ALİ RIZA TAKVANİYA YORUMLADI: FİLİSTİNLİ GRUPLARIN BEYRUT-RAMALLAH TOPLANTISI HANGİ STRATEJİK SONUÇLARI DOĞURDU?

 

Görüntülenme: 1835 Tarih: 09 Eylul 2020 20:52
ALİ RIZA TAKVANİYA YORUMLADI: FİLİSTİNLİ GRUPLARIN BEYRUT-RAMALLAH TOPLANTISI HANGİ STRATEJİK  SONUÇLARI DOĞURDU?

Beyrut-Ramallah oturumu, Filistinli tüm grupların direnişe dönmekten ve ortak bir anlaşmaya varıp Siyonist rejim karşısında tek bir çatı altında birleşmekten başka yol olmadığını anladıklarını gösterdi.
Qodsna'nın haberine göre, 'Beyrut-Ramallah Filistinli Grupların Direniş Etrafında Birleşmesi' oturumu bugün öğle saatlerinde Qodsna'nın merkezinde gerçekleştirildi. Filistin Halkını Savunma Cemiyeti ile ortak yapılan bu oturum Batı Asya meseleleri uzmanı Ali Rıza Takvaniya'nın konuşmacı olarak katılımıyla Filistin Halkını Savunma Cemiyeti instagram adresinden canlı olarak yayınlandı.
Bölge sorunları uzmanı Takvaniya toplantının başlarında şunları vurguladı :
Geçen hafta perşembe stratejik ve önemli Beyrut oturumu gerçekleştirildi. Toplantıda Filistinli tüm direniş grupları Filistin'in Beyrut elçiliğinde biraraya geldi ve Ramallah, Fetih Hareketi ve Filistin Özerk Yönetimi liderleri ile online olarak bağlantı gerçekleştirilerek kapsamlı fikirlere ulaşıldı.
İlk olarak bu anlaşmayla ilgili bir giriş yapmak istiyorum; 1. İntifadanın başlaması ve Kuveyt'in kurtarılması savaşıyla direnişi faydasız gören birçok Arap ülkesi uzlaşmacıların safına katıldı. Diğer taraftan da Filistin'de iki akım vardı; uzlaşma ve direniş.
Bu iki hareket de kendi yolunda ilerledi. Direniş Hareketi, Filistin'in özgürlüğünün tek yolunun direniş olduğuna inanıyordu. Ancak Uzlaşmacı Hareket, müzakerelere katıldı ve Oslo Anlaşmasını imzaladı, o yıllarda Yaser Arafat, 'İsrailliler bize bir metre dahi toprak verirlerse orada Filistin devletini kuracağız' diyordu. Ancak 2000 yılında İsrail ile anlaşılamayacağını anladı. Sonuç olarak kendileri siyasi mücadele sürecine girdi ve bu mücadelenin kalbinden Mervan Bergusi gibi şahsiyetler doğdu ve elbette gerçekleştirdikleri eylemler nedeniyle Siyonist rejim tarafından tutuklanarak hapse mahkum edildiler.
Oslo anlaşmasının üzerinden 27 yıl geçiyor, Filistin tarafına bir metre dahi toprak verilmedi ve bu yıllar içerisinde yalnızca Siyonist rejimin polisliği görevini yerine getiren Filistinliler tüm çabalarının sonuçsuz kaldığı ve hiçbir getirisi olmadığı neticesine vardılar. Buna binaen onlara toprak verilmemesi bir tarafa Siyonist rejim Filistinlileri 1967 sınırlarındaki topraklardan da çıkartmaya çalışıyor. Oysaki uzlaşmacı Filistinliler BM'nin anlaşmaları ve Arapların desteğiyle bir ülke kurabileceklerini düşünüyorlardı ancak bu boş bir hayalden öteye geçemedi.
Ancak Direniş Hareketi en başından beri mücadele taraftarı oldu, onlar ilk zamanlarda Siyonistlerle taş atarak mücadeleye başladılar ve yavaş yavaş kendi kuvvetlerini özellikle de askeri anlamda takviye ettiler. 2005 yılındaki direnişle İsrail Gazze'den atıldı, Direniş bir devlet kurmayı başardı, bugün direniş liderleri Beyrut'ta yapılan toplantının ardından tüm İsrail'in füzelerinin menzilinde olduğunu ve bu başarılarının da Siyonistlere hiçbir imtiyaz verilmeden elde edildiğini vurguladılar.
Bana kalırsa Beyrut-Ramallah toplantısı direnişin tüm Filistinli gruplar tarafından kabul gördüğünü ortaya çıkarmıştır. Onlar Siyonist rejime karşı ortak bir cephede buluşmaktan başka bir yolun olmadığını anladılar.
Bu toplantı ve sonuç bildirisi birkaç açıdan çok önemlidir:
1. Tüm Filistin halkı birleşti ve artık ihtilaf dönemine geri dönülmeyecek.
2. İsrail'in polisi olmasına karar verilmiş olan Fetih Hareketi de Hamas'ın yanında ortak bir saf oluşturacak.
3. Batı Şeria'da direnişin aktif olması konusunda Filistinli grupların fikir birliği ile İsrail yeni ve tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalacak. Şuna dikkat etmeliyiz ki Gazze İsrail'in iç bölgelerinden uzakta ve belirli sınırları olan bir bölge ancak Batı Şeria işgal altındaki topraklarla iç içe girmiş bir bölgedir. Öyle ki bu durum, Siyonistler için hayatlarını karartacak ciddi güvenlik krizleri doğuracak.
Direniş küçük Gazze coğrafyasında sahip olduğu tecrübelerle Batı Şeria yoluyla tüm işgal altındaki topraklara girerse yani eğer Kassam ve Kudüs Tugayları ( Hamas ve İslami Cihad'ın askeri kanatları) Batı Şeria'ya girerlerse İsrail aynı zamanda birkaç cepheyle savaşmak zorunda kalacak. Bu İsrail için stratejik bir tehdittir. Çünkü onların aynı zamanda Lübnan cephesi, Golan Cephesi, Gazze Cephesi ve Batı Şeria Cephesi olmak üzere farklı tehditlerle mücadele edebilecek bir güçleri yok.

kudusgunu.com

Yorumlar