Uluslararası Af Örgütü Telaviv'i Filistinlilere insanlık dışı davranmakla suçlayan en yeni uluslarası insan hakları örgütü ve kuruluşudur. 

Uluslararası Af Örgütü'nün Salı günü yayınladığı "İsrail'in Filistinlilere karşı acımasız tahakküm ve baskı sistemi" başlıklı yaklaşık 300 sayfalık raporunda, "Filistin halkını göçe zorlama, idari tutuklama, işkence, yasa dışı cinayetler, ciddi yaralanmalar, temel özgürlük haklarından mahrum bırakma ve eziyet etme" detayları ele alındı ve Siyonist Rejim'de zulüm ve baskının nasıl kurumsallaştığı gözler önüne serildi. 

 

Açıklamada, "Uluslararası Af Örgütü, İsrail rejiminin Filistinlilere düşük düzeyde Yahudi olmayan bir ırk grubu olarak davrandığına inanıyor" denildi.

 

Bu raporda, "1948'deki başlangıcından bu yana, İsrail rejimi, Yahudi demografik hegemonyasını kurmak ve sürdürmek ve toprak üzerindeki kontrolünü Yahudi İsrailliler lehine en üst düzeye çıkarmak için açık bir politika izledi" dendi.

 

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, "Uluslararası toplum bu suçları durdurmak için harekete geçmeli. İsrail rejiminin Filistinlilere karşı eylemleri uluslararası hukuku ihlal ediyor" dedi.

 

Siyonist rejim İsrail rapora sert tepki göstererek, raporu Yahudi aleyhtarı  olarak kınadı ve  rapor resmi olarak yayınlanmadan önce "yanlış ve tarafgir bir rapor" diye konuştu.  ABD de Uluslararası Af Örgütü'nün Pazartesi günü Siyonist rejimin apartheid olduğu yönündeki raporunu  eleştirdi.

 

Bu bağlamda ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, "İsrail'in eylemlerinin apartheid'in bir parçası olduğu görüşünü reddediyoruz. Bu tür ifadeler Dışişleri Bakanlığı raporlarında hiç kullanılmadı." dedi.

 

Washington'un Siyonist rejimin insanlık dışı eylemlerini tam anlamıyla savunması ve hatta Filistinlilere karşı apartheid'i reddetmesi, ABD-İsrail ilişkilerinin doğasını ve Washington'un Siyonist rejimi her koşulda ve koşulsuz şartsız olarak destekleme taahhüdünü gösteriyor. 

 

Joe Biden hükümetinin insan hakları konularına özellikle dikkat ettiği söylense de, İsrail'in Filistinlilere yönelik insanlık dışı eylemlerinde bu hususların hiç dikkate alınmadığı açıktır.

 

Uluslararası hukuka göre, özellikle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kurulduğu Roma Statüsü'ne göre apartheid, insanlığa karşı bir suçtur. Siyonist rejimin son birkaç on yılda, özellikle 1967'nin işgal altındaki topraklarında Filistinlilere karşı eylemleri, her zaman etnik ayrımcılığa dayalıydı. Sonuçta Siyonist rejim, Batı Şeria'nın büyük kısımlarında tampon duvarları inşa ederek Filistinlileri çevrelemek için sürekli çaba sarf etti. 

 

Siyonist rejim İsrail, Yahudiler için toprakları arttırmaya ve Filistinlileri işgal altındaki Filistin'deki çok kalabalık ve sınırlı coğrafi merkezlere yerleştirmeye çalışıyor.

 

Siyonist rejim Filistinlilere karşı sistematik olarak ayrımcılık yapıyor ve bu Batı Şeria da dahil olmak üzere işgal altındaki topraklarda en şiddetli şekilde varlığını sürdürüyor.

 

Buna ilaveten Siyonist rejim İsrail'in  Filistinlilere karşı işlediği insanlık dışı eylemleri apartheid ile sınırlı değil, rejim yerleşimler geliştirmek ve mümkün olduğu kadar çok sayıda Siyonist yerleşkesi kurmak için Batı Şeria'nın farklı bölgelerindeki topraklarını sürekli olarak ele geçiriyor ve gasbediyor. 

 

İsrail sürekli olarak Gazze Şeridi'ne acımasız saldırılar düzenleyerek Filistinlileri öldürüyor, altyapılarını ve evlerini yıkıyor ve 2007'den beri yoğun nüfuslu Filistin bölgelerini kuşatma altında tutuyor. İsrail'in bu eylemi, insanlığa karşı işlenen suçun açık bir örneğidir.

 

BM İnsan Hakları Konseyi de dahil olmak üzere insan hakları örgütleri ve kurumlarının raporlarına göre, İsrail rejimi dünyanın en büyük insan hakları ihlalcilerinden biridir ve apartheid'ın günümüzdeki en büyük örneği sayılır.

parstoday