı sıra Gazze’de bitmeyen sorunlar ve sıkıntılar baş gösterdi.

Konuya değinen Es-Savvaf, Özgürlerin Vefası Anlaşması'nın işgalcinin hegemonyasını kırmayı başardığını belirterek, işgalcinin özgürlük umutlarını yıkmaya çalıştığı esirin özgürlüğe kavuştuktan sonra gözlerinde görünen sevinci bizzat müşahede ettiğini söyledi.

Es-Savvaf devamla “Anlaşma belli bir grubun çıkarı için değildi. Aksine anlaşma, Filistin halkının her katmanını içine alan, ağır ceza alan ve müebbetler alan esirleri kapsıyordu. Bu anlaşma, işgalciyle yapılan anlaşmalar tarihinde önemli bir istasyondur. Çünkü bu anlaşma, tankın içinden esir alınan ve beş yıl süreyle kuşatma altındaki Gazze’de gizlenen bir askerin ardından geldi” dedi. 

Es-Savvaf sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyonist askerin esir alınmasından sonra işgal rejimi direnişle beyin savaşında her türlü maddi ve teknolojik imkânlarını seferber etti. Bu savaş beş yıl sürdü. Bu sürenin sonunda işgalci direnişin şartlarını kabul etmek zorunda kaldı ki, bu şartlar ağır ve müebbetler kırmızı çizgimdir diyen işgalcinin bunu delmesini sağlamış oldu.”

“Özgürlerin Vefası Anlaşması şu anda demir parmaklıkların arkasında olan esirlerin işgalci istemese de özgürlük umutlarını yeniden yeşertti. Diğer taraftan anlaşma, kibirli işgalcinin direnişin çelik iradesi karşısında güçle nasıl boyun eğebileceğini de gösterdi. 

Ebu Şemmale ise tespitlerini paylaştı:

“Özgürlerin Vefası Anlaşması, verilmiş doğru bir sözdür. Ustalıkla idare edilen bu anlaşmayla Gazze’deki direniş, Gazze’nin kuşatma altında olmasına ve birçok sıkıntıyla boğuşmasına rağmen işgalciyi şartlarını kabul etmeye mecbur bıraktı.”

“Kassam komutanı şehit Ahmed El-Ca’beri’nin işgal ordusunun esir askeri Şalit’i arabulucu durumundaki Mısırlı yetkililere teslim etmeden önce ona eşlik etmesi, parmaklıklar arkasında kalan esirlerin fedakârlığını onore eden ve direnişin gücünü ortaya koyan onurlu bir tabloydu”. 

Ebu Şemmale devamla, Gazze’deki direnişin Siyonist askeri beş yıl sağ salim koruma hususunda gösterdiği güvenlikle onu Rafah kapısına ulaştırma ve müebbet alan esirleri kurtarma noktasında gösterdiği zaferi herkese gösterdiğine işaret etti. 

Gazze’deki direniş 2011 yılında meydana gelen esir takası anlaşmasından sonra, pratikte başarı gösterdiğine şahit olan Filistin halkına Siyonist işgal rejimiyle ikinci bir esir takası anlaşması imzalayacağına söz verdi. Direniş güçleri zaman zaman bu konuda görüşmelerin olduğunu hatırlatmaktadır. Siyonist işgal rejimi 2014 yılında Gazze’ye yönelik başlattığı savaşta direnişin eline esir düşen 4 askerinin salıverilmesini istiyor. 

Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar