Hizbullah'ın çadırları, aldatıcı bir sessizlik içinde "İsrail" sınırında yükseliyor. Bu, "İsrail'in" tüm alarmzillerini çaldırıyor olmalı. Çünkü bu, "İsrail" caydırıcılığına vurulan tehlikeli bir darbenin parçasıdır. Hizbullah, 'kuzey sınır çizgisi' boyunca tarihsel olarak zayıflıklardan yararlanıyor. Hizbullah kasıtlı olarak sınır çizgisini geçti ve çadır destanının bir parçası olarak "İsrail" topraklarının onlarca metre derinliğine gitti. Çadırları birkaç kez kasıtlı ve hesaplanmış bir şekilde hareket ettirdi - burada bir metre ve orada bir metre, ipin "İsrail"den bir tepki vermeden ne kadar çekilebileceğine dair tahminlerine göre. Şimdiye kadar manevra, grubun lehine çalışıyor. Bunlar nadir görülen olaylar değil. Geçtiğimiz yıl boyunca Hizbullah, doğayı koruma kisvesi altında askeri gözlem noktaları kurmak, "İsrail" bayraklarını yırtmak ve gözlem noktalarına zarar vermek ve tel örgüleri tahrip etmek gibi sınır telleri boyunca kışkırtıcı eylemlerinde giderek daha fazla ileri gitti. Bütün bunlar "İsrail"den neredeyse hiç yanıt almadan yapıldı. Provokatörler ne çevre aktivistleri ne de masum çobanlardır. Onlar, Hizbullah'ın "İsrail" sınırında kurduğu ve amacı sürpriz bir saldırıyla tel örgülerin bitişiğindeki "İsrail" yerleşimlerine saldırmak ve işgal etmek olan "komando gücü" olan Rıdvan Gücü'nün bir parçasıdır. Hizbullah güçlerinin kimliği açık ve bilinmesine ve sınır hattından sadece birkaç metre uzakta konumlanmalarına rağmen, "İsrail" harekete geçmekten kaçınıyor. Bugün Hizbullah mesajı aldı ve bir sonraki provokasyona doğru tırmanıyor. "İsrail"in karşı karşıya olduğu tehdit sadece bir provokasyon değil, Hizbullah'ın ani bir sürpriz saldırıya hazır olmasıdır. "Yom Kippur" Savaşı'ndan elli yıl sonra, "İsrail" bir kez daha görmezden geliyor. Bugün, o zamanlar "Bar-Lev" hattında gördüklerimizi görüyoruz - "İsrail" ordusunun gözlemlerinin yoğunlaşması, kanal hattına ilerleme, ön hazırlıklar ve kamuflaj ağlarının kaldırılması. Her şey görünüyordu. Şimdi, Golda'nın günlükleri ve o günlerin olayları yeni belgesel dizisinde ortaya çıkınca, meselenin ciddiyetini ve her şeyi görüp hiçbir şey anlamadığımızı anlamak mümkün hale geldi. Bugün bile, "İsrail" eylemsizliğini çeşitli bahanelerle haklı çıkarıyor. Hizbullah'ın caydırıldığını, tüm yeteneklerinin seferber edilmediğini ve koşullar yerine getirilene kadar saldırmayacaklarını savunuyor. "İsrail" silahlanmayı, sınır tellerini aşma hazırlıklarını ve sınır boyunca inşa ettiği güvenlik unsurlarının aşındığını görüyor ve harekete geçmiyor. Yeni çevreleme politikası, karmaşık Orta Doğu'da çok olumsuz ve tehlikeli bir mesaj olan zayıflığı iletiyor. Fareyi bir dağa dönüştüren şey budur – açık bir mesajla mikro-taktik bir olay olarak sona erebilecek olan Şeba Çiftlikleri olayı, "İsrail" ve Hizbullah'taki karar vericilerin zihnine her an patlak verebilecek bir savaş olasılığı ve tehdidi olarak yerleştirildi. "İsrail", Orta Doğu'da zayıflara yer olmadığını ve kendini kısıtlamanın güç olmadığını anlamalıdır. Zayıflık, basitçe zayıflıktır ve çok tehlikelidir. Hizbullah'ın her an savaş çıkarabileceği bir durum kabul edilemez bir durumdur. Bu, "İsrail"e ağır bir bedel ödeyebilecek bir "sıfır toplamlı oyun". "İsrail", sınır hattında ve ötesinde Hizbullah'a karşı güçlü bir şekilde hareket etmelidir. Ayrıca Rıdvan Gücü üyelerini de görevden almalı ve BM'nin Güney Lübnan'da bulunduğu anlaşmaların [BM Kararı 1701 - Ağustos 2006] uygulanmasını talep etmelidir. Sadece tehdidi ortadan kaldırmak veya yok etmek, kuzeyin 'sakinlerine' gerçek barış ve güvenlik getirecektir.

Kudüs Haber Ajansı - KHA | kudushaber.com.tr