İSMAİL HENİYYE EL ALEM TELEVİZYONUNA ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

Hamas hareketinin siyasi ofis başkanı İsmail Haniye, İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasına yönelik anlaşmanın İsrail rejimine karşı önemli olduğunu belirterek, Batı Şeria'nın işgalci Siyonist rejime karşı bir cephe haline geldiğini vurguladı. 

Görüntülenme: 344 Tarih: 25 Haziran 2023 17:11
İSMAİL HENİYYE EL ALEM TELEVİZYONUNA ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas’ın siyasi ofisi başkanı İsmail Haniye Perşembe gecesi el-Alam TV kanalına verdiği röportajda, bu hareketin Tahran'a ziyarette bulunan üst düzey heyeti hakkında şunları söyledi: ‘Bölgesel ve uluslararası değişimlerin gölgesinde Tahran ziyaretimin önemli boyutları var ve İran İslam Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimizle güçlü ilişkilerimiz var ve bu ziyaretin Filistin düzeyinde de önemli etkileri oldu.’

Batı Şeria direnişinin işgalcilere karşı verdiği mücadeleye değinen Haniye, şunları söyledi: ‘Tahran'da, işgalci Siyonistlere karşı Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki direnişin rolünü görüştük. Üst düzey İranlı yetkililerle yapılan görüşmede direniş, Mescid-i Aksa ve Kudüs meselesi gündeme getirildi ve bölgedeki gelişmeler, özellikle şahit olduğumuz anlaşmalar ve özellikle İran İslam Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasında imzalanan son anlaşma ve bölge ülkeleriyle daha fazla uzlaşıya yönelik üst düzey bölge yetkilileriyle yaptığımız görüşmeler ele alındı.’

İsmail Haniye, el-Alam TV kanalına verdiği röportajda, Tahran'da Hamas ile İslami Cihad arasındaki görüşmeyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘İslami Cihad Hareketindeki kardeşlerimizle yapılan toplantı, Hamas ve İslami Cihad hareketleri arasındaki kardeşçe bir toplantıdır. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde devam eden toplantılarımız var ve yakın zamanda Mısır'a yaptığımız bir ziyarette iki hareketin liderleri arasında bir toplantı yapıldı. İki heyet eş zamanlı olarak Tahran'a gitti ve General Kaani’nin ev sahipliğinde ağırlandı. Bu toplantılar Filistin milletinin direnişini güçlendiriyor.’

Haniye, İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşma hakkında şunları söyledi: ‘Bugün görüyorum ki, İran İslam Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmanın bölgeye ve önemli konulara ve Filistin meselesine yansıması var. Bu da bölgenin zayıflamasını ve yıpranmasını isteyen Siyonist rejimin yaklaşımlarına aykırıdır. Bu nedenle iki büyük Müslüman ülke arasındaki bu anlaşmaya büyük bir memnuniyetle bakıyoruz ve Mısır ile ilişkilerin yeniden başlatılması ve Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi olasılığını görüyoruz ve bölgede, bölgenin durumunu düzenlemek için iyi bir fırsatla karşı karşıyayız.’

Batı Şeria'da artan direniş yaklaşımına değinen İsmail Haniye şunları söyledi: ‘Batı Şeria her zaman sahanın merkezinde yer aldı ve Batı Şeria'daki direniş artıyor ve savaşın Cenin'de nasıl yapıldığını, Şehit İzzeddin Kassam Tugaylarının birkaç gün önce Siyonist yerleşim birimlerinde Siyonistlere karşı nasıl operasyonlar yürüttüğü gördük. Batı Şeria, Siyonist rejime karşı tam teşekküllü bir cephedir.’

İsmail Haniye, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki direnişin koordinasyonu hakkında şunları söyledi: ‘Gazze Şeridi'nde koordinasyon ve işbirliği çok yüksek ve direniş, ortak operasyon odası aracılığıyla yapılıyor ve bu, ortak saha operasyonlarının zirvesi sayılmaktadır.

“Özgürlerin İntikamı” savaşı bu ortak operasyon odasında gerçekleşti ve İzzeddin Kassam, İslami Cihad Hareketindeki kardeşlerini destekledi ve işgalcilerle ön cephelerde savaştı. Batı Şeria'da Gazze'deki gibi ortak operasyon odası yok. Ancak Kassam Tugayları ile Saraya el-Kudüs arasında koordinasyon sağlanıyor ama “Arinu’l Esved’e” (Aslanların Yuvası) birçok gruptan katılımı var.

Batı Şeria'daki koordinasyona ilişkin değerlendirmem, Gazze Şeridi'ndeki koordinasyonun arttığı ve muhtemelen işbirliği düzeyine ulaşacağı yönündedir. Bütün Filistin tek bir sahadır, Filistin milleti tek ve birleşmiş bir millettir ve birbiriyle dayanışama içinde olduğunu ve birbirlerini desteklediğini ispatlamıştır. Eğer milletin bir kısmı bir eziyete uğrarsa, bu milletin geri kalanı o kısmı destekler. 

Biz, “Kudüs’ün Kılıcı” savaşını gördük ve bu savaşta Gazze Şeridi'ndeki, Batı Şeria'daki ve 1948 bölgesindeki tüm Filistin halkı harekete geçti.’

İsmail Haniye, Filistinli mahkûmlar ve Siyonist rejimle esir değişimi anlaşması hakkında şunları söyledi: ‘Şu ana kadar işgalcilerin tutumundan dolayı bir anlaşma yok çünkü taleplerimizi kabul etmediler, ancak taleplerimizi kabul ederlerse bir anlaşma olacak ve biz arabulucu olarak taleplerimizi Mısır'a ilettik ve eğer İsrail bu talepleri kabul ederse, anlaşma yapılacaktır.’

Hamas Hareketinin Genel Sekreteri, direnişin işgalcilerin suç ve cinayetlerine verdiği yanıt hakkında şunları söyledi: ‘İşgalcilerin saldırabileceklerini ama bunun bedelini ödemeyeceklerini düşündükleri zaman geçti. Onlar, bugün eğer saldırırlarsa cevap alacaklarını biliyorlar. Kısa bir süre önce Cenin'e girdiler ve daha 24 saat geçmeden İzzeddin Kassam Tugaylarının buna karşılık verip Siyonistleri öldürdüğünü gördük. İşgalcilerin suç ve cinayet işleyip bunun bedelini ödemediği dönemler geçti.’

İsmail Haniye, Filistinlilerin iç anlaşmazlıkları sona erdirmek için attığı adımlara hakkında şunları söyledi: ‘İhtilafların son bulması, birlik ve beraberliğin gerçekleşmesi şarttır ve bunun için elimizi uzatıyoruz ve buna hazırız ama maalesef Filistin Yönetimi'ndeki kardeşlerimiz bu çabalara ciddi bir yanıt vermediler. Bunlardan sonuncusu, tam bir uzlaşma beyannamesi olan Cezayir Deklarasyonu idi. Ben, Filistin'in iç birliğini ve teşkilatını tesis etmek ve işgalcilere karşı bir savunma stratejisi oluşturmak için bu anlaşmayı tam olarak uygulamaya hazır olduğumuzu açıklıyorum.

İşgalciler Batı Şeria topraklarını ilhak etmeye çalışıyorlar ve bu, bununla birleşik bir şekilde mücadele etmeleri için Filistinliler arasında iç uzlaşma sağlanmasını gerekli kılıyor. Filistin Yönetimindeki kardeşler, Hamas ve diğer Filistinli gruplarla ortak olmaya ikna olmuş durumda değiller. Dediğim gibi, bu durumdan çıkmaya ve işgalcilerle birleşik bir şekilde mücadeleye tamamen hazırız. Eğer Filistinlilerin karar alma mekanizması yabancı iradeden çıkarılırsa uzlaşma gerçekleşebilir.

Filistin ulusuna zarar verecek herhangi bir karar dikkate alınmaz. Filistin'in resmi karar alma mekanizması üzerindeki herhangi bir dış baskı, Filistin'in iç durumu üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacaktır. Artık Filistinlilerin resmi karar verme mekanizmasının dış baskılardan arındırılmasının zamanı geldi.’

parstoday

Yorumlar