Yemen Silahlı Kuvvetleri Ahlaki Rehberlik Dairesi Müdür Yardımcısı Emin El-Ber’i'nin açıklamaları şu şekilde: 'İsrail’e ait tüm hedefler Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin ateş menziline girmiştir. Dünyanın kibirli güçlerinin karşı koyamayacağı stratejik caydırıcı silahları geliştirmek için çalışıyoruz. Dünya ülkeleri nezdinde terör örgütü olarak sınıflandırılmaktan korkmuyoruz, çünkü Filistin davası konusunda bizim için kırmızı çizgi yok. İsrail varlığı ise tüm uluslararası sözleşmeleri çiğnedi. İsrail ve Amerika, Yemen'deki limanları ve sivil tesisleri bombaladı. Peki, onlar kendilerine helal gördüğünü bize neden haram görüyor? Helal ve haramı belirlemek onların değil, Allah'ın elindedir.
Amerika-İngiltere ve İsrail'in Tekliflerini Reddettik
Düşman havaalanlarını vurmaya devam edeceğiz. Filistin davasını bölgedeki nüfuzumuzu artırmak için kullandığımızı söyleyenlere cevabımız şudur: Eğer böyle bir niyetimiz olsaydı, Amerika, İngiltere ve İsrail ile nüfuz ve genişleme karşılığında müzakere ederdik. Zira bize böyle teklifler sunuldu. Ama biz bu tür cazip teklifleri reddettik. Yemen Devrim Lideri Abdulmelik el-Husi’nin kararı nettir: Filistin davası karşılığında ne pazarlık yapılır ne de çıkar sağlanır. Siyonist işgal rejimine hava ablukası uygulama kararımız yürürlüğe girdi ve ilk andan itibaren büyük bir başarı sağladı. Onlarca sivil havayolu şirketi, işgal rejiminin havaalanına uçuşlarını durdurdu. Tüm havayolu şirketlerini bu kararı dikkate almaları konusunda uyarıyoruz. Aksi takdirde Yemen'in füze ve insansız hava araçları saldırılarına maruz kalabilirler.
İsrail'e Ait Tüm Hedefler Yemen'in Menzilindedir
Hedefimiz yalnızca işgal rejiminin havaalanlarıdır. Amacımız nettir: Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletme niyetine karşılık olarak, tırmandırmaya tırmandırma ile cevap vermek. Bu tırmanma, askeri, siyasi ve ekonomik hedefleri kapsamaktadır. İsrail’e ait tüm hedefler Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin ateş menziline girmiştir. İşgal altındaki Filistin topraklarında işgal rejimi için güvenli bir yer yoktur. Gazze’ye desteğimiz duygusal değil, tam bir hazırlığa dayalıdır. Bu bir anlık bir fikir değil, senaryolarla belirlenmiş adımlarla ilerliyoruz. İşgal rejiminin sahip olduğu imkan ve kapasitelere göre planlar yaptık. Limanlara seyrüseferi durdurduğumuz gibi, işgalin sona ermesi ve Gazze’ye ilaç ve gıda girişi sağlanana kadar havaalanlarına seyrüseferi de durduracağız.
Gazze'ye Destek Olurken Allah'ın Rızasını Gözetiyoruz
Gazze’ye yardım etmek için harekete geçmemizin sebebi bölge halkının rızasını kazanmak ya da popülarite elde etmek değildir. Bu, Allah rızası için Kur’an-ı Kerim’in öğretileri doğrultusunda yerine getirilmesi gereken en asgari insani görevdir. Kararımız tamamen Yemen’e özgüdür, liderliğimiz tarafından alınmıştır. Bu kararın İran’a atfedilmesi yanıltıcı bir iddia ve işgalciyle işbirliği yapan ülkelerin tekrarladığı bayat bir söylemdir. Amaç, Gazze’deki suçlardan dikkatleri başka yöne çekmektir. Yemen’in işgal rejimine karşı tırmandırdığı bu mücadeleyi bazıları topraklarımıza saldırmak için bir bahane olarak görebilir. Ancak bu korkularla yaşasaydık, sadece adında İslam olan diğer Arap ve İslam ülkeleri gibi olurduk.
Bizim Kanımız Gazze'nin Kanından Daha Değerli Değildir
Bu nedenle diyoruz ki; bizim kanımız Gazze’nin kanından daha değerli değildir. Uzun süreli bir çatışmaya hazırız. İşgal rejiminin tüm zayıf noktalarını biliyoruz, iç durumunu da yakından takip ediyoruz. Bu durumu profesyonelce değerlendiriyoruz ve stratejik silahlarımızı geliştirmeyi sürdürüyoruz. Elimizde, işgal altındaki Filistin topraklarının tamamını kapsayan geniş bir hedef bankası var. Aynı zamanda Kızıldeniz, Arap Denizi ve Hint Okyanusu’ndaki Amerikan hedefleri de bu bankada yer alıyor. İnsanî ve maddî kayıplardan korkmuyoruz. Zaferimiz zaferdir, Filistin uğruna şehit düşmemiz de zaferdir.'