IRKÇI İSRAİL LÜBNAN'A KOMPLO KURUYOR (ANALİZ)

Lübnan ile deniz sınırı anlaşmasını seçim propagandası olarak kullanan Siyonistler bu anlaşma vasıtasıyla Lübnan’la normalleşmeyi bekliyor. 

Görüntülenme: 1261 Tarih: 22 Ekim 2022 21:22
IRKÇI İSRAİL LÜBNAN'A KOMPLO KURUYOR (ANALİZ)

Arap ülkeleri arasında Siyonist Rejim’le normalleşmeyi teşvik etme komplosu, sahte İsrail rejiminin kuruluşundan bu yana yürütülen bir plandır ve bölgemizde Siyonist destekçileri bunun için çok çaba sarf etmiştir. İşgalci rejimin en önemli destekçileri olan Batı ve ABD, her zaman Siyonizm propagandasını desteklemiş ve Arapları işgalcilerle uzlaşma batağına sürüklemiştir. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve iki Afrika ülkesi ile Siyonist İsrail arasında 2020'de imzalanan normalleşme anlaşmaları, "işgalci ile barış" komplosunun pratik bir örneğidir.

ABD ve İsrail'in Lübnan'ı Normalleşme Uçurumuna Sürükleme Çabası

Tel Aviv’le normalleşmenin farklı biçimleri var. Rejim ile BAE ve Bahreyn arasındaki anlaşmaya benzer bir anlaşma imzalandığında normalleşmenin gerçekleşeceği söylenemez; Aksine siyasi ve güvenlik anlaşmalardan daha tehlikeli olduğu düşünülen başka normalleşme biçimleri de vardır ve genellikle kültür aracılığıyla yapıldığı için "yumuşak" normalleşme adı verilir.

Ancak Arap ülkeleri arasında bölgenin en önemli direniş gruplarından Hizbullah Hareketi’ni barındıran Lübnan, normalleşme projesinde Tel Aviv ve Washington'un ana hedeflerinden biri olmuştur.

Lübnan yönetimini ve Hizbullah’ı savaş yoluyla ortadan kaldıramayacaklarını anlayan Tel Aviv ve Washington, bu ülkede emellerine ulaşmak için farklı bir yönteme başvurdular. Siyonistler son dönemde deniz sınırı konusuyla Beyrut'la normalleşmeye kapı açabileceklerini düşündüler.

ABD tarafından desteklenen Siyonist Rejim’e, Lübnan ile deniz sınırları belirlenmeden ihtilaflı bölgelerdeki enerji kaynaklarını sömürmesine izin verildi ve Tel Aviv’in en azından Lübnan kadar sınırların çizilmesine ihtiyacı yoktu. Lübnanlılarla doğrudan görüşmeyi amaçlayan İsrail, Ekim 2020'de ABD'nin desteğiyle, deniz sınırlarının belirlenmesi için Lübnan ile müzakerelere yeniden başlamayı planladığını açıkladı.

Ancak Lübnan tarafı müzakerelerin dolaylı şeklinde olacağını vurguladı ve bu müzakerelerin başlamasından sonra, Tel Aviv ve Washington'un başka bir amaç peşinde oldukları anlaşıldı. Onlar çalışma yemeği ve hatıra fotoğrafı gibi önerilerle, Lübnan’la normalleşme projesini yürütmeye çalıştılar.

Lübnan müzakere heyetinin duyarlılığı nedeniyle, amaçlarının başarılı olmayacağını anlayan Amerikalılar ve Siyonistler, dolaylı müzakereleri durdurdu. Bu durum, İsrail'in Lübnan'a ait yeraltı servetini çaldığını belirten Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın yaptığı uyarıya kadar devam etti ve yeni bir gelişme yaşanmadı.

Hizbullah'ın oluşturduğu yeni denklemden kaynaklanan bazı gelişmelerden sonra, Beyrut ile Tel Aviv arasındaki deniz sınırı belirleme anlaşmasının Ekim ayının sonunda Ra's en Nakura bölgesinde imzalanması bekleniyor.

İsrail’in Sınır Anlaşmasını Propaganda Amaçlı Kullanma Çabası

Siyonist çevreler bile, deniz sınırı anlaşmasının direnişin çizdiği denklem sonucunda hayata geçirilmesinin Lübnan için büyük bir başarı olarak değerlendirirken, özellikle genel seçimlerin arifesinde bu anlaşmayı normalleşme propagandası olarak kullanan Siyonistler bu anlaşma ile Lübnan’ın İsrail’i tanıdığını göstermeye çalışıyorlar.

Oysa ki Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve müzakerelerden sorumlu Meclis Başkan Yardımcısı İlyas Ebu Saab da dahil olmak üzere Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi Genel Başkanı Cibran Basil ve diğer Lübnan makamları, sürekli olarak İsrail’le normalleşmenin söz konusu olmadığını, Tel Aviv ile herhangi bir doğrudan uluslararası anlaşma imzalanmayacağını vurguladılar.

Ra's en Nakura bölgesinde Lübnan heyeti, başka bir odada anlaşma belgesini imzalayarak Amerikan elçisine teslim edecek ve Lübnan tarafının daha önce vurguladığı gibi, Siyonist heyeti de aynısını yapacak ve doğrudan görüşme olmayacak.

Buna rağmen, Lübnan'la sınır anlaşması konusunu kötüye kullanan Siyonist Rejimin destekçileri "yumuşak" normalleşmeyi teşvik etmek amacıyla çabalarını sürdürüyor.

Lübnan'da "Yumuşak" Normalleşme Komplosu

Bu bağlamda Lübnan medyası, 4 yıl sonra Uluslararası Fransız Dili ve Edebiyatı etkinliğinin 19-30 Ekim tarihleri arasında Beyrut’taki Fransız Kültür Merkezi’nde düzenleneceğini bildirdi.

Ancak etkinlikle ilgili dikkat çekici konu, Siyonizm zihniyetini ve İsrail'i savunmakla bilinen ünlü yazarlar ve isimlerin konuşmacı olarak davet edilmesidir. "Pascal Bruckner", "Emmanuel Schmitt" ve "Pierre Assoulin" gibi isimler konuşmacı listesinde yer alıyor. Bu kişilerin İsrail asıllı olmadıkları doğrudur, ancak Fransız kültür ve sanat çevrelerinde Siyonist İsrail’i savundukları bilinmektedir.

Siyonizmin yayılmasına büyük katkı sağlayan bu yazarların en tehlikelilerinden biri romancı, düşünür, gazeteci ve akademisyen Pascal Bruckner'dir.

Pascal Bruckner, İsrail'in kınanmasını ve apartheid politikalarını reddetmek için 2021'de hazırlanan dilekçenin imzacılarından biridir.

Pascal Bruckner 2017'de Siyonist bir medyaya verdiği röportajda Pascal, "Arap Müslümanların bulunduğu geri kalmış Doğu toplumları arasında İsrail yol gösterici bir ışıktır." demişti!

Bruckner ve meslektaşları, dünya çapında düzenlenen sözde kültürel etkinliklerde her zaman Filistin davasını suçluyor ve İslami hareketlerin Filistin meselesini Avrupa toplumlarında nüfuz için bir araç olarak kullandığını iddia ediyorlar.

Beyrut’taki etkinliğe katılacak olan bir diğer Batılı yazar da Emmanuel Schmitt’ir. Fransız asıllı olan Belçikalı Emmanuel Schmitt aynı zamanda felsefe hocası, romancı, oyun yazarı ve yönetmendir. Schmitt, Pascal Bruckner gibi Filistin meselesine karşı sert bir tavır göstermese de İsrail ile kültürel normalleşmeyi tam anlamıyla desteklemektedir.

Lübnan'daki Fransız Dili ve Edebiyatı etkinliğine davetli konuşmacıların arasında yer alan Pierre Assoulin ise Fas'ta doğmuş ve hayatının ilk yıllarını bu ülkede yaşamış bir Fransız gazeteci, romancı ve eleştirmendir. Bu yazar genelde Siyonist Rejim’in işlediği cinayetleri haklı çıkarmaya çalışıyor.

Lübnan kültür çevreleri ve ülkenin akademisyenleri, 3 Siyonist yanlısı yazarın Fransa tarafından Beyrut'taki etkinliğe davet edilmesinin, Siyonist Rejim’le normalleşmeyi teşvik etmeye yönelik uluslararası bir siyasi komplonun parçası olduğuna inanıyorlar.

Konuya dair açıklama yapan Lübnan geçici hükümetinin Kültür Bakanı olan Muhammed Visam el-Murteda, “Kültürel etkinliklerin Siyonizm ve işgalci rejimin gizli ve açık planlarına hizmet için kötüye kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Siyonist düşmanla kültürel normalleşme, siyasi, güvenlik ve askeri normalleşmeden bile daha tehlikelidir. Lübnan ulusunun yasaları ve kültürü, İsrail ile herhangi bir normalleşmeyi yasaklıyor.” dedi.

Siyonist İsrail’in Çöken Normalleşme Planı

Peki Siyonistler sınır anlaşmazlığı konusunu Lübnan'ı normalleşme uçurumuna sürüklemek için kullanabilirler mi

Konuya dair gözlemciler, böyle bir konunun müzakerelerde gündeme getirilmesi halinde Hizbullah'ın kesinlikle tepki vereceğine inanıyor.

Reuters haber ajansında Lübnan ile deniz sınırı anlaşması hakkında yer alan haberde, Beyrut hükümetinin bu anlaşmayı onaylamadan önce Hizbullah'ın Amerikan tarafının hazırladığı taslağı dikkatle incelediği kaydedildi. Üst düzey bir Lübnanlı yetkili, Hizbullah'ın sınır anlaşmasını ayrıntılı olarak incelediğini belirterek, “Hizbullah, anlaşmada Lübnan'ın çıkarlarının karşılanmadığını hissederse askeri tehditler kullanmaktan çekinmeyecek.” dedi.

Adını açıklamak istemeyen iki Fransız diplomat ise Paris makamlarının sınır anlaşması hakkında Hizbullah ile istişare temaslarında bulunduğunu duyurdu.

Lübnan'ın sınır anlaşmasını uygulamadaki amacının sadece ülkenin çıkarlarını güvence altına almak ve deniz haklarını korumak olduğu açıktır. Ancak Lübnan makamları Fransız kültür festivali gibi etkinliklerle kötü emellerini izleyen Siyonistlerin projeleri konusunda duyarlı olmalıdır.

tesnim

Yorumlar