İBRAHİM REİSİ'DEN SUUD'A FİLİSTİN ÇAĞRISI

Reisi, İran İslam Cumhuriyeti'nin Suudi Arabistan ile İslam dünyasının birliği ve komşuluk ilkesine dayalı olarak ilişkileri derinleştirmeye ve güçlendirmeye kararlı olduğunu belirtti ve şunları söyledi: İran ve Suudi Arabistan, bu kritik anda iki kilit oyuncu olarak ezilen Müslümanları ve Filistin milletini desteklemelidir. 

Görüntülenme: 424 Tarih: 12 Ekim 2023 05:05
İBRAHİM REİSİ'DEN SUUD'A FİLİSTİN ÇAĞRISI

İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Çarşamba akşamı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Reisi bu görüşmede şunları ifade etti: İran İslam Cumhuriyeti, Suudi Arabistan ile İslam dünyasının vahdeti ve komşuluk ilkesi temelinde ilişkileri derinleştirmeye ve güçlendirmeye kararlıdır ve iki taraf arasındaki ilişkilerin bölgenin güvenliğini ve istikrarını istikrara kavuşturmaya, güçlendirmeye ve geliştirmeye yardımcı olma kapasitesine sahip olduğuna inanıyoruz.

 İki ülkenin ortak inanç ve çıkarlarına değinen İran Cumhurbaşkanı şunları ekledi:  İran ve Suudi Arabistan, bu kritik anda iki kilit oyuncu olarak ezilen Müslüman milletlerinş ve Filistin'i desteklemelidir.

İslam ümmetinin mazlum Filistin halkını savunma görevine vurgu yapan Reisi, şu açıklamayı yaptı: Son zamanlardaki gerilimlerin kökeni, Siyonist apartheid sisteminin mazlum Filistin halkına karşı uyguladığı sürekli baskı ve sistematik ayrımcılıkta aranmalıdır ki bu durum elbette bu insanların haklarını savunma kararlılığını etkileyemedi.  Bugün de gaspçı Siyonist rejime karşı direnişin operasyonlarına tanık oluyoruz.

 Cumhurbaşkanı, Siyonist rejimin aşırıcı kabinesinin savunmasız ve ezilen halklara karşı, almış olduğu tarihi yenilginin intikamını güttüğünü ve utanmaz bir eylemle Gazze halkının su, elektrik, yakıt ve ilaca ulaşımını engellediğini belirtti ve şunları söyledi: Siyonistlerin Filistinlilere karşı işlediği suçların bir an önce durdurulması için İslam ülkelerinin işbirliği ve ortaklık görevi vardır.

İran ve Suudi Arabistan, Filistinlilerin yasal haklarının güvence altına alınmasına ve Siyonist rejimin saldırganlığının ve işlediği insanlık suçlarının durdurulmasına yardımcı olabilir.

Reisi, bölgedeki mevcut durumun, başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin tekrarlanan yanlış hesaplamalarının sonucu olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:  Bölgenin temel sorunu olan Filistin sorununun tek temel çözümü, bu toprakların mazlum halklarının haklarına gözetmektir.

Buna dayanarak ve İran İslam Cumhuriyeti'nin önerisine göre tüm Filistinliler demokratik bir süreçte, özgür ve adil bir seçimle kendi kaderlerini belirlemelidir.

İran Cumhurbaşkanı, son gelişmelerin, Filistin halkının hakları dikkate alınmadan hiçbir çözümün bu sorunu çözemeyeceğini gösterdiğini belirtti ve şunları kaydetti: Hiç şüphe yok ki Siyonistlerin son dönemdeki insanlık suçları bu rejimi destekleyenlerin yeşil ışığıyla işleniyor.  Ancak bu eylemler onları amaçlarına ulaştırmadığı gibi bölgede ve dünyada güvensizliğin yayılmasına ve yoğunlaşmasına da neden olacaktır.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman da, özellikle Filistin'de yaşanan son gelişmeler göz önüne alındığında, iki ülkenin bölgede istikrarı güçlendirmeye yönelik ortak çabalarına övgüde bulundu ve şunları söyledi: İran ile Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkilerin yeniden canlanması, işbirliği ve yakınlaşma sürecinin başlangıcıdır.  Bugün iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi yönünde çabalar sarf edilmesinden de memnuniyet duyuyorum.

 Suudi Veliaht Prensi, Gazze'de son dönemde yaşanan olayları acı verici ve tehlikeli olarak nitelendirdi ve şunları belirtti: Filistinlilerin haklarının ihlali konusunda yaşananlar, Batılı ülkeler de dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerinde de güvensizliğin yoğunlaşmasına ve artmasına yol açabilir.

 Muhammed bin Selman, Filistin meselesinin çözülmemesinin kendilerine birçok sorun yaratabileceğini bugün Batılı ülkeler de dahil olmak üzere herkesin çok iyi anladığını ifade ederek, şöyle konuştu: Tahran-Riyad işbirliği, çatışmaların bir an önce durdurulması ve ardından Filistin sorununun köklü çözümüne yönelik adil bir çözüme ulaşılması konusunda etkili bir rol oynayabilir.

tesnim

Yorumlar