İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bageri 17. Büyük Peygamber (S) tatbikatının son aşamasında yaptığı açıklamada, bu tatbikatın daha önceden planlandığını fakat Siyonist rejim liderlerinin içi boş tehditleri sonrasında tatbikatın bu dönem gerçekleşmesine sebep olduğunu ve tatbikatın şu ana kadar yapılan en başarılı tatbikatlardan olduğunu söyledi.
Gerçi Siyonist rejimin İran’a karşı tehditleri yeni bir konu değildir, fakat İran’a yönelik tek yanlı illegal yaptırımları kaldırmak için Viyana müzakerelerinin başlaması ile korsan rejimin İslami İran’a karşı lafazanlıkları ve boş iddiaları yeni bir aşamaya girdi. Irkçı rejim yetkilileri son haftalarda bazı diplomatik kışkırtmalarda bulunarak İran’ın barışçıl nükleer çalışmalarını bölgenin istikrar ve güvenliği için bir tehdit olduğunu göstermeye çalıştılar. Sahte rejimin İran’a karşı tehditleri gerçi Amerika ve işgalci rejimin psikolojik savaş ve propaganda çalışmalarının bir yansımasıdır fakat bu boş iddialar, karşılıksız kalmadı.
İslam devrimi muhafızlar ordusu Hatemulenbiya  -saa- karargahı komutanı tümgeneral Gulamali Reşid, Siyonist rejim tarafından İran’ın askeri ve nükleer merkezlerine tehditlerin Amerika’nın yeşil ışığı ve desteği olmaksızın imkansız olduğuna işaretle, “böyle benzer tehditlerin gerçekleşmesi durumunda İslam cumhuriyeti silahlı güçlerinin, hemen saldırı kaynağı ve geçişi için kullanılan tüm ortam, rota, üsler ve merkezlere daha önce uygulanan operasyonel planlara göre ağır şekilde saldıracağını” vurguladı.

Korsan İsrail rejiminin propagandaları ve kışkırtmaları, İran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl mahiyeti Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı UAEA yetkilileri ve müfettişleri tarafından sürekli bir şekilde onaylandığı halde devam ediyor. Aslında nükleer silahlara sahipken terörist ve sabotaj eylemleri ile bölge barışı için bir tehdit olan ise bizzat korsan rejim İsrail’dir.

BM’de İran’ın daimi temsilcisi Mecid Taht-ı Revançi ise bu bağlamda bir süre önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine yazdığı mektupta, ırkçı İsrail rejiminin "kışkırtıcı ve maceracı tehditlerin" sayısı ve yoğunluğundaki "sürekli artışa" atıfta bulunarak, bu tehditlerin uyarıcı düzeye yükseldiğini ve başta BM Şartnamesinin (4) 2. Maddesi olmak üzere uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu belirtti.
Görünüşe göre korsan rejim yetkilileri “propaganda” ve “tehdit”le hesaplanmış bir işbölümünde siyasi ve güvenlik baskılarını yoğunlaştırmak için İran’a karşı askeri tehdit seçeneğinden en iyi şekilde yaralanmaya, böylece Viyana görüşmelerini olumsuz yönde etkilemeye çalışıyor. Fakat bu tehditler hatta ırkçı rejimin başlıca destekçileri tarafından bile değersiz olarak değerlendirildi.
Nitekim New York Times, “Üst düzey İsrailli askeri yetkililer, rejimin iddia ettiği gibi İran'ın nükleer tesislerine karşı etkili bir askeri müdahalede bulunamayacağına inanıyor” şeklinde  yazdı.
Amerikan Düşünce Kuruluşu Atlantik Konseyi de bir yorumda, şöyle yazdı: "İran saldırısına hazırlanmak için İsrail ordusuna 1,5 milyar dolar tahsis etmek, maliyetin sadece başlangıcı olacak ve direniş ekseninin saldırısı, İsrail için astronomik sonuçlar doğuracak."
Fakat işgalci rejim saldırgan ve kriz oluşturan mahiyeti nedeniyle yine de şirret hareketlerle Viyana görüşmelerine darbe vurmak isteyebilir. Bu yüzden İran silahlı güçleri bu gibi şirretliklere karşı kendi hazırlık ve teyakkuz seviyesini arttırmalı. 
Nitekim İslam inkılabı muhafızlar ordusu genel komutanı tuğgeneral Hüseyin Selami 17. Büyük Peygamber tatbikatının nihai aşamasının kulisinde yaptığı açıklamada, bu tatbikatın düzenlenmesi özellikle füze bölümünde çok açık ve net mesajları olduğunu belirterek şöyle dedi:
Bu tatbikatın mesajı siyonist rejim elebaşılarının tehditlerine karşı ciddi, gerçek ve sahaya göre bir uyarıdır. Onlar yanlışlarına ve hatalarına çok dikkat etmeleri gerekir, zira en ufak hatalarında ellerini keseriz.

parstoday