Söz konusu 6 Filistinli esirin ırkçı rejimin en güvenlikli hapishanelerinden biri olan Celbu’ hapishanesinden kazdıkları tünel ile kaçmayı başardılar.
Tabi ki bu kaçış İsrail rejimin güvenlik itibarına birkaç ağır darbe indirmiş oldu.
Birincisi, ırkçı rejim bundan önce de Lübnan ve Filistin’de direniş grupları tarafından tünel kazılmasını defalarca engelledi fakat şimdi Filistinli esirler korsan rejim gardiyanlarının en yoğun güvenlik önlemleri altında bulunmalarına rağmen 10 metrelerce tünel kazıyarak hapishaneden kaçmayı başardılar.
El-Kudüs el-arabi gazetesi 6 Filistinli esirin Celbu’ hapishanesinden kaçışı hakkında yayınladığı haberinde şöyle yazdı: Görünüşe göre bu operasyon 6 Filistinli esirin kaçışından çok daha derin ve büyüktür, zira sadece Celbu’ hapishanesi gardiyanları ve yönetimine bir darbe ile kalmıyor, üstelik yeni başbakan Naftali Bennett kabinesinin çehresi itibarına da bir darbe sayılır; eylemlerinde zayıf ve şüpheli kalmakla suçlanan ve eleştirilere maruz kalan bir kabine. 
İkincisi Filistinli esirlerin siyonist rejim hapishanesinden kaçışı Siyonistlerin aynı zamanda batı yakası ve Gazze şeridi sınırlarında da çatışmaların başlamasında endişeli oldukları ve de 1948 topraklarında yaşayan Filistinliler tarafından Siyonistlerin cinayetlerine karşı gösterilere hazırlandıkları bir dönemde gerçekleşti.
Siyonist rejim ordusu Gazze şeridinde teyakkuzda olduğu ve hatta askerler ve subayların “Yahudiler bayramı” nedeniyle tatile gitmelerine izin verilmediği bir dönemde Filistinli esirlerin kaçışı korsan rejim ordusu için bir başka şok sayılıyor. Aslında korsan rejim Filistinli esirlerden böyle ağır bir darbe alacağını asla beklemiyordu ve bu ise ırkçı ve işgalci rejim için büyük bir güvenlik şok sayılıyor. 
Haber çevreleri konu hakkında şöyle yazdılar: “Özgürlük tüneli, Siyonistlerin kabusuna dönüşen bir terimdir ve bu rejimin güvenlik ve istihbarat çevrelerini şaşkına çevirmiştir.”
Üçüncüsü; Özgürlük tüneli ve Filistinli esirlerin kaçışı, korsan rejime karşı Filistinlilere yeni bir soluk kazandırdı. Olayın ardından Ramon ve Nakeb hapishaneleri esirleri de isyan başlatarak bazı koğuşları ateşe verdiler. 
Bu yüzden Filistinli esirlerin kaçışı, İsrail rejimine karşı yeni ve büyük bir diğer kıyamın ortamını hazırladı. Buna dayanarak el-Celbu’ hapishanesinde Filistinlilerin eyleminin diğer hapishanelere de yayılmasından endişe eden korsan rejim, Filistinli esirlerden yüzlercesinin yerini değiştirerek, merkezi ve güney hapishanelere taşıdı. 
Aslında siyonist rejim 1958 yılındaki olayların tekrar yaşanmasından endişelidir. Filistinli esirleri destek kurumu müdürü Munir Mansur yaptığı açıklamada, Filistinli savaş esirleri hareketi tarihinin, İsrail'in kale gibi korunan hapishanelerinden kaçma operasyonları ve girişimlerine örneğin “büyük firar”a şahit olduğunu belirtti. 
El-Cebu’ hapishanesi yakınlarında 1958 yılında Arap ve Filistinli esirlerin ilke kaçışı olan “büyük firar” sırasında Arap ve İsrailli esirler gardiyanlara karşı ayaklanarak onların silahlarını ele geçirip onlardan 2’sini öldürdü ve onlarcasını yaralayarak kaçmayı başardılar. 
Büyük Tünel Operasyonunun İsrail rejimi için sonuçları göz önüne alındığında, bu ağır ve büyük yenilgi nedeni ile korsan rejimin Filistinlilere karşı şiddetini ağırlaştırması ve hatta Filistinlilere ve esirlere karşı yeni saldırılarda bulunması beklenilebilir. Bu bağlamda Fetih hareketinin seçkin liderlerinden ve Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa Berguti yaptığı açıklamada, “işgalci rejim Celbu’ hapishanesinde 6 Filistinli esirin operasyonundaki başarısızlık ve yenilgisi nedeni ile esirlere yeni saldırlar ile hıncını çıkarmasının beklendiğini” söyledi.

parstoday