Lübnan'daki Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, yaptığı konuşmada Gazze'deki savaşla ilgili gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu: ‘Bugün Filistin'de yaşananların sorumluluğu öncelikle ABD'nin, ikinci olarak da Siyonist rejimin sorumluluğunda olup, Gazze'deki soykırım ABD'nin aldığı ve İsrail'in uyguladığı bir politikanın sonucudur.’ ifadelerini kullandı.

Siyonistler Amerika'nın suç politikalarının uygulama aracıdır
Şeyh Naim Kasım ekledi: Görüyorsunuz, tüm siyasi ve medyatik bahaneler, haritaların çizilmesi ve kuralların belirlenmesi doğrudan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden tarafından yapılıyor. Bu komploları tasarlayan, suç politikalarını çizen Amerikalılardır, Siyonistler ise bu utanç verici Washington projelerinin uygulama araçlarıdır. Aksa Tufanı operasyonundan sonra işgalcilerin adeta çılgına döndüğü doğru ama Amerika isteseydi onları dizginleyebilirdi ve eğer Washington olmasaydı İsrail tek bir adım dahi ilerleyemezdi; çünkü bu tür gelişmelerle baş edemeyecek kadar zayıf.
Naim Kasım, Amerika'nın Siyonistleri siyasi, medyatik ve askeri tüm düzeylerde desteklediğini söyleyerek: ‘İşgalci rejimin Gazze'ye yönelik aralıksız saldırıları ise Amerikan silahlarıyla ve Amerikan ordusunun komutan ve yetkililerinin doğrudan denetimi altında gerçekleştiriliyor; Bu, insanlık için büyük bir tehlike olan ve durdurulması gereken Amerika'nın kararı ve bunun İsrail tarafından Gazze'de uygulanmasıyla bir Amerikan-Siyonist saldırganlığıyla karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor ve buna karşı durmak zorundasınız, aklı başında hiçbir insan bu duruma tahammül edemez.
Hizbullah Sözünü Meydanda Söylüyor

Bu Hizbullah yetkilisi şunu vurguladı: Hizbullah en üst seviyede hazır durumda ve öyle kalacak. Lübnan direnişi, Siyonist düşmanı şaşırtmaya ve ağır kayıplar vermeye devam ederken, işgalcilerin Gazze'ye yoğunlaşmasını engelliyor ve bu işgal rejimini tedirgin ediyor. Biz her türlü senaryoya hazırız ve düşmanın tehditlerinin bizim için hiçbir önemi yok.  Biz sahadayız, savaş alanında sözlerimizi söylüyoruz ve işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde işgalcilere çok büyük zararlar verdik.

Hizbullah genel sekreter yardımcısı ayrıca, uluslararası adaletin olmadığının, tarafsız veya adil bir şekilde yönetilebilecek bir Güvenlik Konseyi'nin bulunmadığının oldukça açık bir şekilde ortada olduğunu söyleyerek: ‘Büyük ülkeler aynı zamanda insanlığa karşı suçlara ortak olan kötü ve cani sömürge hükümetleri durumunda ve bu nedenle rol model ya da sığınak olamazlar. Dolayısıyla direniş tek çözümdür ve bu saldırılara karşı direniş dışında herhangi bir çözüm yolunu konuşmanın faydası yoktur’ dedi.
Şeyh Naim Kasım, şunları vurguladı: Önceki dönemlerde direnişin düşmanları, Direniş’in herhangi bir silaha sahip olmasının yasak olduğunu ve özgürlerin askeri gücü olmaması gerektiğini söylüyorlardı. Onlara göre İsrail'in askeri üstünlüğünü sorgulamak da yasaktı. Şimdi bunu neden istediklerini anladınız mı? Direnişin düşmanları bizim zayıf kalmamızı istediler ki, istedikleri zaman bize saldırsınlar, kendi senaryolarını dayatsınlar.
Şeyh Naim Kasım sözlerine şöyle devam etti: Ama direnişin tek çözüm olduğuna inanıyoruz ve buna göre hareket ediyoruz, silahlandık ve askeri gücümüz hala artıyor. Biz meydandayız ve direnişimizin devam etmesi noktasında tartışmaya yer yok. Bu direniş Lübnan'ı, seçeneklerimizi ve bölgemizi destekleyecek bir kale gibidir ve güçlü kalacak ve gücünü en iyi şekilde kullanacaktır.

Hizbullah yetkilisi sözlerinin sonunda: ‘Daha güçlü olmak için elimizden geleni yapıyoruz ve direnişin ilerleyişinden endişe duyan seslere aldırış etmiyoruz. Çünkü vatanımızı, seçeneklerimizi, milletimizi ancak direniş gücüyle koruyabiliriz ve bu güçle düşmanın karşısında duracağız ve Allah'ın izniyle kazanacağız’ ifadelerini kullandı.
Tesnim