Kurumun konuyla ilgili açıklamasında, İsrail'in Filistinliler için bir emrivaki oluşturduğuna, bu yolla ilerisi için tehlike oluşturabilecekleri ön yargısından hareketle onlardan yüzlerce kişiyi hiçbir yargılamaya tabi tutmadan ve belirsiz bir süre için hapse atabildiğine dikkat çekildi.

Açıklamada bu yolla yapılan haksızlıklara ordunun üst düzey komutanlarından, iç istihbarat teşkilatı durumundaki Şabak elemanlarına, askeri savcılardan, hükümet savcılarına, askeri yargıçlardan Yüksek Mahkeme yargıçlarına kadar birçoklarının karıştığına, hepsinin bu politikanın ortağı olduğuna, uygulamanın sonuçlarından da hepsinin birlikte sorumlu olduğuna işaret edildi. 

Açıklamada halen 6 Filistinli esirin idari tutuklama uygulamasını protesto amacıyla açlık grevinde olduğu da hatırlatılarak, idari tutukluların bu haksızlıklara dikkat çekebilmelerinin tek yolunun da açlık grevi olduğu belirtildi. 

İsrail işgal rejiminin Filistinlilere yönelik olarak kullandığı "idari tutuklama" uygulamasına göre bir işgal savcısı herhangi bir suçlama yapmadan ve dava dosyası açmadan bir Filistinliyi altı ay süreyle hapse atabiliyor ve tutukluluğunu yine hiçbir gerekçe ileri sürme ihtiyacı duymaksızın altı aylık sürelerle on kez uzatabiliyor. On kez uzatmanın tamamlanmasından sonra serbest bırakması gerekse bile, tutuklu bir süre serbest bırakıldıktan sonra işgal güçlerinin birkaç gün içinde onu yeniden idari tutuklu olarak hapse atmaları imkanı var. Bu da işgal yargısına, bir Filistinliyi sadece belli aralıklarla ev ziyareti izni vermek suretiyle yargısız bir şekilde müebbet hapse mahkum etmesine imkan veriyor.

Filistin Enformasyon Merkezi