TÜMGENERAL HÜSEYİN SELAMİ: ABD POLİTİKALARININ KANLI İÇYÜZÜ TÜM DÜNYADA AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR

İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Komutanı şunları söyledi: ‘Şimdi Cihad meşaleleri yanıyor. Bugün dünya Amerika'ya karşı her zamankinden daha fazla birlik içindedir ve Amerika'nın politikalarının kanlı iç yüzü tüm dünyada açıkça görülmektedir.’ 

Görüntülenme: 275 Tarih: 02 Kasım 2023 21:21
TÜMGENERAL HÜSEYİN SELAMİ: ABD POLİTİKALARININ KANLI İÇYÜZÜ TÜM DÜNYADA AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR

İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, bu sabah Tahran’da düzenlenen cami imamları ve Besic (gönüllü kuvvetler) komutanlarının toplantısında şunları söyledi: ‘Camiler şeytanlarla savaşın mihrabıdır, bu nedenle şeytan bu topluma nüfuz edemez, çünkü burada saf ve temiz erkek ve kadınlar vardır.

İmam Zaman’ın (a.f) vefalı ashabı ve sağlam imana sahip insanların arasında bulunmak büyük bir fırsattır.

Aziz rehberimiz dün öğrencilerle yaptığı görüşmede acı bir tarihi ortaya çıkardı ve İslam İnkılabı öncesinde aziz topraklarımız İran üzerindeki ABD ve İngiliz sömürge yönetiminin acı gerçeklerini anlattı.

Bugün İslam ve İran düşmanları gençlerimizin kalplerine ve zihinlerine hâkim olmak için büyük bir çaba sarf ediyorlar ve bugün, gençlerin zihinlerini Amerika'nın karanlık hâkimiyet döneminin sinsi tarihiyle bağlantılandırmaya yönelik yoğun bir medya çabasıyla karşı karşıyayız.

Amerika, İngiltere ve Siyonizm, acı bir gerçeğin üç yüzü, bir komplonun ve bariz kötülüğün ayrılmaz parçalarıdır. Bunlar yalnızca birbirine bağlı politikalarla üç ayrı coğrafyada faaliyet göstermektedir.

Yüz yıl öncesinden devrimin doğuş anına kadar İran milleti ve ülkesi, sömürgeci eğilimlerin, doğrudan ve açık müdahalelerin etkisi altında kalmış ve milletin egemenliğini belirleme gücü elinden alınmıştır. Petrolün bulunmasından ve İslam dünyasının dünya siyasi coğrafyasındaki coğrafi konumu olağanüstü bir atılımla karşı karşıya kaldığından beri, Amerika ve İngiltere, İslam topraklarını doğrudan kontrolleri altına almış, milletlerin maddi ve manevi kimliklerini yağmalamışlardır.

Onlar, o dönem İran'ı ABD'nin ayrı bir eyaleti haline getirdiler ve Arap-İsrail savaşında İran'ın Siyonist rejime yaptırım yapmasına izin vermediler ve İran kralı İsrail'in petrol eksikliğini telafi etti, her şey onların elindeydi ve İran kralı ABD’nin siyasi satrancında basit bir piyondan başka bir şey değildi.

Bu karanlığın ortasında, dönemin ABD Başkanı Nixon, Amerika'nın bölgesel ve küresel çıkarlarını korumak amacıyla İran ve Suudi Arabistan'ı Amerika'nın bölgesel politikasının iki temel direği olarak konumlandırmıştı.

Hala bu karanlık dönemi bir medeniyet özelliği olarak bu toprakların gençliğinin zihnine yerleştirmek isteyenler var, hâlâ düşmanın uşakları var. Tarih ortada, her şey ortada.

İmamın (r.a) ve İnkılabın liderinin çabaları, İslam dünyasının siyasi coğrafyasını İslam dünyasının siyasi literatürüne kazandırmış ve etkili bir güç tarafı olarak tanıtmıştır. Düşmanlar İslam dünyasının hayati bölgelerinde tehlikeli noktaları ele geçirdi. Doğu Akdeniz'de Siyonistlerin varlığı ise İslam dünyası nezdinde kanlı bir hançerin varlığı anlamına gelmektedir ve işleri sömürgeciliğin tohumlarını ekmek olan paralı uşaklar başka yerlerde İslam milletlerine hâkim olmuştur.

Siyonistler, 75 yıl önce Filistin'i terörle ve cinayetle gasp ederken, aynı zamanda Müslüman milletleri de derin bir cehalete sürüklemişti. Bugün hâlâ İslam dünyasındaki gençleri siyasi açıdan körleştirmek istiyorlar ama velayetin bayrağı yükseldiğinde, müstekbirlerin aldatacak hiçbir yolu kalmamaktadır.

Siyonistler birçok savaş başlattı. Fakat İslam İnkılabı döneminde düşman, ne kadar savaş varsa İslam topraklarına sürükledi ve 45 yıl öncesinden bu yana müstekbirler, İslam diye bir gücün oluşmaması için Müslümanların topraklarını savaşa sürüklediler, ancak Müslümanlar, mutluluklarının Cihad yolundan geçtiğini anladılar.

İslam'ın hâkimiyeti güç gerektirir ve düşman sadece güç mantığından anlar ve işte bu yüzden hayat veren bu bilinç ve iman sözleri Müslümanların gücünün temel direkleridir. Tek yolun cihat olduğunu öğrendik, çünkü düşman bundan başka bir şeyden anlamaz.

Artık cihad meşaleleri yanıyor elbette, cihad zordur, zirvelere ulaşmak zordur. Yaşanan olaylar, düşmanı tanıma konusundaki on yıllık tebyin cihadımız kadar etkili oldu. Biz asla Amerika'nın Gazze sahnesinde kendisini tanıttığı gibi onu dünyaya tanıtamadık.

Bugün dünya Amerika'ya karşı her zamankinden daha fazla birleşmiş ve Amerika'nın politikalarının kanlı iç yüzü her zamankinden daha fazla kendini göstermektedir. Cihadın ilk şartı sevgi ve nefrettir ve bu sütunu Amerika ve müttefikleri Müslümanların kalbine dikmişlerdir. Düşmanlar Gazze'de asla kazanamayacaktır.

Bugün Gazze, Müslümanların gönlünde onlarca yıllık intikam kapasitesini yaratmıştır. Amerika'nın en büyük belirsizliği Gazze'deki zaferi tanımlayamamasıdır. Bir milletin kuşatılması ve katledilmesi zafer değil suçtur. Gazze halkının katledilmesi İsrail'in erken çöküşünü erteleyebilir mi? Bugün İslam tarihi en hassas evrelerinden birini yaşamaktadır ve bu, kanın kılıca karşı kazandığı zaferin en güzel tecellilerinden biridir.

Besic (gönüllü kuvvetler) ile mescitlerin birliği düşmana karşı en güçlü kalemiz, ev, okul ve cami ise gücümüzün üç yanıdır.’

rasthaber

Yorumlar