NPT Anlaşması veya Nükleer Silahların Yasaklanması 1970 yılında uygulamaya konuldu ve şu anda 188 ülke bu anlaşmaya üye. Yalnızca Siyonist rejim, Küba, Kuzey Kore, Hindistan ve Pakistan bu anlaşmaya üye değiller. NPT anlaşmasının 2. maddesi uyarınca: “Antlaşmaya taraf nükleer silaha sahip olmayan her devlet, nükleer silahları veya diğer nükleer patlayıcı araçları yahut bu silahların veya patlayıcı araçların kontrolünü, kimden olursa olsun, doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde devralmamayı; nükleer silahları veya diğer patlayıcı nükleer araçlar yapmamayı veya başka şekilde elde etmemeyi ve bu silahların veya patlayıcı araçların yapımı için herhangi bir yardım aramamayı veya almamayı üstlenir.”
Siyonist rejim, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra nükleer silahlara sahip olan ve anlaşmayı fiilen ihlal edenlerden biridir. Ancak dünyanın farklı ülkelerinden defalarca gelen taleplere rağmen bu rejim hala NPT'ye katılmayı reddediyor.
Daha önce, aralarında Katar'ın da bulunduğu bazı Arap ülkeleri, Ağustos 2022'de Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın gözden geçirme toplantısında Siyonist rejimin bu anlaşmaya katılmasını ve her türlü kitle imha silahından arınmış bir Batı Asya oluşmasını istemişti.
Katar Ulusal Silah Kontrol Komitesi Başkanı Abdülaziz Salmin El Caberi de dün Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Viyana'daki yıllık toplantısında üye olmayan ülkelerden Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na katılmalarını talep ederek, “İsrail'in bu anlaşmaya katılımı ve tüm nükleer tesisleri, Batı Asya’da nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge kurulmasının ön koşulu olarak Uluslararası Ajansın güvenlik denetimlerine tabi olmalıdır. Katar, ayrıca Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı genel müdüründen, Ajans’ın karar alma organlarında "İsrail'in nükleer yetenekleri" konusunu gözden geçirmesini istedi.
Resmi Katar Haber Ajansı QNA’nın haberine göre, Katarlı yetkili, bunların “yarım yüzyıl önce [kabul edilen] uluslararası meşruiyet kararları” tarafından onaylanan meşru talepler olduğunu açıkladı.
Bu kararlardan bazılarını “BM Genel Kurulu’nun 1974’ten beri (kabul edilen) kararları, Güvenlik Konseyi’nin 487 tarihli 1981 ve 687 tarihli 1991 sayılı kararları, çok sayıda UAEK kararı ve 1995’te Orta Doğu Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması Gözden Geçirme Konferansı kararı” olarak adlandırdı.
Batılı ülkelerin yayınladığı raporlara göre bu rejimin 200'e yakın nükleer savaş başlığı var. Bu arada bazı Batılı kaynaklar, bu rejimde büyük miktarda uranyum ve plütonyumun bulunduğunu ve bunun da Tel Aviv'in 100 nükleer bomba daha yapabilmesini sağladığını bildirdi. Bununla birlikte Siyonist rejim, Batı Asya bölgesinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişlerinin nükleer tesislerini denetlemesine izin vermeyen tek nükleer silah sahibidir. Bu arada Siyonist rejim, Batı Asya bölgesindeki silahlanma yarışının ana nedenlerinden biri olduğu kadar, tehdit ve tehlikenin de ana kaynaklarından biridir.
Her ne kadar Siyonist rejim Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliği yapmamış ve herhangi bir denetimi kabul etmemiş olsa da,  bir yandan bugüne kadar nükleer güçlerden, özellikle de Batılı güçlerden, rejimin NPT'ye katılması ya da rejimin nükleer programının izlenmesi yönünde herhangi bir talepte bulunmazken, üstelik bu rejim, İran İslam Cumhuriyeti'nin barışçıl nükleer programına ilişkin iddialarda bulunuyor.

parstoday