Edinilen bilgilere göre, yeni listede ekonomik öneme sahip bölgeler ile hızla alev alabilen hayati tesisler de yer alıyor.

YDH'nin haberine göre, bu gelişme, işgalci İsrail Savaş Bakanı Yoav Gallant’ın geçtiğimiz Cuma günü yaptığı ve Tel Aviv’in Yemen’e yönelik saldırılarını genişleteceğini ima eden açıklamaların hemen ardından yaşandı. Sanaa yönetimi ise söz konusu tehditlere, İsrail’in alışık olmadığı türden askeri yanıtlarla karşılık vereceklerini belirtti. Açıklamada, daha önce kullanılanlardan daha hızlı, daha manevra kabiliyetli ve daha uzun menzilli füze ve İHA’larla düşmana “sürpriz” yapacaklarını vurguladı.

Söz konusu saldırılar özellikle İsrail’in kuzeyindeki Hayfa şehrini yeniden ön plana çıkardı. El-Ahbar gazetesine konuşan ve sürece yakın bir askeri kaynak, Yemen’in Hayfa’daki stratejik tesisleri yakın takibe aldığını söyledi. Kaynağa göre, Hayfa’da bulunan kimya sanayi, petrol rafinerileri ve ham petrol işleme tesisleri, Ensarullah’ın “meşru hedefleri” arasına alınmış durumda.

Aynı kaynak, İsrail’in petrol ve enerji altyapısının büyük bölümünün Hayfa’ya bağımlı olduğunu belirtti. Verilere göre, petrol endüstrisinin yaklaşık yüzde 60’ı ve elektrik üretiminin yüzde 40’ı bu bölgeden sağlanıyor. Bu tesislerin hem yanıcı özellikleri hem de açık alanlarda korunmasız bir şekilde bulunmaları, onları Sanaa’nın potansiyel saldırı listesinde öncelikli hale getiriyor.

Sanaa güçleri, İsrail’in Yemen topraklarında özellikle sivil altyapıyı hedef almasının ardından, yeni bir karşılık stratejisi geliştirdiklerini duyurdu. Buna göre, “havalimanına havalimanı, fabrikaya fabrika, petrol tankına rafineri, elektrik santraline yine elektrik santrali” şeklinde bir denklik politikası uygulanacak.

Aynı askeri kaynak, Yemen’in bu çatışmada artık kaybedecek bir şeyinin kalmadığını savunarak, yaklaşan misillemenin Ensarullah lideri Abdülmelik el-Husi ile Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat’ın önceden sözünü verdiği gibi “sarsıcı” olacağını ifade etti.

Yeni askeri gelişmeler, Yemen ile İsrail arasındaki çatışmanın daha da tırmanabileceğine işaret ederken, Ensarullah’ın direniş stratejisini ekonomik ve stratejik altyapıları hedef alan daha agresif bir çizgiye taşıdığı görülüyor.