İSLAM ÜLKELERİNİN YAKINLAŞMASI İŞGALCİ İSRAİL'İ TEDİRGİN EDİYOR (ANALİZ)

İran ile Suudi Arabistan arasında Çin'in arabuluculuğunda büyükelçiliklerinin yeniden açılmasına yönelik anlaşmanın ardından son günlerde Suriye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerde yeni açılımlar da ABD ve Siyonist rejimin bölge politikalarında büyük bir şok yarattı. 

Görüntülenme: 417 Tarih: 06 Nisan 2023 03:17
İSLAM ÜLKELERİNİN YAKINLAŞMASI İŞGALCİ İSRAİL'İ TEDİRGİN EDİYOR (ANALİZ)

Özellikle Beşar Esad'ın Arap Birliği'ne katılımı ve varlığının önünü açan Suudi Arabistan'ın hoşgörülü adımı Siyonist rejimin endişelerini artırıyor.

Suriye ile Fars Körfezi kıyı Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin yakınlaşması ve gelişmesi ve İran ile Suudi Arabistan arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik anlaşma, Siyonist rejimi ciddi şekilde endişelendirmiş ve bu rejimin Arap-uluslararası bir koalisyon kurma hayalini yerle bir etmiştir. Tahran'a karşı bu sürecin yenilgiye uğraması kaygısına kaptırmıştır. İsrail medyası, Tel Aviv'in Suriye'nin Fars Körfezi'ndeki Arap ülkeleriyle yakınlaşmasından duyduğu korku ve endişeye değinerek, bu konunun İsrail için iyi bir haber olmadığını, bu ülkelerin İran'a yaklaşmasının İsrail için endişe verici olduğunu duyurdu. İsrail gazetesi Ma'ariv, Suriye'nin Arap ülkeleri grubuna geri dönmesini ve bazı Arap ülkeleriyle yakınlaşmasını "yeni Ortadoğu" olarak nitelendirirken, Beşar Esad'ın Arap Birliği'nin bir sonraki toplantısında yer almasını ilişkilerin yeniden tesis edilmesinde önemli bir gelişme olarak nitelendirdi. 2011'den sonra Suriye ve Arap ülkeleri arasında yeni bir dönemin başlamasının kaygı verici olduğunu belirtti. 

Haaretz gazetesi de İran ile Suudi Arabistan arasında varılan anlaşmayı değerlendirerek bunu Batı Asya ve ötesinin yeni haritası olarak nitelendirdi.Bu gazeteye göre bu durum, İsrail'in İran'a karşı Arap-uluslararası koalisyon hayalini yıkan anlaşma olacaktır. Bu bağlamda nükleer müzakerelerin de yeni aşamaya ayak basacağı belirtilmektedir. Bu gazeteye göre Suudi İran arasında  yeni anlaşmanın imzalanması, Çin'in bölgedeki gücünün Amerika'nın aleyhine artacağını gösteriyor. Bu endişe Amerikan medyasında ve siyasi çevrelerde de görülüyor. Amerikan düşünce kuruluşu "Stimson" son raporunda Suudi Arabistan ile Suriye'nin yakınlaşmasının Riyad'ın ihtiyatlı politikasının yeni bir işareti olduğunu ve Rusya için diplomatik bir zafer olduğunu duyurdu.

 

Bu Amerikalı düşünce kuruluşu şunları da ekledi: "Suudi Arabistan ile Suriye arasında Moskova'da varılan anlaşma, Rusya'nın dış politikasında büyük bir zafer, Çin'in Riyad ile Tahran arasında arabuluculuğundan birkaç hafta sonra ise daha da anlamlı ve başka bir zafer kazandığını gösteriyor." Bu düşünce kuruluşunun haberine göre, Riyad ile Tahran arasında Çin'in arabuluculuğunda diplomatik ilişkilerin sürdürülmesine yönelik anlaşmanın açıklanmasının ardından Suudi Arabistan'ın Suriye ile diplomatik ilişkileri yeniden kurmayı planladığından zaten bahsediliyordu ve Riyad'ın politikasındaki bu gelişme, Suudi Arabistan'ın ABD'ye bağımlılıktan kaçınma önlemlerini artırması kadar doğal afetler konusundaki diplomasisi bağlamında da değerlendirilebilir.

 

Siyonist çevrelerin bölgedeki yeni gelişmelerden neden endişe duyduğuna gelince, Siyonist rejimin Suriye'de tekfirci terör projesinin uygulanmasının bu ülkenin parçalanmasına yol açmasını beklediğini ancak mevcut durumla bunun gerçekleştirilemeyeceğidir. Böylece Tekfirci terör projesinin başarısızlığıyla, Siyonist rejim normalleşmekten de memnun kalabileceğini gösterdi. Arap ülkeleriyle ilişkilerini sözde Abraham anlaşmaları kisvesi altında bir süre normalleştirmeye çalıştı, ancak sağ partilerin İsrail seçimlerini kazanmasıyla başlayan yeni olaylar, işgal altındaki güçlerin içinde yeni gelişmeleri de beraberinde getirdi. Nihayetinde bu durum bu rejim ve Arap ülkeler arasındaki normalleşme sürecinde bir çıkmaza yol açtı.

Öte yandan başta Suudi Arabistan olmak üzere İran ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerde olduğu kadar Suriye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerde de yeni açılımlar yaşanması bu rejimin endişelerini artırdı. Buradan hareketle Siyonist rejimin iki çifte kaygıyla karşı karşıya olduğu söylenebilir: Bir yanda Suriye'deki yıkım projesi için tasarladığı planlar ya da Arap ülkeleri ile ilişkilerin normalleştirilmesi çerçevesindeki Sözde Abraham anlaşmaları battı, öte yandan İran-Suriye'ye karşı yıkıcı projesinin yerle bir olmasına paralel olarak Arap ülkeleriyle ilişkilerinde beklenmedik çıkmazlar yaşandı.

parstoday

Yorumlar