Yayınlanan habere göre bu saldırıda yaklaşık 20 kişi öldü ve yaralandı. Suriye hava savunması da birkaç İsrail füzesini engellemeyi başardı. Bazı İbrani medyası bu saldırının Suriye'deki İran tesislerine yönelik olduğunu iddia etse de, Suriye kaynakları hiçbir İran binasına, tesisatına ve gücüne yönelik hasar gelmediğini, saldırının hedefi bile olmadığını ve Siyonist rejim tarafından yapılan bu saldırıda yerleşim yerlerinin ve sivillerin hedef alındığını bildirdi. Bir diğer konu da bu saldırının Fars Körfezi'nde İsrailli milyarder Eyal Ofer'in gemisine düzenlenen saldırıdan birkaç gün sonra gerçekleşmiş olmasıdır.  Yani Siyonist rejim İsrail , bu saldırının bir karşı cevap ve karşı atak olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Ancak bu iddiayla çelişen husus, Siyonist rejimin Pazar sabahı erken saatlerde sivilleri ve Şam banliyölerindeki yerleşim yerlerini hedef alan saldırısının Siyonist füzeler tarafından gerçekleşmiş olmasıdır.

Bir diğer önemli nokta da bu saldırının işgal altındaki topraklarda iç krizin şiddetlendiği bir dönemde gerçekleştirilmiş olmasıdır. Son günlerde üst üste yedinci haftadır işgal altındaki topraklarda halk, Binyamin Netanyahu kabinesinin yargı sistemine karşı eylemlerini protesto etmek için gösteriler düzenledi. Bu gösteri, kabine karşıtı gösterilere onbinlerce kişinin katılmasıyla Binyamin Netanyahu'nun kabinesinin son derece kırılgan olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla Binyamin Netanyahu'nun işgal altındaki topraklardaki iç kamuoyunu başka yöne çekmek amacıyla Suriye'ye yönelik yeni bir saldırı düzenlediği tahmin edilmektedir.

Geçmiş deneyimler, bu tür önlemlerin işgal altındaki topraklardaki krizi azaltamayacağını gösteriyor. Bir diğer önemli konu ve nokta da Siyonist rejimin Suriye'ye yönelik saldırısının, bugüne kadar Suriye'de 5 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, binlerce kişinin yaralandığı ve kaybolduğu 7,8 büyüklüğündeki depremden bu ülkenin ağır hasar aldığı bir ortamda gerçekleştirilmiş olmasıdır.  Suriye hükümeti de depremzedelere yardım etmeye çalışıyor ve konsantrasyonu deprem konusuna dönüktür. Bu saldırı, temelde işgal rejiminin insani krizleri umursamadığını da açıkça gözler önüne seriyor ve insani haklara yönelik gerçek yaklaşımını da gösteriyor. Ayrıca Siyonist rejimin saldırısına  eş zamanlı olarak,  IŞİD teröristlerinin saldırısı ve Suriye'deki deprem durumunu istismar etmeleriyle aynı zamanda bu saldırıların gerçekleştirilmesi, Siyonist rejim ile IŞİD terörü arasında doğrudan bir bağlantı ve koordine olduğunu de göstermektedir. Çünkü IŞİD'in de bu saldırıları bağlantısız bir şekilde bilmesi mümkün değildir.  

Bu bağlamda İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Siyonist rejim tarafından gerçekleştirilen yeni saldırılar dizisine ve IŞİD terör örgütünün Suriye ulusuna yönelik saldırılarına atıfta bulunarak bağlantıların açık olduğunu belirtti. Suriye ulusunun iki hafta önceki yıkıcı depremin etkileriyle karşı karşıya olduğu durumda, bu iki terörist oluşumun koordinasyonu, bu ülke halkının acısını ve ıstırabını yoğunlaştırmaya yönelik olmuştur. Pazar sabahı erken saatlerde Siyonist rejimin Suriye'ye saldırısı, insani krizlerin bu rejim için siyasi ve canice hedeflerini gerçekleştirmesi için bir fırsat olduğunu kanıtlıyor. Uluslararası toplum bu suçlar karşısında hâlâ sessiz ve bu da tüm insanlık için bir yüz karası. Küresel Siyonizmin etkisi ve insanların emperyalistlerin kontrolü altında olması da bu durumun diğer gerçek yönleridir. 

parstoday