Filistinli gazeteci ve yazar Faris Ahmed, işgal altındaki topraklarda gösterilerin arttığını belirterek, protestocu Siyonist hareketin amacının sadece başbakanı protesto etmek olmadığını, Netanyahu kabinesinin tamamını düşürmek için amaç belirlediğini vurguladı.
Muhalefetin işgal altındaki topraklarda mümkün olduğunca çok sayıda sakini kabineye karşı birleştirmek ve kabineyi devirmek için sokaklara çıkarmaya çalıştığı da gelen haberler arasındadır. Söz konusu Filistinli yazara göre protestoların hızı ve şiddeti ve yoğunluğu da her geçen gün artıyor.
Siyonist rejim İsrail'in sözde Adalet Bakanı Yariv Levin'in 5 Ocak'ta duyurduğu "yargı reformu", Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Netanyahu, işgal toprakları çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini 27 Mart'ta ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Netanyahu koalisyonu ve muhalefet arasındaki yargı düzenlemesi müzakerelerinin tıkanmasının ardından hükümet, yakın zamanda yargı düzenlemesi kapsamında yeniden düğmeye basmıştı.
İktidar, Yüksek Mahkeme'nin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak "akla yatkınlık" diye isimlendirilen yasa tasarısını Mecliste birinci oylamada 10 Temmuz'da kabul etmişti. Yasanın yürürlüğe girebilmesi için Mecliste yapılacak üç oylamadan da geçmesi gerekiyor. 
 Protestoların başındaki ana fikir, başbakan Benyamin Netanyahu'nun yargı reformlarına hayır demekti, ancak protestocular şimdi başbakanın kabinesine hayır diyor. Siyonist rejim başkanı Isaac Herzog'un işgal altındaki topraklarda yaşanan krizi yönetmek için Amerika'ya yaptığı ziyarete atıfta bulunan bu Filistinli uzman, Netanyahu'nun Amerika gezisinin bu yıl sonuna ertelendiğini söyleniyor, buna göre İsaac Herzog'un Joe Biden'ın kendisinden bir an önce Netanyahu'nun Washington'a davet edilmesini istediğini kaydetti. 
Filistinli bir siyaset araştırmacısı olan "Majid Name" de bu konuda şunları söylüyor: Siyonist rejimde olup bitenler, Yahudilerin kendi aralarındaki toplumsal bölünmesidir ve Siyonist rejimdeki protestolara ve farklılıklara ve ihtilaflara rağmen, Filistinlilere ve Araplara karşı birleşmiş bir şekilde hareket etmeleri hala muhtemeldir."
Amerika'nın Siyonist rejim üzerinde güçlü bir baskı uygulamak için elinde birkaç kart olduğuna inanılıyor. Bu nedenle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun koalisyon kabinesinin anlaşmalarının ihlal edilmesi ve yeni seçimlerin yapılması ihtimali var. Bu Filistinli siyaset araştırmacısı, işgal altındaki topraklarda yaşayan Yahudilerin, özellikle Batı Avrupa ve Amerika'dan gidenlerin, kendilerini demokrat ve belirli değerlerin temsilcisi olarak gördüklerine şüphe olmadığını belirtiyor. 
Amerika Birleşik Devletleri'nin veya anavatanlarının artık onlara hizmet etmediğini ve Diaspora Yahudileri arasında bile bölünme olduğunu görenler de var. Arap siyaset araştırmacısı sözlerine şunları da ekliyor: "Netanyahu, bu kırılgan ve radikal koalisyon kabinesini kendi iradesi dışında ve zorunlu olarak kurdu. Bu nedenle yargı reformları ve Knesset'e Yargıtay ve yargı karşısında öncelik ve üstünlük tanıyan bir yasanın çıkarılmasını istiyor."
ABD'nin Netanyahu kabinesini içeriden parçalama ihtimalinin olduğunu vurgulayan Majid Name şunları da belirtiyor:" Netanyahu'nun koalisyon kabinesi birleşik ve tek düzen değil, ırkçı aşırı sağ kararlarını dayatabilse de İsrail'in çoğunluğun ortaya çıkmasına izin vermeyen seçim yasası nedeniyle bu rejim kabinesi büyük kararlar alamıyor ve sadece Netanyahu değil, hiçbir İsrail kabinesi de bunları uygulayamıyor." 

parstoday