SİYONİST YETKİLİDEN HAMAS İTİRAFI (ANALİZ)

Siyonist Rejim askeri makamı adının ifşa olunmaması şartıyla El Monitor ile görüşmesinde ve röportajında HAMAS grubunun özgüvenin artmasından duyduğu kaygıyı ve dehşeti dile getirdi. 

Görüntülenme: 385 Tarih: 21 Nisan 2023 23:17
SİYONİST YETKİLİDEN HAMAS İTİRAFI (ANALİZ)

Bu Siyonist yetkilinin açıklaması, Al-Monitor'un Suudi Arabistan'ın Tahran'la varılan anlaşmanın ardından Arap dünyasının Siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesinden uzaklaşmasına ilişkin raporunun bir parçası. 

Al-Monitor, İsrailli yetkilinin açıklamasının Hamas'tan bir heyetin bu hafta Suudi Arabistan'a yaptığı ziyarete ilişkin haberlerle aynı zamana denk geldiğini yazıyor. Eski bir güvenlik yetkilisi Al-Monitor'a şunları söyledi: "Suudiler Netanyahu'nun yüzüne tükürüyor ama o kendisini ve başkalarını bunun önemli olmadığına ve sadece yağmur yağdığına ikna etmeye çalışıyor. "  Bu vakalar, genel olarak Siyonist rejime ve özel olarak Netanyahu'nun kırılgan koalisyon hükümetine eş zamanlı iki askeri ve siyasi darbe indirildiğini gösteriyor.

Trump döneminde Siyonist rejim, o dönemde Filistin'i Batı asya haritasından çıkarmak için önerilen yüzyılın anlaşması gibi iddialı planları hayata geçiremedikten sonra; bölgedeki bazı küçük Arap ülkeleriyle ilişkilerin zorla normalleştirilmesini gündeme alarak diplomasinin başarısını göstermenin bir aracına odaklandı ve Netanyahu'nun yeni hükümeti döneminde bu sürecin takip edilmesini umuyordu. Suudi Arabistan başta olmak üzere yeni ülkelerin katılmasıyla bu  sürecin devam edeceğini düşünüyordu. 

Ancak artık şüphesiz ki Siyonist rejimin ve özellikle Netanyahu hükümetinin tüm umutlarının boşa çıktığı söylenebilir.  Çünkü Arap ülkelerinin Siyonist rejimle ilişkilerini zorla normalleştirilmesi projesi, İranofobi adı verilen başka bir projeye dayanıyordu ama şimdi bu proje, İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve akabinde Suudi Arabistan ile bölgesel müttefikleri arasındaki ilişkilerin İran başta olmak üzere Direniş Ekseni ile normalleştirilmesi sürecini başlatması ile tersine dönüştü. İran ile Suudi Arabistan arasında Çin arabuluculuğu ile diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması ve büyükelçiliklerinin yeniden açılması konusunda imzalanan anlaşma gibi bugün çeşitli alan ve sahalarda örnekleri görülebilen durumlarda, Batı'nın siyasetleri  çıkmaza girmiştir.

 

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat'ın Riyad ziyareti ve Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan'ın 12 yıl sonra Suriye'ye karşılıklı ziyareti; Suudi Arabistan'ın Suriye'yi Arap Birliği'ne geri döndürmek için amansız çabalarını gösteriyor.

Öte yandan Al-Monitor'un Siyonist bir askeri yetkiliden alıntı yaparak rejimin Hamas'ın özgüvenini artırmasından duyduğu kaygı olarak yorumladığı şey dikkat çekicidir. Öncelikle bu özgüvenin Hamas ve bu gelişme ile sınırlı olmadığını söylemek gerekiyor. İkinci olarak, Siyonist rejimin ve özellikle Netanyahu'nun kurduğu hükümetlerin barış planlarını uygulamayı tekrar tekrar reddetmesinin hem Filistin içinde hem de dışında uzlaşma yanlılarının konumunu zayıflattığı da görülebilir. Bu da direniş gruplarının yaklaşımının güçlenmesine yol açtı.

Amerikan hegemonyasının zayıflaması ve Çin gibi yeni güçlerin ortaya çıkması gibi uluslararası sistemde makro düzeyde meydana gelen bu değişikliklerin yanı sıra bölgesel düzeyde ABD'nin eski müttefikleri gibi Suudi Arabistan dahil ülkelerin, uluslararası arenada Doğu'ya bakmasına ve direniş ekseniyle ilişkileri yeniden tesis etmesine ve yeni yaklaşımlar benimsemesine bölgesel düzeyde İran ve Suriye'ye de yaklaşmalarına, Filistin direnişçi gruplarına fayda sağlamasına neden olmuştur. 

Aynı zamanda, bugün bölgedeki direniş gruplarının tek başına veya koordineli olarak yeni caydırıcılık biçimlerine ulaştığını ve pratikte birimiz hepimiz ve hepimiz birimiz için ilkesini uyguladığını da göz ardı etmemeliyiz. Hamas dahil hepsinin özgüveninin artmasında etkili olan nokta da bu.

parstoday

Yorumlar