FAS HALKI LİMANLARIN SİYONİZME AÇILMASINA KARŞI AYAKTA

Fas’ın siyonist İsrail ile kurduğu diplomatik ilişkileri sonlandırmasını talep eden halk hareketleri, ülkenin stratejik limanlarına yöneldi. 

Görüntülenme: 51 Tarih: 04 Mayıs 2025 02:05
FAS HALKI LİMANLARIN SİYONİZME AÇILMASINA KARŞI AYAKTA

YDH'nin Associated Press'ten aktardığı habere göre, bir yılı aşkın süredir devam eden normalleşme karşıtı protestolar yeni bir boyuta taşındı. Aktivistler, hükümetin İsrail ile yakınlaşma politikalarına karşı çıkarken, bu tutumun halkın vicdanıyla çeliştiğine dikkat çekiyor. Artan öfke artık sadece meydanlarda değil, liman sahalarında da kendini gösteriyor.

Geçtiğimiz günlerde limanda yapılan bir gösteride, vinçler ve konteynerler arasında toplanan eylemciler, "Gemiyi reddet" yazılı pankartlar açarak, Houston’dan hareket eden ve F-35 savaş uçağı parçaları taşıyan bir yük gemisini protesto etti. Göstericiler arasında bulunan 34 yaşındaki tarım mühendisi İsmail Lgazavi, Filistin bayraklarıyla donanmış kalabalıkla birlikte yürüdü. Lgazavi, Fas liman yetkililerinin İsrail'e askeri sevkiyat yapan gemilerin geçişini durdurmasını istiyor; tıpkı İspanya’nın daha önce yaptığı gibi.

Protestolar, özellikle Lockheed Martin'in F-35 jetleri için parça taşıyan Maersk adlı Danimarkalı taşımacılık şirketine yönelmiş durumda. Bu sevkiyatlar, ABD Savunma Bakanlığı’nın İsrail gibi müttefiklere silah ihracını düzenleyen Güvenlik İşbirliği Katılımcı Programı kapsamında yapılıyor.

Geçen yıl aynı kampanyaya katıldığı için cezaevine giren Lgazavi, serbest kaldıktan sonra da mücadeleye devam etti. Kasım ayında Kazablanka’daki bir gösteride sivil polislerin kendisini darp ettiğini ve ardından sosyal medya paylaşımları nedeniyle kışkırtıcılıkla suçlandığını, dört ay hapis yattığını aktardı. “Beni örnek göstererek insanları susturmaya çalıştılar,” diyen Lgazavi, baskılara rağmen geri adım atmadığını söyledi.

‘Normalleşme’ye Karşı Mücadele

Fas, 2020 yılında ABD'nin arabuluculuğunda yapılan İbrahim Anlaşmaları kapsamında İsrail ile ilişkilerini normalleştiren dört Arap ülkesinden biri oldu. Bu anlaşmanın Fas’a sağladığı en büyük diplomatik kazanım, ABD’nin Batı Sahra üzerindeki Fas egemenliğini tanımasıydı. Ancak bu siyasi kazancın, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaş nedeniyle toplumda derin bir tepkiyle karşılandığı belirtiliyor.

Madrid’deki Amerikan Akdeniz Koleji Dekanı Ebubekir Cemai, “Toplum ile yönetim arasındaki uçurum hiç bu kadar derin olmamıştı” diyerek, yönetim elitlerinin politikalarının halkın değerleriyle uyuşmadığını ifade etti.

Gazze’deki savaşın başlangıcından bu yana on binlerce Faslı sokaklara çıkarak protesto düzenledi. Bu gösterilerde öğrenciler, aileler, solcular, İslamcı gruplar ve sendika üyeleri yer aldı. Bazı eylemlerde İsrail bayrakları yakıldı, Fas Kraliyet danışmanı André Azoulay aleyhinde sloganlar atıldı.

Güvenlik güçleri genellikle bu protestolara müdahale etmeden gözlemci kaldı, ancak sınırlar da açıkça gösterildi. İsrail’i ve Fas monarşisini eleştiren sosyal medya paylaşımları yapan birçok aktivist hapse atıldı. AP, bu durumun Mısır ve Ürdün gibi Filistin'le dayanışma mesajı verirken İsrail’le bağlarını sürdüren ülkelerdeki baskıcı uygulamalarla benzerlik taşıdığına dikkat çekti. Ancak Fas’ta bu baskılar, kamuoyu tepkisini bastırmakta yetersiz kaldı.

Limanlar Direnişin Yeni Merkezi

Son dönemde protestocuların odağı, savaş uçağı parçalarını taşıdığı düşünülen yük gemilerinin yanaştığı stratejik limanlara kaydı. Aktivistler ve liman çalışanları, Fas’a uğrayan iki geminin İsrail’e askeri malzeme taşıdığını öne sürerek limanlara girişlerinin engellenmesini talep etti.

Geçtiğimiz ay liman protestoları daha da büyüdü. Fas’ın en büyük sendikası bu çağrıya destek verirken, monarşi karşıtı İslami hareket “El-Adl ve İhsan”a bağlı din adamları da liman protestolarına dini meşruiyet kazandıran bir fetva yayınladı. Siyasi partilerde yer almaları engellenen bu hareket, Gazze savaşında geniş halk kitlelerini harekete geçiren Filistin yanlısı gösteriler düzenledi. Cuma günü yapılan açıklamada, 66 şehirde 110 protestonun gerçekleştiği duyuruldu.

20 Nisan’da hem Tanca hem de Kazablanka limanlarında düzenlenen protestolar, sendikacılar ve “El-Adl ve İhsan” destekçileri tarafından organize edildi.

Maersk şirketi ise Fas limanlarına uğrayan gemilerde savaş uçağı parçaları bulunduğunu kabul etti; ancak kargonun doğrudan bir çatışma bölgesine gönderildiği iddialarını reddetti. Şirket, sevkiyatların son varış noktasının belgelerle doğrulanması gerektiğini belirtti.

Tanca’daki bir liman yetkilisi, Fas’ta indirilen yüklerin denetlendiğini, ancak diğer limanlara devam eden gemilerle ilgili kontrol yapılmadığını söyledi. İsrail ordusu ise sevkiyatlar hakkında yorum yapmadı. F-35’ler, çeşitli ülkelerde üretilen parçalarla ABD’de birleştiriliyor.

Fas Dışişleri Bakanlığı ise hem liman politikaları hem de İsrail ile normalleşme hakkında yöneltilen sorulara yanıt vermedi. Daha önceki açıklamalarda, İsrail’le ilişkilerin Gazze’ye insani yardım ulaştırma ve iki devletli çözümün savunulması açısından diplomatik bir kanal olduğu ifade edilmişti.

Yorumlar