Siyonist rejimin artan şiddet eylemleri hakkında ifade edilebilecek birkaç konu var ki, bu şiddetin işgal rejiminin değişmeyen özelliklerinden kaynaklandığını gösteriyor. Siyonist rejimin en temel özelliklerinden birinin rejimin kabinesinin dünyada kabul gören ve yaygın hal alan sürecin aksine kurulmasıdır.

Uluslararası düzen teammüllerine göre, önce milletler şekilleniyor, ardından devletler kuruluyor. Ancak bu süreç Siyonist rejim örneğinde ters şekilde gelişti. Öyle ki önce işgal altındaki Filistin topraklarında güç yapısı özellikle güvenlik yapılanmalar kuruldu ve Siyonist rejimin güvenlik yapılanmaları, korku ve dehşetle, Filistinliler'i tehcir edip katliamdan geçirmenin ardından Yahudiler'in işgal topraklarına göç etmeleri için imkan sağlamış oldular.

İsrail rejimi bugün de aynı politikaya devam ederek, Filistinlileri kendi evleri ve topraklarından kovmaya ve arazilerini gasp etmeye, buna paralel olarak dünyanın çeşitli noktalarından Yahudileri işgal topraklarına gelmek için teşvik etmeye devam ediyor. İşgal rejimi bu politikasıyla "Yahud Milleti"ni kendince kurmaya çalışarak, toprakların ana sahipleri olan Filistinlilere yönelik geniş şekilde şiddet uyguluyor.

Siyonist rejimin değişmeyen diğer bir özelliği ise, ırkçı olmasıdır. Siyonistler, kendilerini üstün bir ırk olarak görüp, başkalarına karşı şiddet işlemeyi cinayet değil, bir hak olarak görmekteler. Irkçı İsrail rejimi bugün, Filistinlilere karşı işlediği şiddetinin bir nedeni de buradan kaynaklanıyor. Siyonizm düşüncesi, hiçbir muhalifi kabul etmeyecek, öldürecek ve despot olacak kadar, ırkçı bir düşünce sayılıyor. Filistinlilerin topraklarının işgal edilmesi, işgal yerleşim inşaat faaliyetleri, Yahudiler'in Filistinliler'in evlerine yerleştirilmesi, Siyonist rejimin ırkçılığının bariz örneklerinden sayılıyor. Korsan rejimin Filistinlilere karşı hak ihlalleri ise bazı uluslararası kurumların itirazına sebep olacak kadar yoğun şekilde işleniyor.

Siyonist rejimin diğer bir değişmeyen özelliği de, işgalci ve yayılmacı olmasıdır. Siyonist rejimin kabinesi Filistinlilerin gasp edilen topraklarında kurulmuştur. Ancak bu özelliği sadece Filistinlilere karşı hayata geçirmiş değil. Siyonsit rejim geçen 74 senede, Filistinlilerin topraklarına ilaveten, Lübnan, Suriye ve Mısır topraklarının bir kısmını işgal etmiştir ve Yüzyılın Anlaşması uyarınca da, Ürdün'ün topraklarının bir kısmını işgal etmeye çalışmakta. Bu yüzden Siyonist rejimin yayılmacılığı ve işgalciliğinin bir sınırı yok ve bu rejim Arap ülkelerinin topraklarına göz diktiği anlaşılıyor. Buna rağmen bazı Arap ülkeleri, işgal rejimine doğru dostluk eli uzatarak, bu rejim ile ilişkilerini geliştirmeye gayret göstermektedir.

Siyonist rejimin diğer bir özelliği de, bu rejimin Arap ülkeleri için güvenilir bir müttefik olamayacağı ve bu rejim ile ilişkilerin gelişmesinin bölgede barış ve güvenliğe katkı sağlamayacağına ilişkindir. Mısır ve Ürdün Siyonist rejim ile yaptığı anlaşmalara rağmen, Tel-Aviv ile ilişkileri hiçbir zaman sakin geçmemiştir. Tarihi deneyimler, siyonist rejimin Arap ülkeleri için bir dost olamayacağını kanıtlamıştır çünkü bir yandan İsrail rejimi 4 Arap ülkesinin topraklarının bir kısmını işgal etmiş ve diğer yandan bu rejim Batı Asya'da kendini üstün bir güç bilerek her zaman , Arap ülkelerine tepeden bakıyor.

Siyonist rejimin sahip olduğu ve değişmeyen bu özelliklerine göre, işgal rejiminin Arap dünyasında güvenlik ve istikrar değil, güvenlik ve düzeni bozmak peşinde olduğunu gösteriyor.

parstoday