DİRENİŞ'İN SİLAHI LÜBNAN'IN MENFAATLERİNİ KORUYOR (ANALİZ)

Lübnan Hizbullah Hareketi cumartesi günü, Kariş doğalgaz sahası üzerinde üç adet IHA'sını uçurdu. 

Görüntülenme: 786 Tarih: 04 Temmuz 2022 18:16
DİRENİŞ'İN SİLAHI LÜBNAN'IN MENFAATLERİNİ KORUYOR (ANALİZ)

İşgal rejimi İsrail'in işgal ettiği toprakların sınırına yaklaşık 100 kilometre mesafede bulunan Kariş sahasının kendine ait olduğunu iddia eden işgal rejim ile Lübnan arasında bu saha üzerine münakaşa yaşanmakta. 203 trliyon foot küp doğalgazı bulunan bu sahayı, siyonist rejimi işgal politikalarının devamında kendi kontrolüne geçirmek suretiyle enerji ihraç eden tarafa dönüşmeye çalışmakta. Siyonist rejimi ayrıca Kariş sahasındaki doğalgazı, kendi yayılmacı politikaları doğrultusunda siyasi ve ekonomik araç olarak kullanmakaya çalışıyor. 

Bu rejim, Ukrayna savaşından sonra, Rusya doğalgaz ihracatının azaldığı için bu enerjiye yoğun biçimde ihtiyaç duyan Avrupa'nın artan ihtiyacının farkında olup, bunu kendi hedefleri için bir fırsat olarak kullanmak ve böylece bu ülkeleri kendi tarafında çekmeye çalışmakta. Bu doğrultuda, işgal rejimi, Kariş sahasında enerji çıkarmak amacıyla bir İngiliz-Yunan firması ile anlaşma imzalamış ve kendisi, firmanın güvenliğini temin edeceğini üstlenmiştir.

Ancak bazı kaynaklar, işgal rejimin bu sorumluluğu, ABD'ye devrettiğini ve ABD'nin de münakaşalı bölgeye iki savaş gemisi gönderdiğini bildiriyor. Bu haber doğru bile olsa, Hizbullah'ın dün Kariş sahası üzerinde 3 adet İHA uçurma girişiminin önemini azaltmayacak. Hizbullah, bu girişimi ile asla, bu bağlamdaki sorumluluğundan vazgeçmeyeceğini ortaya koymuş oldu.

Siyonist rejimin Kariş sahası ve üzerinde münakaşa yaşanan ve yaklaşık 1400 kilometre kare genişliğinde olan diğer bölgelere girmesi, alenileşmeden önce, Hizbullah'ın iç ve dış muhalifleri, her daim Hizbullah'ın silahına artık ihtiyaç olmadığını ve Hizbullah'ın silahsızlanması gerektiğini bildiriyordu ileri sürüyorlardı.

Ancak gelinen aşamada, artık aynı çevre sözkonusu iddialarını gündeme getirmeleri için her hangi bir gerekçe söz konusu değildir. Böylece bir kez daha Hizbullah'ın silahının korunmasının ne kadar önemli olduğu meselesi, Lübnan halkı, hükümeti, iç ve dış muhalifler için netleşmiş oldu. 

İç anlaşmazlıklara rağmen, Lübnanlıların büyük kısmı, diğer ülkeler gibi, kendi enerji kaynaklarından yararlanmak suretiyle ülkede bir türlü dizginlenmeyen ekonomik kriz ve fakirliğe galip gelmeleri ve bu bağlamdaki sorunların giderilmesi konusu üzerinde hemfikirler. Amerika'nın arabuluculuğuna bel bağlayanlar da somut şekilde, bu ülkenin her zamanki gibi bu kez de işgal rejiminin yanında durduğunu izlemiş oldular. Hata bazı kaynaklara göre, ABD, münakaşalı bölgelerde arama-çıkarma çalışmalarını korumak için bölgeye savaş gemileri göndermiştir.

Oysa Lübnan hükümeti, kendi petrol ve doğalgaz kaynaklarını kullanmak için özel hesaplar yapmıştır ve Necip Mikati, hükümetinin önceliklerinden birinin bu kaynaklardan yararlanmak olduğunu deklare etmiştir. Bu şartlarda Lübnan için Hizbullah'ın silahından başka hiç bir güvence , bu kaynakları korumak için bulunmuyor ve bu açıdan İsrail rejiminin Lübnan'ın doğalgaz sahasına girmesi, Hizbullah'ın silahının korunmasının önemini daha da artırmıştır.

Yeni gelişmeler, son senelerde, Hizbullah'ın silahsızlanması için verilen çaba ve yapılan propagandanın ne kadar temelsiz olduğunu ortaya koydu. İsrail, Lübnan'ın enerji sahasına girmesi ile kendini yeni bir paradoksi ile karşı karşıya koymuştur. Ayrıca, Lübnan ve Hizbullah'a savunma hakkı için yasal ve hukuki zemin sağlamakta.

Parstoday

Yorumlar