İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei dün hac yetkililerini kabul ettiği görüşmede, Siyonistlerin plan ve komplolarının ifşa edilmesinin hac merasimi sırasındaki en gerekli işlerden olduğunu, milletlerinin talebinin aksine, ABD'nin talebi üzerine Siyonist rejim ile normalleşmeye doğru hareket eden devletlerin, bu toplantılar ve görüşmelerin onların Siyonist rejim tarafından istismar edilmesinden başka bir sonucu olmadığını bilmeleri gerektiğini kaydetti.

İslami uyanışla sonuçlanan gelişmeler öncesine kadar, Arap ve Siyonist rejim arasındaki ilişkiler, ağırlıklı olarak, uzlaşma planları gibi konular üzerine odaklıydı ve kendini Arap ülkelerinin lideri olarak  gören Suudi Arabistan, Filistin meselesini zımni olarak desteklediğini göstermeye çalışıyordu, ancak Suudi Arabistan'da Bin Selman'ın veliaht  olarak seçilmesiyle, işgal rejimi ile ilişkilerin normalleşmesi gündeme getirildi ve devamında Suudi politikalarını izleyen 4 Arap ülkesi, bu rejim ile ilişkilerini normalleştirdiler.

BAE eylül 2020'da ABD'nin eski başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğuyla, Siyonist rejim ile Abraham anlaşmasını imzalayarak, ilişkilerini normalleştirdi ve İsrail ile resmen diplomatik münasebetler kurmaya başladı. BAE'nin ardından Bahreyn, Sudan ve Fas da Abraham anlaşmasına dahil olup, bu rejim ile ilişkilerini normalleştirdiler.

Kuşkusuz, işgalcilik, insanlık dışı eylemleri ve insan hakları ihlalleriyle bilinen Siyonist rejim hiçbir zaman, bölgede Müslüman milletlerin menfaatlerini güvence altına alan barışçıl ilişkilerin peşinde olmamıştır ve bölgede tecritten çıkma ve siyasi, kültürel ve askeri etkinliğiyle İslam toplumunu zayıflatma ve yayılmacı politikasına devam etme gibi hedeflerini takip etmektedir.

Ürdünlü uzmanlardan Hesam Ayiş, Ürdün ve siyonist İsrail'in normalleşen ilişkilerinin çok cılız olduğunu çünkü halkın ciddi şekilde buna karşı çıktığını, İsrail'in normalleşme anlaşmalarıyla, bölge ve dünyada kendi çıkar ve menfaatlerini güçlendirmeye çalıştığını ve Arap ülkeleri pazarlarına girmeye çalıştığını, böylece kendini yalnızlıktan kurtarma peşinde olduğunu ifade etti.

İslam İnkılabı Rehberi beyanatının başka bir kısmında, İslam ümmetinin birlik simgesi olarak Hac merasimine temasla, Müslümanların birliğinin zarar görmemesi için elden gelenin yapılması gerektiğini çünkü Şii-Sünni arasında anlaşmazlık dahil ihtilaf oluşturmanın İngiliz oyunlarından olduğunu vurguladı.

Müslümanlar arasında anlaşmazlık çıkarmak ve İslam mezhepleri arasında ihtilafları belirgin hale getirmek, her zaman İngiltere ve ABD'nin Müslümanlar ve İslam toplumuna karşı en önemli girişimlerinden olmuştur. Bunun en bariz örneği Şiilik'ten şiddet ve radikal bir tablo sunmaya çalışmanın en önemli özelliği olan İngiliz Şii hareketidir. Bu gibi hareketler,  Sünni ve Şii Müslümanlar  arasında anlaşmazlık çıkarmaya ve dini, siyasetten ayırmaya çalışıyorlar. Gelinen aşamada, bu hareket, onlarca uydu ve site üzerinden anlaşmazlık ve tefrika amaçlı programlar yayınlamaktadır. Bunlar ağırlıklı olarak İngiltere veya ABD tarafından finanse ediliyor.

Müslümanlar arasında her hangi bir anlaşmazlığın patlak vermesi, İslam ümmetinin gücünü zayıflatacağı açıktır. İşte düşmanların istediği de budur çünkü böylece onlar kendi hedef ve planlarını kolay şekilde takip edebilirler. İslam İnkılabı Rehberi'nin beyan ettiği gibi, İngiliz Şii'si ve Amerikan Sünni'si, aynı makasın iki ağzı gibidir. Müslümanları birbirine düşürme peşindeler.

parstoday