Brezilya Devlet Başkanı "Luiz Inacio Lula da Silva", bu Batılı askeri ittifakın Rusya'nın sınırlarına yaklaşmamasından duyduğu endişeyi dile getirdi ve bunu Ukrayna savaşında barışı tesis etme çabalarının önünde büyük bir engel olarak gördüğünü belirtti. Ukrayna'da savaşın başlamasıyla birlikte NATO üyesi devletler bu savaşı Avrupa'daki varlıklarını genişletmek için bahane olarak kullanmışlar ve Rusya'nın uyarılarına rağmen bu askeri teşkilatı genişletmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda Finlandiya ve İsveç'in üyeliği NATO'nun gündemine alınmış, Finlandiya bu askeri teşkilata 4 Nisan'da katılmıştır ve İsveç'in de üyelik süreci devam etmektedir. Ukrayna da bu askeri örgüte üye olmakta ısrar etmektedir. NATO askeri teşkilatının genişlemesi Rusya tarafından her zaman barışın tesis edilmesinin önündeki ana engel olarak gösterildi ve bu ülke 2021'in sonundan bu yana NATO'nun Doğu Avrupa'ya doğru genişlemesinin ulusal güvenliğine bir tehdit olarak gördüğü hususunda da defalarca uyarıda bulundu.  Ukrayna'nın NATO üyesi olma ısrarı ve bu askeri örgütün üyeliğini memnuniyetle karşılaması üzerine Ukrayna'da savaş alevlendi.     

Moskova açısından, NATO'nun genişlemesi, bu ülkenin NATO tarafından kuşatılması anlamına geliyor, şimdi de Rusya, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılmasına karşı bir kez daha uyarıda bulundu. Rusya Savunma Bakanı Sergei Şoygu, Finlandiya'nın NATO'ya katılmasının çatışma riskini artırdığı uyarısında bulunurken, "Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü-NATO, Rusya ve Beyaz Rusya sınırlarına yakın yerlerdeki faaliyetlerini yoğunlaştırıyor ve Rusya karşıtı duruşunu güçlendiriyor. " ifadelerini kullandı. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev de bu konuda uyarıda bulundu ve "  NATO, 3. Dünya Savaşı'nı ateşlemeye ve geri dönülmez bir aşamaya girmeye çalışıyor.  " dedi.

Bu durum, farklı ülkelerin arabuluculuk yapma ve Ukrayna'daki savaşı sona erdirme çabalarını yoğunlaştırmış olduğu bir sırada yaşanıyor. Böyle bir ortamda Çin, geçtiğimiz günlerde Amerika başta olmak üzere Batılı ülkeler tarafından kabul edilmeyen bir plan ortaya koydu. Ancak geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ana odak noktalarından biri Pekin'in Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için arabuluculuk yapması planının olduğu Çin'e bir ziyaret gerçekleştirdi. 

Şimdi de Brezilya Devlet Başkanı Da Silva, savaşı sona erdirmek için arabuluculuğa vurgu yaptı. Ancak Moskova'nın düşmanlıkların durdurulması konusundaki kırmızı çizgisi, NATO'nun doğuya doğru genişlemesinin son bulmasıdır.  Aslında, Avrupa politikalarının devam etmesi ve NATO'nun genişlemesi, bu savaşı sona erdirecek herhangi bir müzakerenin önünü kapatmakla kalmıyor, aynı zamanda nükleer silah kullanma ve savaş alanını genişletme riskini de artırıyor.  BM'nin silahsızlanma temsilcisi Izumi Nakamitsu, "Nükleer silah kullanma riski şu anda Soğuk Savaş'tan bu yana her zamankinden daha büyük, Ukrayna'daki savaş bu riskin en keskin örneği" dedi. Görünen o ki NATO'nun yayılmacılık ve Rusya'nın uyarılarını dikkate almama politikası devam ediyor; Rusya ile NATO arasında giderek artan bir çatışmaya neden olacak ve barışı tesis etmek için arabuluculuk çabalarını baltalayacak bir konudan söz etmek mümkün. 

parstoday