BM TERÖRİST EYLEMLERE KARŞI NEDEN SESSİZ (ANALİZ)

Terörle mücadele küresel kararlılık gerektirir, ancak uluslararası kanıtlar ve davranışlar böyle bir kararlılığın olmadığını gösteriyor. 

Görüntülenme: 1363 Tarih: 03 Aralık 2020 20:53
BM TERÖRİST EYLEMLERE KARŞI NEDEN SESSİZ (ANALİZ)

Fakat bu sorunun nedenini nerede aramak gerekir? Uluslararası örgütler bu bakımdan zayıf mıdır, yoksa terörle mücadele ettiğini iddia eden ülkelerin davranış ve tutumlarındaki çifte standartlı siyasetler ve uygulamalar, terörizmin yayılmasına ve terörizm destekçilerinin pervasızlığına ve küstahlığına yol mu açmıştır?
İran İslam  Cumhuriyeti'nin Viyana'da uluslararası kurum ve kuruluşlardaki daimi temsilcisi ve elçisi Kazım Garibabadi Salı günü   Birleşmiş Milletler Viyana Bürosu genel müdürüne bir mektup yazarak İran İslam Cumhuriyeti  Savunma Bakanlığı Araştırma ve İnovasyon Teşkilatı başkanı şehit Mohsen Fahrizadeh'ye terör saldırıyı şiddetle kınadı ve ülkelere  yönelik çifte standardın benimsenmesini de eleştirerek, "Terörle mücadeledeki bu çifte standartlı duruş, yapıcı olmamakla beraber, aynı zamanda teröre karşı küresel mücadelenin başarısızlığına da yol açacaktır." Dedi.
Mektubun bir başka bölümünde, Siyonist rejim İsrail'in son yıllarda İran'a karşı yürüttüğü terör eylemlerine ve farklı ülkelerde çok sayıda bilim insanının öldürülmesine atıfta bulunarak, "Uluslararası toplumu terörizmle mücadelede uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu tür insanlık dışı eylemleri mümkün olan en güçlü şekilde kınamalıyız." Dedi.
Ne yazık ki, yıllardır Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum, terör eylemleri karşısında zayıf ve hatta etkisiz duruşuyle yetersiz kalmıştır. Bu temel düşük performansı, Siyonist rejimin mazlum Filistin halkına yönelik zalimce eylemlerinde, çocuk katili Suudi Rejiminin Yemen'e yönelik saldırılarında kadın ve çocukların öldürülmesinde   ve bölgedeki ABD-İsrail ortak terörist faaliyetlerinde görmek mümkün. 
 Buna rağmen Birleşmiş Milletler oy çoğunluğu ile onayladığı sayısız kararlarında terörizmin tüm şekillerini, yöntemlerini ve uygulamalarını suç olarak tanımış ve kınamıştır. Bu doğrultuda İran'ın önde gelen nükleer ve savunma bilim adamlarına karşı düzenlenen terör eylemi bu kararlardan muaf tutulamaz.
Suikastla şehit düşürülen Mohsen Fahrizade  İran'da korona teşhis kitlerinin üretimi ve Covid 19 aşı projesinin yönetimi dahil bilimsel ve araştırma hizmetleri alanında etkili adımlar atan bilgin bir adamdı. Bu bilimsel figürün terör saldırı sonucu şehit düşürülmesi, diğer herhangi bir uluslararası terör eylemi gibi, uluslararası hukukun temel ilkelerine ve Birleşmiş Milletler anlaşmasının ilkelerine aykırıdır. Bu tür girişimler uluslararası barış ve güvenliğe büyük bir tehdit sayılır.
Kanıtlar, İsrail rejimi casusluk ve istihbarat servisi ve terörist münafıklar grubunun bu suikasttaki rolünü doğruluyor. 
Amerika Birleşik Devletleri Ocak 2020’de de Iraklı yetkililerin resmi daveti üzerine Irak'a giden İran İslam Cumhuriyeti devrim muhafızları ordusu Kudüs Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Kasım Süleymani'ye yönelik terör saldırısı gerçekleştirdi. Bu kalleşçe terör saldırısında Korgeneral Kasım Süleymani'nin yanı sıra   Irak Gönüllü Güçleri-Haşdi Şabi başkan vekili Ebu Mehdi el-Mühendis ile  sekiz kişi daha Irak'ta Bağdat havaalanı yakınlarında düzenlenen hava saldırısında şehit düşürüldü.
Aslında bu tür terör eylemleri karşısında sessiz kalmanın iki ayrı sonucu olacaktır:
İlk sonuç terörizmin tekrarlanarak yayılması ve ikinci sonucu ise uluslararası kurum ve kuruluşların itibarının zedelenmesidir.
İran'ın Viyana'da uluslararası kurum ve kuruluşlardaki daimi temsilcisinin terörle mücadelede çifte standartlı duruşlara yönelik eleştirileri de bu yönde değerlendirilmelidir.

parstoday

Yorumlar