Bugünlerde İsrail rejiminin siyaset ve medya literatürüne, "kriz" ve "içeriden çökme tehlikesi" gibi sözlerin benzeri görülmemiş bir şekilde girdiği, inkar edilemez bir gerçektir. Bu rejimin en üst düzey yetkilileri tarafından "uyarı" mahiyetinde kullanılan bu sözler, bu rejimin en büyük destekçisi olan ABD'yi fazlasıyla endişelendirmiştir. Öyle ki geçtiğimiz günlerde Amerikan yetkililerinin işgal altındaki topraklarla ilgili durum hakkındaki endişeleri, dışarı sızdırıldı.
Bu konuda New York'un eski belediye başkanı ve Yahudi bir iş adamı olan Michael Bloomberg, Siyonist rejimin başbakanı olan Netanyahu kabinesinin bu rejim koalisyonlarına büyük kayıplar verdiğini vurguladı. ABD'nin Siyonist rejime son yirmi yılda artan desteğine atıfta bulunarak, bu rejimin geleceğinden endişe duyduğunu dile getirerek, “Bu konu İsrail'in iç siyasetine ilk kez müdahale etmeme ve İsrail'in felakete doğru gitmesi nedeniyle kabineyi ve politikalarını eleştirmeme neden oldu.” Dedi.
Siyonist rejim son iki ayda önceki yıllara göre farklı günler yaşadı. Bu rejim, son dört yılda art arda siyasi krizlerle karşı karşıya kaldı, ancak son iki ayda, krizin şiddeti son dört yılın herhangi bir döneminden daha fazlaydı. Netanyahu'nun kabinesi Ocak ayı başında göreve başladı, ancak bu kabine çalışmaya başladığından beri büyük bir iç krize sahne oldu. Son günlerde, 200 bini Tel Aviv'de olmak üzere işgal altındaki topraklarda 400 binden fazla insan, Benyamin Netanyahu'nun kabinesine karşı gösteriler düzenledi.
Gösterinin odak noktası Netanyahu kabinesi tarafından yürütülen yargı reformlarına muhalefet olsa da, gerçek şu ki bu gösterilerin başka birçok nedeni var. Bu sebeplerden biri, Netanyahu kabinesinin aşırılığının İsrail'i içeriden çöküşe doğru itmesidir. Siyasi alan da dahil olmak üzere çeşitli alanlardaki iç ihtilaflar çok arttı öyle ki, işgalci rejimin elebaşı bile iç savaş riski konusunda uyarıda bulundu. Bu arada işgal altındaki topraklarda hem Yahudiler içinde hem de Yahudilerle Araplar arasındaki toplumsal bölünmeler de giderek artıyor.
Ayrıca sivil itaatsizlikler de arttı ve hatta askeri ve güvenlik kurumlarının içine kadar ulaştı. Benyamin Netanyahu'nun politikalarına karşı protesto süreci, bir süredir ordu ve güvenlik kurumlarını da kapsayacak şekilde genişleyerek gün geçtikçe yaygınlaşıyor ve daha fazla subay ve asker artık orduda görev yapmak istemediğini açıklıyor.
Siyonist Hava Kuvvetleri'ne bağlı 180 filo subayı daha önce komutanlarına yazdığı mektupta sözde "Yargı Reformu" yasasını protesto etmek için askerlikten çekileceğini açıklamıştı. Geçen hafta Siyonist Ordusu Askeri İstihbarat Teşkilatı'na bağlı "Özel Harekat" biriminden 100 subay, Netanyahu'nun planının tam olarak onaylanması halinde ordudan çekileceklerini bir mektupla duyurdu. Bu birim işgal altındaki Filistin dışındaki askeri operasyonları yönetmekten ve uygulamaktan sorumludur. Ordu ve güvenlik kurumları içindeki hoşnutsuzluğun yayılması, Siyonist rejimin geleceğine ilişkin uyarıların artmasına neden olan önemli bir faktördür.

parstoday