Son yıllarda haber manşetlerinin gündeminde olan konulardan biri Hristiyan birinin İsveç’te polis koruması ile Kur'an-ı Kerim’i yakması ve bu harekete karşı Müslüman ülkelerin sert tepkisi ile BM insan hakları konseyinin bu bağlamda oturum düzenlemesiydi. Seyyid Hasan Nasrullah bu bağlamda yaptığı açıklamada, Kur'an-ı Kerim’e hakaret eden kişi ile Mossad arasındaki ilişkiyi aydınlattı.

Daha önce Siyonist rejimin, Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki ihtilafları körükleyerek kamuoyunu bu konuya yönlendirmek istediği  ve böylece kamuoyunu işgal topraklarında yerleşim alanları siyasetini rahatlıkla yürütebileceği tahmin  ediliyordu. Bu tahmin, Siyonist ordunun Cenin'e yaptığı operasyonla güçlendi ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın İsveç'teki Kur'an-ı Kerim'e saygısızlık yapan kişi ile İsrail casus örgütü Mossad arasındaki bağlantıya ilişkin açıklayıcı açıklamalarıyla kesinlik kazandı.

Seyyid Hasan Nasrullah’ın bu sözlerinin temel felsefesi ise 2006 yılına 33 günlük savaşın 17.yıldönümüydü. Bu sözler, siyonist rejimin Lübnan'ın bazı bölgelerini işgal etmesi ve provokatif eylemlerine devam etmesi nedeniyle 33 günlük bir savaşın tekrar mümkün olduğu mesajını içeriyordu.

Nasrullah El-Gacer bölgesinin kuzeyinin Birleşmiş Milletler'e göre Lübnan toprağı olduğunu ve siyonist İsrail'in buraya dikenli tel ördüğünü belirterek,  şunları kaydetti: Onlar dikenli tellerini tamamlayıp ardından duvar örerek bariyerleri kaldırıp turist getirdiler. El-Gacer, İsrail'in işgal ettiği ve bir duvar ördüğü ve orada yasalarını uyguladığı Lübnan topraklarıdır. Egemenlik ayrılamaz. El-Gacer bölgesinde yaşananlara sessiz kalamayız. Orası Lübnan toprağıdır ve Lübnan'a koşulsuz iade edilmelidir.

Nasrullah’ın konuşmasındaki 3.konu, Cenin’deki son savaştı. Korsan rejim kara ve havadan 3 bin askeri ile Cenin’de Filistinli mülteci kampına ansızın saldırdı fakat 2 gün sonra, ilan ettiği hedeflere ulaşmadan gece vakti geri çekildi; gerçi geniş çaplı yıkımları ardında bıraktı.

Bu bağlamda Seyyid Hasan Nasrullah şöyle konuştu: Cenin savaşında düşmanın geniş çaplı operasyonlardaki hedefi gösterişli bir zafer ve caydırıcılık gücü elde etmekti, fakat tam tersine Cenin kampı halkının direnişi ve direniş savaşçılarının cesareti ve teslim olmamaları sayesinde, Allah onları savundu ve korudu. Cenin işgalinin başarısız olmasının nedeni, Cenin ve ardından Batı Şeria'nın işgali ile aynı zamanda Filistin direniş operasyonlarının devam etmesiydi.

Bu yüzden eğer siyonist rejim cenin’deki saldırısını sürdürseydi, 33 günlük savaşın yıldönümünde Hizbullah da savaşa katılabilir ve yine Siyonist rejimin kaçındığı kabusu, tekrar yaşatabilirdi.

Bu da, 33 gün savaşının tekrarının, Siyonist rejimin özellikle Batı Şeria'daki davranışına bağlı olduğu anlamına geliyor.

parstoday