YEMEN KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ: YEMEN HALKININ ZAFERİ YAKINDIR

Nijerya İslami Hareketi lideri, Batılı ülkelerin yıkıcı eylemlerini eleştirerek, dünyanın Yemen'deki felaket karşısında sessiz kalmasının anlaşılır gibi olmadığını söyledi. 

Görüntülenme: 761 Tarih: 06 Şubat 2022 14:32
YEMEN KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ: YEMEN HALKININ ZAFERİ YAKINDIR

“Yemen'e Yönelik Saldırıların Boyutlarının Araştırılması" sanal konferansı cumartesi günü dünyanın farklı ülkelerinden düşünürlerin katıldığı bir konferansla gerçekleştirildi.

Bu uluslararası konferansta işgalci koalisyonun neden Yemen'i işgal ettiği, Yemen halkının toprağını savunma hakkı olduğu, Yemen halkının işgalcilere karşı direnişi, işgalci koalisyonun Yemen'deki savaş suçları, işgalcilerin yaygın insan hakları ihlalleri, Yemen'de işgalcilerin yarattığı insani felaketlerin boyutları, Yemen'deki saldırı ve felakette müstekbirlerin ve Siyonizm’in rolü tartışıldı.

Yemen’de işlenen suç ve cinayetler karşısında dünya halklarının sessizliği anlamsızdır.

Konferansa katılan Nijerya İslami Hareketi lideri Şeyh İbrahim Zakzaki, herkesi Batılı ülkelerin Yemen'e saldırmadaki nihai hedefi üzerinde düşünmeye çağırdı ve şunları söyledi: ‘Bu felaket karşısında dünyanın sessizliği anlamsızdır. Savaş, iki askeri güç arasındaki askeri mücadele anlamına gelir ama Yemen'de düşmanlık sergilenmekte ve insanlığa karşı savaş suçları işlenmektedir.

Sivillere yönelik tüm bu hava saldırıları, erkekleri, kadınları ve çocukları evlerinde, işyerlerinde ve okullarda öldürmek, hatta çocukların ve mahkûmların otobüslerine saldırmak, hastanelere saldırmak, hastaları, hemşireleri ve doktorları öldürmek savaş demek değildir. BAE ve Suudi Arabistan, ABD, İngiltere, Fransa ve diğer Batılı ülkeleri temsil eden ülkelerdir.

Bütün bu eylemlerle devrik cumhurbaşkanını bu ülkeye geri getirmeye çalışıyorlar. Fakat bu ticaretin ve insanların öldürülmesinin gerçekten sonucu nedir?’

Şeyh Zakzaki, konuşmasının bir başka bölümünde, herkesi Batılı ülkelerin nihai hedefi üzerinde düşünmeye çağırdı ve şunları söyledi: ‘Biri, devrik bir cumhurbaşkanını bir ülkeye geri getirmek isterse ve o ülkenin erkek, kadın ve çocuklarının o kişiyi kabul etmesini beklerse, herkesi öldürerek bu olabilir mi?’

Nijerya İslami Hareketi lideri aynı zamanda Libya, Irak ve Suriye'deki suç ve cinayetlerin Yemen'deki mevcut suçlara benzediğini belirterek şunları söyledi: ‘Batı ülkeleri her şeyi mahvediyor ve bu, yeniden bir dünya savaşı başlatmak için yapılmış yeni bir plan ve komplodur ve amacı İsrail'i korumaktır.’

Şeyh Zakzaki, çeşitli ülkelerden bu sorunu çözmelerini istedi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Halkı elektrik, petrol, benzin ve tıbbi malzemelerden mahrum bırakılan Yemen'deki felaket karşısında dünyanın sessizliği mantıklı değil ve herkesin bu sorunun çözümüne yardımcı olması gerekiyor.’

Şeyh Zakzaki, Yemen savaşını insani bir felaket olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Bu insanlar sağlık hizmetlerinden mahrumdur. Bu, günümüz dünya toplumu için tehlikeli bir ikilemdir. Yemen halkının cevap verme ve tepki verme hakkı var, çünkü olabilecek en kötü şekilde saldırıya uğruyorlar.’

Nijerya İslami Hareketi lideri konuşmasının sonunda Yemen halkı için tek yolun direniş olduğunu söyledi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bu konunun bir an önce son bulmasını ve Yemen halkının zafere ulaşmasını ve müstekbir güçlerin en kısa sürede ortadan kalkmasını umut ediyoruz.’

Yemen halkı kimseden korkmuyor

Konferansta konuşma yapan bir diğer katılımcı olan Filistin İslam Konseyi Başkanı Şeyh Nemr Zigamut, konuşmasının başında Yemen halkını cesur ve yüce olarak nitelendirerek şunları söyledi: ‘Bu insanların bu kadar zulme uğramamak için teslim olmaları yeterliydi. Fakat onlar ayağa kalktılar ve Allah sabredenleri mükâfatlandıracaktır.’

Filistin İslam Konseyi Başkanı Hac Suresi'nin 39. ayetine atıfta bulunarak şunları söyledi: “Saldırıya uğrayanlara zulme mâruz kaldıkları için savaş izni verildi. Allah onları muzaffer kılmaya elbette kādirdir.” Allah zulme karşı duran bir milleti yalnız bırakmaz, zalimleri de onlara bırakmaz ve mazlumları mutlaka zafere ulaştırır.’

Şeyh Zigamut, ABD'ye, küresel Siyonizm’e ve bazı Araplara karşı duran, vatanını ve inancını savunan azimli Yemen halkını takdire ederek şunları söyledi: ‘Bu millet kimseden korkmuyor ve dünyanın Siyonistlerine ve ABD'ye teslim olmamaya, baskılara boyun eğmemeye kararlıdır.

Yemen halkı isteseydi, müstekbirlere itaat ederek savaş dururdu ama onlar ayağa kalktılar ve özgürlüklerini istediler. İçindekileri kutsal saydılar ve kendilerine müreffeh ve onurlu bir Yemen satın aldılar ve bu isimle ünlendiler.

Yemen'in asil halkı, Filistin davasını tüm güçleriyle savundu. Filistin halkını savunmak için akan kan, direniş ve gösteriler, bu koşullara rağmen Filistin davasını unutmayan bu asil milletin içlerindeki inancı göstermektedir.

Bugün, vekil gruplar ve sömürgeci ülkeler, yedi yıl sonra zulmün halka verdiği zararı görüyor ve hissediyor. Eğer akılları varsa, bu vahşet ve suçlardan pişman olacaklardır.

Amerika Birleşik Devletleri ve küresel Siyonizm, tüm varlığı ve olanaklarıyla Yemen halkı üzerinde hâkimiyet elde etmeye çalışmış ama bunu başaramamıştır. Allah-u Teâlâ Yemen halkını muzaffer eylesin. Şüphesiz Allah buna kadirdir. Allah Filistin'i tüm yüceliği ile halkına iade etsin. Yüce Allah’tan halkımız için zafer ve izzet diliyoruz.’

Yemen halkının zaferi yakındır

Konferansa katılan Irak Ehli Sünnet Âlimler Birliği Başkanı Şeyh Halid Molla, İran'a yönelik ekonomik yaptırımları, Suriye, Irak ve Yemen'deki huzursuzluğu halk hükümetlerinin kurulmasına karşı bir adım olarak nitelendirerek, şunları vurguladı: ‘Yemen'deki savaşın saldırganlar üzerinde kendi aşağılanmalarından başka bir etkisi olmayacaktır.’

Şeyh Halid Molla, konuşmasının devamında, Yemen’den bahsetmenin bu ülkenin mazlumlarının çektiği acı ve sıkıntıları zihinlerde canlandırdığını söyleyerek şu ifadelerde bulundu: ‘Bu millet komşularıyla barış istiyor ama cinayete, işgal ve saldırıya ve ekonomik kuşatmaya maruz kalıyorlar. Bu, adalet peşinde olan herkes için büyük bir endişedir.’

Irak Ehli Sünnet Âlimler Birliği Başkanı, Yemen halkına, onların Allah’a olan inançlarından dolayı zulüm yapıldığını belirterek şunları söyledi: ‘ Yemen ve bu ülkeye karşı düşmanlık konusuna gelince, müstekbir ve Batılı ülkelerin Suudi koalisyonu vesilesiyle yaptığı zulümler her Müslümanı utandırıyor. Komşular olmasaydı, hiç kimse bu ülkenin semalarını ve topraklarını işgal etmeye cesaret edemezdi.’

Şeyh Halid Molla konuşmasının başka bir bölümünde Yemen savaşını yararsız olarak nitelendirerek şunları söyledi: ‘Bu yedi yılda, bu beyhude savaşın sonucunu gördüler. Bu kutsal topraklarda her gün katliamlar yaşanıyor ve Yemen halkı Müslüman ümmetinin ve İslam âlimlerinin uluslararası arenaya girmesini ve bu konunun daha ciddiyetle takip edilmesini bekliyor. Bu savaş iki tarafa da fayda sağlamadı.’

Şeyh Halid Molla Suriye, Irak ve Yemen'deki savaşların faillerini din, mezhep ve Müslümanları birliğinin düşmanı olarak nitelendirerek şunları söyledi: ‘Bu düşmanlar, bölgenin huzur bulmaması için sürekli savaş olmasını istiyor ve burada barış, huzur ve birlik istemiyorlar.’

Irak Ehli Sünnet Âlimler Birliği Başkanı, BAE ve Suudi Arabistan'ı İslam düşmanlarının güvensizlik yaratma ve saldırıda bulunmadaki temeli olarak nitelendirerek şu ifadelerde bulundu: ‘Onlar, zenginliği, altyapıyı ve tüm bölgeyi yok ediyorlar. İnsanların sebatı, onlara başarılı olamayacaklarını gösteriyor. Bazı ülkeler cinayetler ve saldırılar hakkında konuşmaya cesaret edemiyorlar.

Allah-u Teâla zulüm yapanlara güvenmeyin diye defalarca buyurmuştur ve Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kendime ve sizlere zulmü yasakladım, çünkü bunun size kötü etkileri ve sonuçları olacaktır.” Hal böyle iken bazı İslam ülkeleri bu zulme nasıl sessiz kalıyorlar?’

Irak Ehli Sünnet Âlimler Birliği Başkanı, İran'a yönelik ekonomik yaptırımların, Irak'taki huzursuzluğun ve diğer konuların, bölge halkına karşı çıkma ve onların talepleri doğrultusunda bir ordu kurmanın delili olduğunu belirtti ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bölgenin İsrail'e dostluk eli uzatmasını istiyorlar. Buna karşı durmak hepimizin elindedir. Tıpkı İran İslam Cumhuriyeti'nin Yemen meselesine girmesi ve tüm sorunlara rağmen önemli zaferlerin elde edilebileceğini göstermesi gibi.’

Halid Molla konuşmasının sonunda bölgenin baskıcı yöneticilerine karşı mücadele çağrısında bulundu ve şunları söyledi: ‘Bütün Müslümanlar yüksek sesle şunu söylesinler: Yeter artık bu aziz millete karşı zulme bir son verin! Büyük İslam milleti Yemen milletini desteklemektedir. Bu milletin uleması olarak Yemen halkıyla, ulemasıyla, şehitleriyle dayanışmamızı ilan ediyoruz ve bu insanlar bilsinler ki zaferleri yakındır ve bu insanların direnişi meşhur olmuştur ve olacaktır.’

Yemen halkı aç duruyor ama vazgeçmiyorlar

Konferansa katılan Londra İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mesut Şecere Yemen'deki kötüleşen durumu ve gıda ve ilaç eksikliğini şiddetle eleştirdi ve şunları söyledi: ‘Bu insanlar hiçbir tesisi olmadan, tüm alt yapılarının yıkılmasına rağmen ayaktalar ve müstekbirlere boyun eğmeyecekler. Yemen halkına desteğimiz, zengin ülkelerin işgalinden değil, son altı yılda bu ülkede yaşanan soykırımdan dolayıdır.’

Londra İnsan Hakları Komisyonu başkanı, kör bombalamaları ve sivillerin öldürülmesini kınayarak şu ifadelerde bulundu: ‘Tüm altyapı ve hastaneler yıkıldı. Birleşmiş Milletler Yemen'i en büyük felaketlerden biri olarak nitelendirdi. Her yıl Yemen halkının zulme uğradığı, binlerce çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle öldürüldüğü, tıbbi malzemelerin tükendiği ve yıkılmayan çok az hastanenin kaldığı duyurulmaktadır. Onlar hatta ekmeğe bile ulaşamıyorlar.’

Şecere ayrıca yaptırımları sivillere karşı bir savaş suçu olarak değerlendirdi ve şunları vurguladı: ‘Yaptırımlar herkesi mahveden en önemli etkenlerden biridir. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupalılar ve diğer ülkeler, silah satışlarının para için olduğunu ilan ederek, sivillere saldırması için Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'a silah satıyorlar.

Onların bu silahları satın almak ve Yemen’de savaşmak için harcadıkları para, bu ülkelerin toplam gelirlerinin yüzde bir veya bir buçuğu kadar. Yani bu silahların alım fiyatının Batılı ülkelerin ekonomilerine bir etkisi yok ama kendilerini satan bu ülkeler onlar adına suç işliyorlar. Uluslararası toplum üzerinde baskı kurmalıyız çünkü milyonların hayatı tehlikede ve Birleşmiş Milletlere baskı yapmalıyız. 

Elbette Batılı hükümetlerin veto hakkı var ve veto edeceklerdir ama baskı yapmalıyız ve özgürce konuşmalı ve tüm tribünlerde Yemen'in özgürleştirilmesi gerektiğini ve onu desteklememiz gerektiğini söylemeliyiz.’

 Mesut Şecere, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni giderek kaybeden ülkeler olarak nitelendirdi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Yemenliler için dua ediyorum, onlar kazanacaklarıdır. Yemenliler ve Husilerin bağımsızlığı, tiranların ve zalimlerin ibret alıp ilahi adaletin mahkemesinde yargılanmaları için dua ediyorum.’

 

Yemen halkı istikbarın hegemonyasını çökertti

Konferansa katılan Bahreyn’in devrimci âlimlerinden Hüccetü’l İslam Şeyh Abdullah Dekkak, şunları söyledi: ‘Yemen'in mazlum halkı, Suudi koalisyonuna karşı durarak istikbarın hegemonyasını kırdı. Dini açıdan bakıldığında, ahir zamanla ilgili rivayetlerde, Seyyid-i Yemani’nin bu topraklardan çıkacağı açıktır ve Horasan bayrağı, İmam Mehdi’nin (a.f) inkılabının temeli ve zaferi müjdeleyen bayraktır.’

Şeyh Abdullah Dekkak, İran ve Yemen'e yönelik küresel istikbarın görüşünü dini bir bakış açısıyla değerlendirerek şu ifadelerde bulundu: ‘Onlar, dini olaylara ve inançlara önem verirler ve bu iki bölge İmam Zaman'ın (a.s) odak noktasıdır.’

Bahreynli bu âlim, ikinci boyut olarak Yemen'in stratejik konumunu ele aldı ve şunları söyledi: ‘Burası Kızıldeniz'e, Fars Körfez'ine ve Babülmendep’e erişim açısından çok önemli bir alandır ve ticaret gemileri bu dar boğazdan geçmektedir. Yeni araştırmalar, Afrika'nın zenginliklerinin çoğunun bu kıtanın güneydoğusunda, Yemen'in bulunduğu Somali ve Cibuti'de olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla, bu muazzam servete erişim, Yemen'in bu zenginlik kaynağına erişmesini sağlar. BAE, bu ülkenin güney kıyılarına odaklanmış durumda ve bu bölgeye ve Babülmendep’e hâkim olmak istiyor. BAE, yakınlardaki o bölgeyi ele geçirmeye çalışarak dünyadaki stratejik bölgeleri elde etmek istiyor. Bu ülke, bu bölgeye hakim olarak Babülmendep’e kolayca hakim olabilir ve bu bölgeye erişim BAE'ye büyük zenginlik getirecektir.’ 

Şeyh Dakkak, bu suç ve cinayetlerin üçüncü boyutu olarak şunları zikretti: ‘Suudi rejiminin kurucusu Abdülaziz Al-i Suud’un şöyle bir vasiyeti var: “Suudi Arabistan'ı güçlü tutmak istiyorsanız Yemen'i zayıf tutmanız gerekir.” Bu yüzden Yemen'i zayıf tutmak zorundalar. Suudi yöneticiler, Ali Abdullah Salih'in hükümetinden Asir ve Necran'ı 5 milyar dolara kiraladı ve kontrat sona erdikten sonra ikisini kendilerine katıp 15 milyar dolar ödeyerek onu susturdular. Onlar Yemen'in bağımsızlığına asla müsamaha göstermeyeceklerdir.

Bahreynli bu âlim, dördüncü boyutu istikbarın hâkimiyetini kırmak olarak nitelendirdi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Çoğu Arap ülkesinin efendisi Amerikalılardır. Yemen ise bunu yapmadı ve şimdi ABD'nin kontrolünden çıkıyor. Yemen'in bağımsız olma potansiyeli var ve bu, bölge ülkeleri ve sömürgecilik için bu korkuyu yarattı.’

Şeyh Dakkak, beşinci boyutun, güçlü bir ulusa ve hassas bir toprak parçasına sahip bir Yemen ulusunun varlığı olduğunu söyledi ve şunları vurguladı: ‘Bu bölge önemli ve geniş bir coğrafyaya sahiptir ve ekonomik kapasitesi iyidir ve bu bölgenin nüfus kapasitesi de çok önemlidir. Yemen, Körfez ülkeleri arasında en yüksek nüfusa, gaz, petrol ve tarıma ve ayrıca geniş bir coğrafi alana sahiptir.

Suudi Arabistan ve diğer ülkeler Yemen'deki bu durumdan korkuyor.

 

Yemen’e karşı bu saldırılar Suudi ve BAE saldırıları değil, Amerikan-Siyonist saldırılarıdır. Ana düşmanlar ABD ve Siyonist rejimdir. Ancak Yemen'in kazanacağını ve bu bölgede yerini alacağını göreceğiz.’

 

RASTHABER

Yorumlar