ŞEYH ALİ EL HATİB: SİYONİST REJİM ÇÖKMEK ÜZERE

Lübnan Şiileri Yüksek İslam Konseyi Başkan Yardımcısı, Tesnim Haber Ajansıyla yaptığı özel görüşmede, Batı Asya bölgesinde Siyonist-Batı planlarının engellenmesinde direniş ekseninin rolüne vurgu yaparken, İran İslam Devrimi'nin Filistinli genç nesiller arasında Kudüs'ün özgürlüğü idealinin yeniden canlandıran bir unsur olarak nitelendirdi. 

Görüntülenme: 164 Tarih: 25 Ocak 2024 02:50
ŞEYH ALİ EL HATİB: SİYONİST REJİM ÇÖKMEK ÜZERE

Lübnan Şiileri Yüksek Konseyi Başkan yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, Tesnim Haber Ajansı’na verdiği röportajda direniş ekseninin son yıllardaki muazzam başarılarına dikkat çekerken, Siyonistlerin Aksa Tufanı operasyonundan sonra kendileri için bölgede bir gelecek hayal etmediklerine dikkat çekti.

Tesnim muhabirinin, direnişin Siyonist düşmana karşı Gazze'de son savaşta kazandığı zaferlerin önemi hakkındaki sorusuna yanıt olarak şunları söyledi: Bugün Direniş muazzam başarılar elde etti ve Siyonist ve Batılı planlara karşı koymak noktasında ileri ve olağanüstü bir aşamaya girdi. Bu planların başında bölgedeki Siyonizm projesinden bahsetmek gerekir.

Şeyh Ali el-Hatib sözlerine şöyle devam etti: "Bugün Aksa Tufanı yaşandı ve Lübnan'daki direnişin Siyonist düşman ve onun paralı askerleri karşısında ne yaptığı çok önemli. Çünkü Siyonist düşman istikrarını kaybetmiş durumda. Geleceğini görüyor ve korkuyor. Bu bölgede istikrarı sağlayamayacağından ve bölgede bu rejimin geleceğinin olmadığından emin olmuş durumda.

Lübnan Şiileri Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı Tesnim’in, Gazze'deki son savaşta Siyonist rejimi yenilgiye uğratmada direnişin, özellikle de Lübnan'daki İslami direnişin rolü hakkındaki sorusuna yanıt olarak şunları söyledi: Filistin milleti ile İslam ve Arap dünyasının diğer milletlerinin yerine bu sahte ve geçici rejimin kurulduğu günden itibaren sahada direniş mevcuttu ancak o dönemde İslam ve Arap dünyasının içinde bulunduğu durum ve Batı sömürgeciliğinin güçlü varlığı nedeniyle direniş bugüne göre daha olumsuz şartlara sahipti. Direniş, Siyonist düşmanla yüzleşmede ilk adımlarda önemli zaferler elde edemese de Siyonist rejime karşı savaşmaya devam etti. Hatta bazı noktalarda umutsuzluğa kapıldı; Öyle ki Arap örgütleri Camp David, Arap İttifakı ve Oslo gibi anlaşmalarla normalleşme ve uzlaşma yönünde adımlar atmaya başlamıştı.

O, sözlerine şöyle devam etti: İran'da İslam Devrimi'nin zaferiyle direniş yeniden canlandı. O dönemde Güney Lübnan'da da direniş mevcuttu ve hatta İmam Musa Sadr Siyonist düşmana karşı güçler örgütlemişti ancak ülkede fitne ve iç savaş nedeniyle koşullar zordu. İşte bu noktada direniş, İran İslam Devrimi'nin zaferi ve bu devrimin maddi, manevi ve askeri desteğiyle yavaş yavaş kendi adına ardı ardına zaferler ve başarılar elde etti ve 2000 yılında güneyi özgürleştirmeyi başardı. Lübnan, Siyonist düşmanın işgalinden kurtarıldı.

Ali el-Hatib Siyonist rejimin güney Lübnan'dan çekildikten sonraki gelişmelerin sonuçlarına atıfta bulunarak şunları ekledi: Bu yenilginin ardından Siyonist düşman, önceki yenilgisinin intikamını almak için bir kez daha Lübnan'la savaşa girdi; böylece 2000'de kaybettiği hayranlık, ihtişam ve pratikte zaferlerini yeniden kazanmayı umdu. 2000 ve 2006’da Siyonist Düşmanla Yüzleşmek, Arap, İslam ve Filistin milletlerine aktif direniş seçeneğine geri dönme olanağı verdi ve bu şekilde İslam Devrimi'nin zaferinin gölgesinde yeni bir Filistin direniş nesli oluştu. Öyle ki bugün Aksa Tufanı gibi bir operasyonu düzenleme cesareti ve gücü kazanmış, Gazze'ye komşu Siyonist yerleşimlere ve işgal altındaki toprakların derinliklerindeki İsrail yerleşimlerine sızmış ve savaşı işgal altındaki bölgelere ilerletmeyi başarmıştır.

Şeyh Ali el-Hatib, Aksa Tufanı’nda elde edilen başarıları şöyle anlattı: Bu operasyondan sonra geçmişe dönmek mümkün değil. Artık geri çekilen Siyonist rejim çünkü bundan önce Siyonistler diğer İslam ve Arap ülkelerinin ve komşu ülkelerin topraklarında savaşıyorlardı ama artık geri çekilmiş durumda.

Lübnan Şiileri Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı, Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki suçlarını anlatırken şunları söyledi:  Bugün Filistin'de Siyonist rejimin askerlerinin işledikleri suçlar, aslında bu rejimin temellerine sızan korkunun yarattığı çılgınlıktır.

Ali el-Hatib, Siyonist rejimi gerileyen ve çöken bir sistem olarak değerlendirdi ve Allah'ın izniyle, Filistin direnişinin paha biçilemez şehitlerinin kanlarının gölgesinde bugüne kadar başardıklarının, tüm Filistin ulusunun ve topraklarının özgürlüğü, onuru ve izzetini gerçekliğe kavuşturacağını dile getirdi.

Şeyh Ali el-Hatib: 'Batı dünyasının, İslam dünyasını ve Arap ülkelerini onlarca yıldır mezhep çatışmalarının ortasında bırakarak meşgul etmesinden sonra bugün Filistin meselesi bir kez daha önemli bir mesele haline gelmiş olup, tüm İslam alemi Filistin milletinin arkasındadır' ifadelerini kullandı.

 Ali el-Hatib konuşmasının son bölümünde şunları ekledi: Kısıtlı kaynaklara ve yıllarca süren zorlu savaşlara rağmen Amerika'ya karşı çıkan kahraman Yemenli Mücahitlere selamlarımı iletmeyi gerekli görüyorum çünkü Ensarullah'ın Kızıldeniz'de Amerikan ve İsrail gemilerini hedef alması Amerika'nın ihtişamının çöktüğünü gösterdi. Dünya halklarının gözünde bugünkü savaş İsrail'le değil, tüm Batı dünyasıyla bir savaş anlamına geliyor.

tesnim

Yorumlar