SİYONİSTLER VE LÜBNAN HÜKÜMETİ EL AHBAR GAZETESİNE SAVAŞ AÇTI

Lübnan merkezli El-Ahbar gazetesi, Cumhurbaşkanlığından yapılan kısa bir açıklamanın ardından kendilerine yönelik yeni bir baskı dalgasının başladığını duyurdu. 

Görüntülenme: 31 Tarih: 12 Mayıs 2025 17:56
SİYONİSTLER VE LÜBNAN HÜKÜMETİ EL AHBAR GAZETESİNE SAVAŞ AÇTI

YDH'nin haberine göre, Gazetenin genel yayın yönetmeni İbrahim el-Emin, söz konusu baskının, özellikle İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları ve bu bağlamda El-Ahbar’ın direnişe verdiği desteği içeren yayınlarının, Batılı ve Körfez ülkeleri gibi “dost dış güçler”i rahatsız etmesinden kaynaklandığını belirtti.

El-Emin, adli soruşturmalar karşısında sadece Basın Mahkemesi’ni tanıdıklarını, bunun dışındaki hiçbir yargı merciine çıkmayacaklarını vurguladı. Yayınlarını durdurmak için sürdürülen girişimlere karşın El-Ahbar’ın geri adım atmayacağını söyleyen El-Emin, Lübnan yönetimini de dış güçleri memnun etme çabası içinde olmakla ve basın özgürlüğüne gereken önemi vermemekle eleştirdi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Dairesi tarafından yapılan kısa açıklamada ise, medya organlarının “Lübnan’a dost dış güçlere saldırmaktan kaçınmaları” çağrısında bulunuldu. Açıklamada ifade özgürlüğünün kutsal olduğu ifade edilmekle birlikte, bu özgürlüğün hakikate ve kamu düzenine uygun biçimde kullanılması gerektiği vurgulandı.

Ancak açıklamanın, Cumhurbaşkanı Cezar Aun’un Kuveyt ziyaretine denk gelmesi ve içerdiği ifadelerin belirsizliği, bir tür uyarı mesajı olarak algılandı. Kime “dost dış güç” dendiği ya da bu ifadenin kapsadığı ülkelerin açıkça belirtilmemesi, kamuoyunda soru işaretlerine neden oldu. Ayrıca, bu güçlere yöneltilen eleştirilerin gerçek mi, yoksa yalnızca birer görüş mü olduğu ve buna dair nasıl bir denetim mekanizması kurulacağı da açıklanmadı.

El-Ahbar, bu açıklamanın görmezden gelinebileceğini ancak özellikle İsrail’in saldırıları sırasında maruz kaldıkları sistematik kampanyalar nedeniyle bu durumu ciddiye aldıklarını belirtti. Gazeteye göre o dönemde kendilerine karşı Batılı ve Körfez destekli sistematik bir medya saldırısı yürütülmüş, İsrail’in savaşını meşrulaştırmaya çalışan odaklar harekete geçmişti.

Lübnan makamlarının “dost” olarak tanımladığı bu ülkelerin başında ABD, Suudi Arabistan ve BAE gibi Körfez ülkeleri bulunuyor. El-Ahbar’a göre, Cumhurbaşkanlığının son açıklaması da tam olarak bu güçlerin baskısıyla ve gazeteyi hedef alacak şekilde yapılmıştı. Bazı Arap ülkelerinin, kendi vatandaşlarının Lübnan’a seyahati konusunda tereddüt yaşamasının ardında da El-Ahbar’ın yayınlarının olduğu ima edildi.

Gazete, devletin bazı birimlerinde, Lübnan’ın on Emirlik vatandaşı için tören düzenleyecek kadar Körfez vesayetine boyun eğdiğine inanan unsurların bulunduğunu iddia etti. Ayrıca El-Ahbar’ı susturmak için Amerikalı, Suudi ve BAE’li yetkililerle bazı Lübnanlı taraflar arasında mekanizma arayışlarının sürdüğü belirtildi.

El-Ahbar’a yönelik kampanyada, çeşitli medya çevrelerinin, finansal baskı unsurlarının ve “büyükelçilik çevrelerinin” yer aldığı ifade edildi. Bu çevrelerin birbirlerinden ne söylediklerini bile ayırt etmeksizin aynı söylemle hareket ettiği ve tek bir merkezden yönlendirildiği ima edildi.

Gazete, birkaç haftadır yürütülen sistematik dava girişimlerine de dikkat çekerek iki ana başlıkta kendilerine dava açıldığını açıkladı: Biri Beyrut Amerikan Üniversitesi ile ilgili yayınlar, diğeri ise Suudi Arabistan ve BAE’nin Lübnan’daki medya politikalarını ele alan haberler. Bu davaların sadece birer hukuk süreci değil, aynı zamanda bir sindirme girişimi olduğu öne sürüldü.

Merkezi Soruşturma Birimi’nden bazı gazetecilere telefonlar geldiği ve resmi bildirim amacıyla ev ziyaretlerinin yapıldığı belirtildi. El-Ahbar, bu temasların dilinin çoğu zaman sert, tehditkâr ve istihbarat usullerini andıran biçimde gerçekleştiğini ifade etti.

Buna rağmen, gazete adli makamlarla işbirliği arayışında olduklarını ancak süreçte karşılaştıkları yöntemlerin sindirme amaçlı olduğunu tespit ettiklerini bildirdi. Özellikle Beyrut Amerikan Üniversitesi yönetiminin, kendi akademik kadrosundan El-Ahbar’ı boykot etmesini istemesi, baskının boyutunu gözler önüne serdi.

El-Ahbar, kamuoyuna dört temel noktayı ilan etti:

  1. Yargı sistemine saygı duyduklarını, ancak yalnızca Basın Mahkemesi dışındaki yargı mercilerini tanımadıklarını tekrar vurguladılar.

  2. Her kamu meselesi hakkında görüş bildirme haklarına bağlı kalacaklarını ve hiçbir dış güce özel bir muamele göstermeyeceklerini duyurdular.

  3. Medya alanındaki baskıların direnişi destekleyen gazetecilerin duruşunu değiştirmeyeceğini, özgürlüğe yönelik her baskıya bedeli ne olursa olsun direneceklerini açıkladılar.

  4. Enformasyon Bakanlığı, sendikalar ya da medya kurumlarına çağrı yapmanın anlamsız olduğunu, çünkü bu yapıların zaten kendilerini susturmak isteyen çevrelerin etkisi altında olduğunu söylediler.

Sonuç olarak El-Ahbar, kendilerine yönelik bu yeni baskı dalgasını, basın özgürlüğü ve direniş çizgisine bağlılıkla karşılamaya kararlı olduklarını ilan etti.

Yorumlar