BİDEN'İN İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARI ZİYARET ETMESİNİN SONUÇLARI (ANALİZ)

ABD Başkanı Joe Biden'in Batı Asya ziyaretinin başlamasından üç gün geçti. Gelişmeler ve yorumlar gösteriyor ki bu gezide şimdiye kadar beklenmedik bir mesele yaşanmadı. 

Görüntülenme: 727 Tarih: 17 Temmuz 2022 14:44
BİDEN'İN İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARI ZİYARET ETMESİNİN SONUÇLARI (ANALİZ)

Joe Biden geçen Çarşamba günü işgal altındaki topraklara gitti. Bugün Beyt Lahim'e giderek Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile görüştü ve ardından Suudi Arabistan'a giderek Cumartesi günü ise başta Suudi Arabistan ve Fars Körfezi İşbirliği Konseyine üye diğer 5 ülke ile Mısır, Ürdün ve Irak yetkililerinin de katılacağı Cidde oturumuna katılması bekleniyor. 
Şimdiye kadar, bu ziyaretin 5 sonucu olduğu söylenebilir. ABD, Hindistan, BAE ve Siyonist rejimin katılımıyla sanal olarak dörtlü gıda güvenliği toplantısı gerçekleştirildi. Biden ve Siyonist Başbakan Yair Lapid, "Ortak Kudüs Bildirisi"ni imzaladılar ve Tel Aviv rejimi ile bölge ülkeleri arasında daha fazla ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladılar. Mahmud Abbas ile görüşmeden önce Doğu Kudüs'te bir hastaneye giden Biden, Amerika'nın bu şehrin doğusundaki hastanelere maddi yardımda bulunacağını söyledi.
Ayrıca arabistan, Suudi hava sahasını İsrail uçuşlarına açtı ve Siyonist rejim, Tiran ve Sanafir adalarının mülkiyetinin Mısır'dan Suudi Arabistan'a devredilmesini de kabul etti. Bahsedilen iki ada İsrail rejimi ve Mısır arasındaki barış anlaşmasının bir parçası olduğu için, mülkiyetlerinin devrine karar verecek ana taraf Tel Aviv'dir.
Yaşanan olayların analizi, ABD Başkanı'nın bölgeye yaptığı ziyaretin şu ana kadar önemli ve beklenmedik bir sonucu olmadığını gösteriyor. Şüphesiz Siyonist rejimin mevcut en önemli talebi Arabistan ile ilişkilerin normalleştiğinin  ilan edilmesidir, ancak bu normalleşmenin Abraham Anlaşması gibi olmayacağını ve kademeli olarak yapılacağını biliyorlar.
 Öte yandan Suudi Arabistan daha önce Suudi hava sahasının İsrail rejimi uçaklarınca kullanılmasını kabul etmiş ve hatta uygulamıştı ve aynı zamanda Suudi Veliaht Muhammed bin Salman, Siyonist rejimle ilişkileri genişletmeye hevesli.
Tiran ve Sanafir'in, Suudi Arabistan'a devredilmesine ilişkin anlaşma da Biden'ın ziyaretinden önce kesinleşmişti. Bu nedenle Biden, Suudi Arabistan'ın hava sahasını Siyonist rejimin uçaklarına açma kararını "tarihi" olarak nitelendirse de, Riyad'ın bu kararı Biden'ın gezisine bağlı ve kendisi için bir başarı olarak değerlendirilmemelidir.
Batı Kudüs'te gerçekleşen buluşmada Biden ve Lapid'in, ABD ile İsrail rejimi arasında " Stratejik Ortaklık Deklarasyonu" imzalamaları da beklenmedik bir olay değildi ve esasen İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı bir tehdit olarak görülmüyor. Tel Aviv ve Washington arasındaki güvenlik işbirliği her zaman var olmuştur ve taraflar arasındaki ilişkilerin bir parçasıdır. Bu bildiri, Batı Asya bölgesinin güvenlik düzeni üzerinde bir etki yapmaktan ziyade, işgal altındaki topraklardaki siyasi sorunların, Knesset'in ve kabinenin çökmesine neden olan sorunların ve beşinci meclis seçimlerinin yapılması kararının üstünü örten bir kılıftır. Bu sorunlar Knesset ve kabinenin dağılmasına ve son 3,5 yılda 5. Kez seçimlerin yapılmasına sebep olmuştur. 
Biden'ın Muhammed bin Selman'ın bir manevrası olan Cidde toplantısındaki varlığı ve siyasi tecridi sona erdirme ve Amerikan başkanına pozisyonunu gösterme girişimi, tekrarlanan bu olayları tamamlayacak.
Tüm bu olaylar, çoğu analistin inandığı gibi, Rusya ile rekabet,  Joe Biden'ın Batı Asya bölgesine yaptığı gezinin temeli olduğunu gösteriyor. Arabistan'ın özellikle petrolünün jeopolitik önemini anlayan Biden, Riyad'ı petrol üretimini artırmaya ikna etmeye çalışıyor. Öte yandan İsrail'in yanı sıra Arabistan da dahil olmak üzere bazı Arap ülkelerinin Rusya karşıtı politikalardaki konumunu ABD'ye yaklaştırmaya çalışıyor.

parstoday

Yorumlar