SİYONİST İSRAİL İRAN'A YÖNELİK SABOTAJLARINI NEDEN ARTTIRDI?

Natanz nükleer tesislerine yönelik saldırının ardından İran İslam Cumhuriyeti ve Siyonist Rejim İsrail arasında yeni bir gerilim dönemi başlamış oldu. İran İslam Cumhuriyeti bu sabotaj girişimini nükleer terörizm olarak adlandırmaktadır. 

Görüntülenme: 1164 Tarih: 16 Nisan 2021 20:55
SİYONİST İSRAİL İRAN'A YÖNELİK SABOTAJLARINI NEDEN ARTTIRDI?

İsrailli güçler ilk olarak 6 Nisan günü  mayın kullanarak  Kızıldeniz'deki İran gemisi olan Saviz'i hedef aldılar. 6 gün sonra yani 12 Nisan gününde  de İsrailliler Natanz nükleer tesislerinde sabotaj girişimi gerçekleştirdiler.  İsraillilerin bu girişimi hususunda üç önemli nokta dikkat çekmektedir. 

 İlk önemli nokta Binyamin Netanyahu'nun   kendi savaş bakanına bile güvenmemesi ve Benny Gantz'ı   bu sabotaj girişimi hususunda bilgilendirmemesidir.   Benny Gantz, son günlerde  işgal altındaki toprakları ziyaret eden Amerika savunma bakanı Lloyd Austin ile görüşmesinde    Mossad ve Şin Bet istihbarat servisleri kapsamında İran'daki Natanz sabotaj girişimine yönelik araştırmaların  başlatılması  talebinde bulundu.  Gantz şöyle bir açıklamada bulundu: "  Özellikle de kişisel veya politik çıkarlardan kaynaklanması halinde çok kötü olan sorumsuz bir tavırdan söz ediyoruz. " 

Bu açıklamalar işgal altındaki topraklarda  siyasi münakaşaların büyüdüğünü güvenlik kararları bile etkilediğini gösteriyor. 

İkinci önemli nokta ise, bu tür sabotaj girişimlerinin  İran ile 4+1 grubu arasında müzakerelerin devam ettiği sırada gerçekleştirilmesidir. Bu bağlamda müzakereler ile ilgili olumlu haberler de yayımlanmıştı ve BERCAM nükleer anlaşmasının tekrar canlanması gündeme alınmıştı.  Siyonist Rejim başbakanı  Binyamin Netanyahu, eski Amerika başkanı Donald Trump döneminde Amerika'yı BERCAM nükleer anlaşmasından çekmek için elinden geleni yaptı. Ancak yeni Amerika hükümetine pek güvenmiyor, bu yüzden de Natanz nükleer tesislerine yönelik sabotaj girişimi ile nükleer müzakereleri de aksatmaya çalıştı. 

 Yonna Jeremy Bob, İsrail'in  Jerusalem Post gazetesinin yayımladığı yazısında şöyle yazdı: "  Natanz'a saldırı planı hazırlandığında,  İran ve Amerika'nın  mevcutta sürmekte olan müzakereler masasında karşı karşıya oturacağı belirsizdi ancak bu saldırının yeşil ışığı ister saha ister siber  alandaki girişimler, Viyana müzakereleri ile ilgili olabilir. 

İsrail'in Kanal 13 kanalı savunma alanındaki analisti Allon Ben David ise  Natanz olayının  İran'ın Amerika ile müzakerede elini daraltacağını ve Amerika makamlarının da  nükleer tesislere zarar verilmesinden memnun kaldığını söyledi. 

Bu yüzden görünen o ki İsrail de İran'a yönelik sabotaj girişimlerine odaklanmıştır. Özellikle de işgal altındaki topraklarda  siyasi gerilimlerin artması ve İran ile Batılılar arasındaki diyalogların başarı ihtimali, çerçevesinde bu sabotaj girişimleri  uygulanmaktadır. 

Jerusalem Post ise İsrailli makamlardan  naklen, bu girişimleri  " İsrail'in İran'a karşı gizli savaşı" olarak adlandırıyor.  Benny Gantz ise bu hususta defalarca uyarıda bulunmuştur. 

Üçüncü önemli nokta İran İslam Cumhuriyeti'nin göründüğü kadarı ile İsrail'in bu girişimleri karşısında  stratejik sabrı bir kenara bırakmış olması ve intikama odaklanmasıdır.  Bir diğer yandan  İran İslam Cumhuriyeti  İsrail girişimlerinin  Amerika ve birkaç Avrupa ülkesi bilgisi olmadan gerçekleştirilmeyeceğini de biliyor.  Bu yüzden Natanz sabotaj girişimine ilk tepkide de İran yüzde 60'lık zenginleştirme haberini verdi.   Bu bağlamda İran Atom Enerjisi Kurumu başkanı Ali Ekber Salehi şöyle bir vurguda bulundu: "  İran'ın yüzde 60 kadar zenginleştirilmiş uranyum üretim kararı, meclisimizin yaptırımları kaldırma yönündeki stratejik adımı çerçevesinde idi. "

Başka bir ifade ile İsrail'in girişimleri  Tahran'ı daha da azimli ve kararlı kıldı. 

Son nokta ise,  İran İslam Cumhuriyeti'nin şimdiye kadar Batı Asya bölgesinde yeni savaşların baş göstermesini önlese de  İran İslam Cumhuriyeti'nin savunma gücünden yola çıkarak İsrail'in girişimlerinin devam etmesi halinde yeni bir savaş meydana gelebilir. İşgal altındaki topraklarda bile bu husus göz önünde bulundurulmaktadır ve Netanyahu uyarılmaktadır.  Belki de Netanyahu  mevcut sarsılmış durumdan kurtulmak için  İsrail güvenliğini göz önünde bulundurmadan  yeni bir savaş peşindedir.  Böyle olursa İsrail'in kaderi kendi elinde olmayacaktır. 

parstoday

Yorumlar