Olayın ardından Siyonistler ve bağlı çevreleri daha önce benzeri görülmemiş yaygaralarla bu olaya karşı tepki gösterdiler, bu yüzden olayın bir saldırı senaryosu olduğu ihtimali doğmuştur. Olaya hemen ve hızlıca tepki gösteren siyonist yetkililerden savaş bakanı Benny Gantz, dışişleri bakanı Yair Lapid, Genelkurmay başkanı Avi Kohavi ve kırılgan koalisyonun başbakanı Naftali Bennett, İran İslam cumhuriyetine suçlamalar yönelterek bir kez daha boş ve temelsiz iddialarda bulundular.
Görünüşe göre bugünlerde bölge sularında yaşanan şüpheli olayların perde arkasındaki eller ve daha önceden tasarlanan senaryolarla, korsan rejime bölge ve dünya ülkeleri ve halkları arasında itibar kazandırılmaya çalışılıyor. Zira korsan rejimin eski başbakanı Beynamin Netanyahu kabinesinin düşmesine sebep olan 12 günlük Gazze savaşından şimdiye kadar korsan rejimin kiralık kabinesinin içeride hiçbir başarısı olmamıştır. Üstelik Umman denizinde yaşanan son gemi olayının bir senaryo olmaması ihtimali bile ırkçı rejimin hala şaşkınlıktan kurtulmadığını gösteriyor. 
Eğer bu olay daha önceden tasarlanmış bir senaryo olmasa da korsan rejimin büyük dehşete kapılmasına sebep olmuştur; zira Amerika’nın askeri teçhizatı ve uyduları ve özellikle 5.  Filosu Bahreyn’deyken ayrıca gemileri bölgedeki devriyeleri ile bölgenin tüm gelişmelerini denetlerken böyle bir olayın yaşanması ise Amerikalılar ve Siyonistlerin istihbarat yenilgisi sayılıyor. 
İran İslam cumhuriyeti gemilerine saldırı ve tacizleri bizzat başlatan korsan rejim İsrail şimdi ise bizzat İran deniz kuvvetlerinin gücü ve muhtemel tepkisinden endişeye kapılmıştır zira medyanın belirttiğine göre bu rejimin ithalatının yüzde 85-95 kadarı denizden yapılıyormuş; başka bir ifade ile korsan rejimin ekonomisi deniz ekonomisidir ve eğer tehdit altına girerse aslında rejimin ekonomisi dağılma eşiğine gelir.
Bu yüzden evini camdan yapan, komşularına taş atmamalıdır. 
Bir diğer önemli konu ise siyonist rejimin kiralık kabinesi bugünlerde dağılma ve düşme ihtimalinden yoğun şekilde dehşete kapılmıştır. Bu bağlamda Naftali Bennett önceki gün kneset’te yaptığı konuşmada eski başbakana sözlü saldırıda bulunarak onun İran’a karşı siyasetlerinin yenilmiş olduğunu belirtti. Bennett Netanyahu’nun Ürdün ile ihtilaflarının da bir sonucu olmadığını vurgulayarak onun siyasetlerinin Filistin ve Lübnan füze kabiliyetlerinin daha da güçlendiğini sözlerine ekledi.
Bu yüzden İran İslam cumhuriyeti dışişleri bakanlığı sözcüsü Said Hatibzade de pazartesi günü Siyonistlerin boş ve temelsiz iddialarına tepki olarak, “Siyonistlerin gündem sapmalarının onların hiçbir derdine derman olmayacağını” vurguladı. Aslında siyonist yetkililer yenilgi ve devrilme dehşeti ile İran İslam cumhuriyetine karşı karalama kampanyası başlatmışlardır. 
Bu arada korsan rejimin arada bir, Suriye topraklarına saldırıları da bu rejime hiçbir getirisi olmadığını, hatta bir yenilgi olduğunu da unutmamak gerekir. Nitekim Lübnan semasından Humus yakınlarında bulunan el-Kasir bölgesine yapılan son saldırıda atılan tüm füzeler Suriye hava savunma sistemlerince izlenerek etkisizleştirilmesi tüm medyada yankılandı ve Bennett kabinesi için bir diğer yenilgiye sebep oldu.
Bu yüzden korsan rejim bir kez daha yaygara siyaseti ile İranofobiyi yaymaya ve kendine itibar kazandırmaya çalışıyor. böylece Bennett Amerika’ya  yapacağı bir sonraki ziyarette Joe Biden hükümetini, daha modern askeri teçhizat ve silahların alınmasına ikna etmeye, böylece sahadaki yenilgileri ve başarısızlarını siyaset sahnesinde ve de Amerika ve Avrupa'yı İran'a karşı kışkırtmakla telafi etmeye çalışacağı tahmin ediliyor.

Parstoday