Rayan Yaser Ali Süleyman'ın şehadeti ile 2000 yılından beri şehit düşen Filistinli çocukların sayısı 2 bin 200'ü aştı.  Ancak Rayan ve binlerce Filistinli çocuğun şehadeti arasındaki fark, onların daha çok hava ve füze saldırılarında şehadetiydi. Siyonist Rejim ise bu çocukların kazara öldürüldüğünü iddia ediyordu.  Ancak 7 yaşındaki Rayan okul arkadaşları ile beraber Siyonist Rejim katil askerleri tarafından takip edilirken evde üstünü değiştirirken askerler tarafından kovalanmıştır. Bu sırada ise Rayan yükseklikten düşerek askerlere yakalanmış ve o sırada kalbi durarak şehit olmuştur. 
Rayan'ın annesine göre, oğlu askerleri görme korkusuyla panik yapmış ve eve doğru kaçmış ama askerler eve baskın yapmış, Rayan da evin arka kapısından kaçmak istese de  aniden bir askerin ona doğru  silah doğrulttuğunu görerek kalbi durmuştur. 
Rayan'ın annesi ve diğer görgü tanıklarının ifadeleri ile, artık bu konunun araştırılmasına gerek bile yok, çünkü her şey kamuoyu gözleri önünde açıkça yaşanmıştır. Bu yüzden 7 yaşındaki Rayan'ın vahşice öldürülmesi 2000 yılında öldürülen 12 yaşındaki Filistinli çocuk Muhammed Al-Dura'nın şehadeti birbirine benziyor. 2000 yılında ikinci intifada sırasında babasıyla birlikte Gazze'deki Selahaddin Caddesi'nde yürürken gaddar bir şekilde öldürülen Muhammed, babası ile beraber beton bir bariyerin arkasına saklanarak kendilerini Siyonistlerin açtığı ateşten korumaya çalıştı. Babası her ne kadar oğlunu korumaya çalışsa da bir kaç kurşunun Muhammed'in sırtına isabet etmesi sonucu şehit oldu. 
Bu arada yaş farkı gözetmeksizin 7 yaşındaki Rayan'ın öldürülmesi, Şirin Ebu Akile'nin Cenin'de herkesin gözü önünde öldürülmesine benziyor. Her ikisi de Batı Şeria'yı işgal operasyonu sırasında yaşanan sözde "Dalga Kıran" şehit düştüler. Aslında Siyonist rejiminin hedeflerinden biri, Filistinli öğrenciler ve çocuklar arasında korku ve panik yaratmak, yerleşim projelerini hızlandırmak ve yerleşimcilerin hızlı bir şekilde çalışmalarına devam edebilmesi için Filistinli ailelere evlerini terk etmeleri için baskı yapmaya zorlamaktır.  
Ancak 7 yaşındaki Rayan ile Şirin Abu-Akile ve Muhammet'in şehadetleri arasındaki önemli bir fark da, Muhammet'in şehadeti ardından dünyada Siyonist rejime karşı bir protesto dalgasının başlamasıdır. Ama ne yazık ki 7 yaşındaki Rayan'ın ve ondan önce de onlarca çocuğun Gazze'de ve Batı Şeria'da şehit olduğu zaman hiçbir küresel protesto dalgasının başlamamasıdır. Siyonist rejim bu durumu gözeterek Batı Şeria'da işgal ve yerleşim yerleri inşa politikalarını sürdürmeye devam ediyor. Bu rejime karşı dünyada bir protesto dalgasının başlamaması Filistinli çocukların acımasızca öldürülmesini yoğunlaştırmıştır.
Ancak Muhammed el-Dora Mescid-i Aksa intifadasının bir sembolü haline geldiği gibi, 7 yaşındaki Rayan'ın vahşice öldürülmesi de Batı Şeria'nın her yerinde ve hatta İsrail çevrelerinin de itiraf ettiği gibi, mevcut intifadanın bir sembolü haline gelebilir. 
Öte yandan Amerika ve Avrupa'nın 7 yaşındaki Rayan'ın ölümüyle ilgili soruşturma açma talebi, hem suçlu hem güçlü konumdan konuşmaktan başka bir şey değildir. Bu tür iddialar Siyonist taraf ve Siyonist katil rejimi askerlerine zaman kazandırmaktan başka bir şey değildir. Ayrıca Şirin Ebu Akile'nin öldürülmesi gibi durumlarda soruşturma hiçbir yere de ulaşmadı ve Ebu Akile'nin ABD vatandaşı da olmasına rağmen kendi vatandaşı olarak kanını talep etmek yerine ABD yine Siyonist Rejimi finanse etmeye devam etti.

parstoday