ARIJ tarafından hazırlanan raporda söz konusu talimatların birinci derecede Ramallah, Selfit ve Kudüs vilayetlerindeki su kaynaklarını hedef aldığı, bu vilayetlerdeki su kaynaklarına yönelik olarak sırasıyla 13,9 ve 8 talimat verildiği, diğer talimatların ise diğer vilayetlerdeki kaynaklara yönelik olduğu belirtildi. 

Bu talimatların, söz konusu su kaynaklarından çıkan suların bölgede Filistinlilerin arazilerine inşa edilen planlı veya kaçak yahudi yerleşim merkezlerine ya da askeri mevzilere aktarılması planlarını da kapsadığı ifade edildi. 

Raporda bütün bu talimatların, işgal yönetiminin çıkarmış olduğu 15 Ağustos 1967 tarihli ve 92 sayılı, su kaynakları üzerindeki yetkilerle ilgili kararnamesine istinaden çıkarıldığına dikkat çekildi. Söz konusu kararnamenin su kaynaklarıyla ilgili yetkileri işgal güçlerinin su subayına verdiği, Filistinlilerin su kaynaklarındaki paylarını çok kısıtladığı belirtildi. Bu durumun Oslo İlkeler Anlaşması ile de değişmediği, 1994'ten bu yana Filistinlilerin nüfusunun büyük miktarda artmasına rağmen onların su paylarının 118 milyon m3 ile sınırlandırıldığı dile getirildi. 

ARIJ raporunda ırkçı ayrım duvarının inşaatının tamamlanması durumunda Filistinlilerin su kaynaklarından istifade imkanlarının daha da kısıtlanacağı, Batı Şeria bölgesindeki Filistinlilerin 27 artezyen kuyusuyla ve 32 kaynakla irtibatının kesileceği bilgisi verildi.

Raporda işgal yönetiminin işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan su kaynaklarının %85'ine el koyduğu, Filistinlilerin kendi su kaynaklarını değerlendirme imkanlarından yoksun bırakıldıkları vurgulandı.

 Filistin Enformasyon Merkezi