Bu sürecin devam etmesiyle ilgili dünya ve bölge düzeyinde farklı farklı etkenlerden ve nedenlerden söz etmek mümkün. 

Bölgesel düzeyde, Arap ülkeleri arasında Filistin meselesine destek konusunda görüş ayrılıkları ve ihtilaflar derinleşmiş ve  Arap ülkelerinin Siyonist rejimle ilişkilerinin normalleştirilmesi ve güçlendirilmesi de Filistinlilere karşıtı bir mesele haline gelmiştir. Bugün Arap ülkelerinden Filistin için daha az ciddi ve pratik destek görüyoruz. BAE, Arap dünyasındaki Siyonist rejimle ilişkilerin geliştirilmesinde öncü olarak hareket etmektedir. Suudi Arabistan, BAE gibi Siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesini kamuoyuna açıklamasa da bu süreci güçlendirmek istiyor. Ancak Riyad ve Tel Aviv arasındaki ilişkiler, İsrail uçaklarının Suudi Arabistan üzerinden uçup Abu Dabi'ye inecek kadar gelişmiş ve hala da gelişmektedir. Ürdün içinde, bazı milletvekilleri Filistin'i desteklese de, hükümet İsrail ile diyalog ve uzlaşma için bastırmaya devam ediyor. Mısır bir kez daha Siyonist rejimle ilişkilerini geliştirmekten söz ediyor  ve bu bağlamda da üst düzey İsrailli yetkililer Kahire'ye diplomatik ziyaretler gerçekleştiriyor. Bu arada Katar, diğer Arap ülkeleri gibi Siyonist rejimle ilişkilerini geliştirmemiş ve Filistin'i desteklemek için özellikle maddi boyutta adımlar atmıştır. Ancak Katar, FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmakla iyice meşgul ve Filistin meselesi ülkenin birinci önceliği durumunda değildir. 

Batı Asya bölgesinde Türkiye ve İran İslam Cumhuriyeti Arap olmayan İslam ülkeleridir. Bir zamanlar Filistin'i desteklemede ve İsrail'le savaşmada ve hatta rejimle diplomatik bağlarını koparmada öncü olan Türkiye, son aylarda bazı Arap ülkeleri gibi Kudüs'teki işgalci rejimle ilişkilerini yeniden canlandırdı ve rejimle bağlarını genişletmek istediğini açıkça gösterdi. Bu kapsamda Siyonist Rejim İsrail elebaşı İshak Herzog Ankara'ya giderek Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Recep Tayyip Erdoğan, ırkçı rejim elebaşı Herzog'un ziyaretini Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilişkilerin gelişmesinde bir dönüm noktası olarak da nitelendirdi. Durum böyleyken ve Türkiye de sırtını Filistin meselesine bir şekilde çevirmişken sadece İran İslam Cumhuriyeti Filistin'e destek vermekte,  Filistin davasını ayakta tutmaya çalışmakta  ve Siyonist rejime karşı savaşmak gerektiğine inanmakta ve politikasını bu doğrultuda sürdürmeye devam etmektedir.

Küresel bazda, Ukrayna krizi Siyonist rejim İsrail'in  Filistin karşıtı şiddet dozunu tırmandırması için bir fırsat haline geldi. Dünya güçlerinin odak noktası, Rusya ile ABD ve Avrupalı ​​güçler arasında bir tür savaş alanına dönüşen Ukrayna savaşıdır. Ukrayna savaşında şimdiye kadar binlerce sivil öldürülmüş ve yaklaşık 10 milyon kişi yerinden edilmiş ve mülteci durumuna düşmüştür.  Siyonist rejim İsrail, Filistin meselesinin artık dünya düzeni için bir öncelik olmadığına inandığı için Ukrayna savaşı sırasında Filistin karşıtı cinayetlerini yoğunlaştırmaya ve bu fırsattan yararlanmaya çalışmıştır.  Öte yandan Siyonist rejimin Ukrayna'ya karşı savaşta ABD ve Avrupa ülkelerine verdiği destek ve Rusya'ya karşı Ukrayna'ya yaptığı yardımlar da Siyonist rejimin Filistinlilere karşı işlediği suçlara Batılı güçlerin ve ABD'nin desteğinin eşlik etmesine neden olmuştur. 

Son nokta ise; Siyonist Rejim İsrail'in Arap dünyasındaki durumu göz önünde bulundurarak  Türk politikasının ve Ukrayna savaşının yarattığı durumun farkında olarak , Filistinlilere yönelik şiddeti ve çatışmayı tırmandırmaktan en ufak bir tereddüt dahi duymamasıdır. Önümüzdeki hafta bu çatışmalar artacak gibi duruyor ve bu da Kudüs Günü'ne doğru durumun iyice kızışacağını gösteriyor. 

parstoday