Hamas hareketinin askeri kanadı Kassam tugayları tarafından geçtiğimiz Cumartesi (7 Ekim) günü  Aksa Fırtınası operasyonu düzenlendi. Bu, Siyonist rejimin 75 yıllık varlığı boyunca yaşadığı en büyük askeri ve istihbarat başarısızlığıydı. Operasyonda 1.300'den fazla kişi öldü, 2.000'den fazla kişi de yaralandı. Yaralıların çoğunun durumunun ağır olduğu, birçoğunun ise hâlâ kayıp olduğu belirtildi. Bu büyük saldırı karşısında hazırlıksız yakalanan Siyonist rejim, Gazze Şeridi'ne topyekun saldırı başlattı.

 Aksa tufanı, işgal altındaki toprakların siyasi sahnesinde önemli sonuçlar doğuracaktır. Bu operasyondan 5 gün sonra yaşanan sonuçlardan biri de acil durum kabinesinin oluşmasıydı. 11 Ekim'de, Siyonist rejimin kabinesi sözcüsü, eski savaş bakanı ve "Ulusal Kamp" partisi başkanı Benny Gantz ve başbakan Binyamin Netanyahu tarafından Gazze'yle savaşı yönetmek üzere bir acil durum kabinesi kurulduğunu duyurdu. Siyonist rejimin kabinesi sözcüsü şu açıklamayı yaptı: "Hamas'a karşı savaşı yönetecek bir acil durum kabinesi oluşturuldu. Binyamin Netanyahu ile Benny Gantz arasında olağanüstü kabinenin kurulmasına ilişkin anlaşmanın maddeleri arasında, savaş devam edene kadar Netanyahu'nun yargı reformu planına ilişkin Knesset'te herhangi bir tartışmanın yapılmayacağı da yer alıyor. Bu anlaşmalara göre olağanüstü hal kabinesi savaşın sonuna kadar çalışmaya devam edecek."

Bu anlaşma, Netanyahu ile aralarında Benny Gantz'ın da bulunduğu muhalifleri arasında son 11 ayda en yoğun görüş ayrılıklarının yaşandığı ve yargı reformu planına karşı haftalık gösterilerin yapıldığı bir dönemde yapıldı. Şimdi olağanüstü durum kabinesinin kurulmasına ilişkin anlaşma birkaç önemli noktayı içeriyor.

İlk nokta şu; Binyamin Netanyahu'nun kabinesi bu durumla baş edemedi ve rakibinden yardım aldı.  Aslında Netanyahu kabinesinin yetersizliğini kabul etti ve muhalefet karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.

İkinci nokta ise; Olağanüstü hal kabinesinin kurulması, işgal altındaki topraklardaki şiddetli siyasi gerginliklerin sona ermesi anlamına gelmiyor. Olağanüstü durum kabinesi kurma fikri ilk olarak Knesset'in muhalefet lideri Yair Lapid tarafından önerildi ancak kendisi bu kabinede yer almıyor. Lapid, aşırı sağ partilerin kabineden atılmasını talep etmişti ancak Benny Gantz, Lapid'in taleplerine rağmen,  Netanyahu ve Savaş Bakanı Galant ile ortak basın toplantısına katılarak acil durum kabinesine katılacağını duyurdu.

Bir diğer nokta ise, acil durum kabinesinin oluşumunda Gantz'ın bile sorumluluğu henüz belirlenmemiş olup, bu konuda belirtilen tek şeyin Netanyahu, Gantz ve savaş Bakanın katılımıyla bir "savaş kabinesi" oluşturulması olduğudur. Bu nedenle bazı gözlemciler, Gantz'ın kabineye girmesinin, siyasetçiler ile İsrail ordusunun üst düzey komutanları arasındaki uçurumu ve bölünmeyi ortadan kaldırmayı amaçlayan sembolik bir önlem olduğuna inanıyor. Bu olay bile Hamas'a karşı yenilginin ciddiyetinin kabulüdür.

Son nokta şu ki: Olağanüstü durum kabinesinin oluşması, mevcut savaşın bitiminden sonra Netanyahu'nun kabinesinin çökme ihtimalinin zayıflatılması anlamına gelmiyor, ancak kabinenin çökme ihtimali hala yüksek seviyede.

parstoday