ADNAN EBU AMİR YAZDI: TERÖRİST DİCHTER TERÖRLE MÜCADELE BAŞKANI OLDU

Ölçülerin alt üst olduğu bir dönemde ve düşmanın dost oluverdiği bir zamanda Uluslararası Parlamenter Birliği'nin Filistin tarihinde kanlı bir geçmişi olan Siyonist Parlamento Knesset üyesi Avi Dichter’i Terörle Mücadele Komisyonu'nun başına getirdi. 

Görüntülenme: 941 Tarih: 28 Mart 2022 21:49
ADNAN EBU AMİR YAZDI: TERÖRİST DİCHTER TERÖRLE MÜCADELE BAŞKANI OLDU

Ölçülerin alt üst olduğu bir dönemde ve düşmanın dost oluverdiği bir zamanda Uluslararası Parlamenter Birliği'nin Filistin tarihinde kanlı bir geçmişi olan Siyonist Parlamento Knesset üyesi Avi Dichter’i Terörle Mücadele Komisyonu'nun başına getirdi.

 

Dünyanın Siyonist işgal rejimine “nazlı çocuk” muamelesi yaptığı ve bu şekilde sevdiği, siyasi çıkar ve hesaplarla bu rejimin işlediği cinayetlere Filistin halkı hesabına göz yumduğu doğrudur. Ancak işgalci rejim konusunda yapılan ikiyüzlülüğün özgür halklar adına konuştuğunu iddia eden ve bu halkların özgür sesi olmaları beklenen parlamento üyelerinin bu düzeye düşecekleri bilinmezdi. Yeminle söylüyorum ki bu durum can sıkıcı ve endişe vericidir. 

 

Aşağıda aktaracağımız bazı tespitler katil ve terörist Dichter’in kişiliğini ortaya koyacaktır. Belki bu bilgiler yeni görevine başlaması için kendisine oy veren parlamenterlere ulaşır ki, yeni görevine başlayacak olan Dichter ilk adım olarak Filistinlilere yönelik işlediği kanlı cinayetleri nedeniyle belki kendini Interpol'a teslim eder.

Dichter aşırı sağcı Likud Partisi'nin ana unsurlarından biridir. Uzun bir askeri geçmişi var. En son oturduğu makam, Siyonist parlamento Knesset’e bağlı Dış İşleri ve Güvenlik Komisyonu'ydu. Bu komisyon, Knesset’in en önemli ve tehlikeli komisyonudur. Daha önce Siyonist Genel Güvenlik Birimi ŞABAK’ın başkanlığını da yapmıştı. Bunun ardından İç Güvenlik Bakanlığı ve İç Cepheyi Koruma Bakanlığı da yaptı. Dikkat edilirse üstlendiği görev ve oturduğu koltuklar hep güvenlikle ilgilidir. Aksa intifadalarını yaşayan Dichter, Batı Şeria’yı ayıran ayırım duvar projesinde yer aldı. İstihbarat ve Gizli Hizmetler Birimi başkan yardımcılığını da yaptı.

Dünyanın Siyonist işgal rejimine “nazlı çocuk” muamelesi yaptığı ve bu şekilde sevdiği, siyasi çıkar ve hesaplarla bu rejimin işlediği cinayetlere Filistin halkı hesabına göz yumduğu doğrudur. Ancak işgalci rejim konusunda yapılan ikiyüzlülüğün özgür halklar adına konuştuğunu iddia eden ve bu halkların özgür sesi olmaları beklenen parlamento üyelerinin bu düzeye düşecekleri bilinmezdi. Yeminle söylüyorum ki bu durum can sıkıcı ve endişe vericidir. 

 

Aşağıda aktaracağımız bazı tespitler katil ve terörist Dichter’in kişiliğini ortaya koyacaktır. Belki bu bilgiler yeni görevine başlaması için kendisine oy veren parlamenterlere ulaşır ki, yeni görevine başlayacak olan Dichter ilk adım olarak Filistinlilere yönelik işlediği kanlı cinayetleri nedeniyle belki kendini Interpol'a teslim eder.

Dichter aşırı sağcı Likud Partisi'nin ana unsurlarından biridir. Uzun bir askeri geçmişi var. En son oturduğu makam, Siyonist parlamento Knesset’e bağlı Dış İşleri ve Güvenlik Komisyonu'ydu. Bu komisyon, Knesset’in en önemli ve tehlikeli komisyonudur. Daha önce Siyonist Genel Güvenlik Birimi ŞABAK’ın başkanlığını da yapmıştı. Bunun ardından İç Güvenlik Bakanlığı ve İç Cepheyi Koruma Bakanlığı da yaptı. Dikkat edilirse üstlendiği görev ve oturduğu koltuklar hep güvenlikle ilgilidir. Aksa intifadalarını yaşayan Dichter, Batı Şeria’yı ayıran ayırım duvar projesinde yer aldı. İstihbarat ve Gizli Hizmetler Birimi başkan yardımcılığını da yaptı.

 

Dichter’in Filistinlilere yönelik yaptığı en meşhur operasyon ve cinayetlerden biri, 2003’ün sonlarında Kassam Tugayları komutanı İbrahim Hamid’e yönelik yapılan ve bizzat kendisinin yönettiği operasyondur. Saldırıda Kassam Tugayları komutanı İbrahim Hamid ile iki mücahit şehit oldu. 

 

Onun “Araplara karşı güç fayda vermezse o zaman gücü daha da artırmak fayda verecektir” sözü, düşmanca açıklamalarından sadece bir tanesidir. 

 

Şaron’un Batı Yaka’ya ırkçı ayırım duvarı inşa etmesini telkin eden ve bunu ısrarla savunan adam yine Dichter’dir. Şeyh Ahmed Yasin’e yapılan saldırının sorumluluğunu üstlenmekten de kaçınmadı. Bu konuda, “(Şehit Şeyh Ahmed Yasin’i kast ederek) önce zindana, sonra da mezara göndererek onunla hesabı kapattım.” demişti.  2009 yılında Arap Kültür Başkenti Kudüs ile ilgili yapılan etkinliklerin bazılarını engellemiş, Mescidi Aksa kapılarına elektronik kapıların yeniden yerleştirilmesini de savunmuştu. 

 

Dichter’in seçildiği ve işin bittiği doğrudur. Bizim önümüzde olayı protesto etmek ve öfkemizi ifade etmekten başka seçeneğin kalmadığı da doğrudur. Ancak şu da bir gerçek ki, iddia edilen terörle mücadele etmesi için bu teröristi komisyon başkanlığına seçmekle de bu parlamentoların konumu ve tanımı da ortaya çıktı. Bu da önemlidir. Güpegündüz ve dünyanın gözü önünde Filistin halkına karşı planlı devlet terörünü uygulayan işgalcinin yaptıklarına karşı hangi terörden bahsedilebilir ki!...

 

 Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar