Dışişleri Sözcüsü Said Hatibzade, işgal altındaki Filistin'deki son gelişmelere atıfta bulunarak,   işgalcilere karşı mücadeleyi savunmasız Filistin halkının meşru, açık ve doğal bir hakkı ve Siyonistlerin Kudüs'e tekrarlanan saldırılarına ve işgalci İsrail rejiminin işlediği suçlara ve sürekli saldırganlığa bir tepki olarak nitelendirdi. Hatibzade, İran İslam Cumhuriyeti'nin Filistin davasına verdiği desteği tekrarladı.

İran dışişleri bakanlığı sözcüsü, tüm ulusları, hükümetleri ve uluslararası toplumu, Siyonist apartheid rejiminin işgali ve terörüne karşı kendini savunma ilkesine dayalı olarak Filistin halkının güvenliğini sağlamak ve Filistin'deki Siyonist saldırganlık ve mezalimleri önlemek için harekete geçmeye çağırdı.

Son haftalarda Filistinliler, işgal topraklarında 5 feda eylemi düzenleyerek, en az 14 Siyonist'i etkisiz hale getirirken, onlarca siyonist'i de yaralamıştır. Son operasyonda ise Filistinli kaynaklar, Tel-Aviv'de bir Filistinli gencin düzenlediği eylemde 3 Siyonist'in öldürüldüğünü ve 10'u aşkın Siyonist'in de yaralandığını duyurdu.

Bu operasyonun ardından işgal güçleri alarma geçip, bazı sokak ve caddeleri kapatarak, güvenlik noktaları oluşturdular.

İşgal rejimine karşı Filistinli gençlerin son sıralarda düzenlediği operasyonlar, bu rejimin Gazze ve Batı Şeria'da cinayet ve saldırganlıklarını tırmandırmasının ardından gerçekleşti. Filistinli gruplar, bu saldırıların sürmesi hakkında defalarca uyarıda bulunmuştu.

Filistinli Şehit Aileleri Ulusal Forumu son sıralarda yaptığı açıklamada, işgal askerlerinin 2021 yılında 357 Filistinli'yi şehit ettiğini, bunlardan 60'ının kadın olduğunu bildirdi. 1948 yılında işgal edilen Filistin topraklarında bunca Filistinli'nin bir senede şehit edilmesi bir rekor sayılıyor. Bu da, işgal rejiminin cinayet ve saldırılarının giderek, hız kazandığını gösteriyor.

İşgal askerlerince bu yılın başından beri 1460 Filistinli de gözaltına alınmıştır.

Kuşkusuz bu cinayetlerin sürmesi, Filistinli direniş gruplarının tepkisine yol açmış ve bu gruplar her daim işgalcilerin cinayet ve saldırıları asla yanıtsız bırakmayacaklarını deklare etmiştir.

Hamas Siyasi Büro üyelerinden Süheyl el Hindi bu hususta yaptığı açıklamada, işgal rejiminin Filistinliler'e karşı saldırılarının devam etmesi halinde, direnişin tüm gücüyle düşmanla mücadele edeceği uyarısında bulunmuştu.

Filistin meselesi ve Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınmasının BM'de gündeme getirilmesi üzerinden 70'den fazla sene geçmesine rağmen, hala Filistin milleti, bağımsız bir devlet imtiyazlarına sahip değiller. Bu koşullarda Filistinliler, kendi meşru haklarını elde etmek için tek yolun işgalciler karşısında direniş olduğuna inanıyorlar.

Aslında sahte İsrail rejimi 1948 yılında kurulduğu tarihten beri, Filistin milleti ve bölge insanlarının sorunları patlak vermeye başladı ve kuruluşunun ilk anından itibaren bu rejim bir kanser tümörü haline gelerek, bölgede huzur ve barışın sağlanmasına engel oldu. Bu nedenle, Filistin işgali, İslam dünyasının en önemli meselesi sayılıyor.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün ifade ettiği gibi, Filistin krizinin tek çözümü Filistin'in tüm ana sakinlerinin katılımıyla bir referandum düzenlemektir. 

Başka bir deyişle, asi, yasaları ve anlaşmaları çiğneyen sahte İsrail rejiminin sahip olduğu özelliklere göre, direniş, işgal altındaki Filistin milletinin tek seçimidir. Böylece işgal rejimi Filistin halkının kaderinin belirlenmesi için demokratik bir çözümü kabul etmek zorunda kalır.

parstoday