Lübnan Yüksek Şii İslami Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, bazı çevrelerin Lübnanlı Şiiler üzerinde vesayet kurmaya çalıştığını ve ülkeyi iç savaşa sürükleme niyetinde olduklarını dile getirdi.
YDH'nin haberine göre, Şeyh Ali El Hatib, özellikle İsrail’in saldırılarının sürdüğü bir dönemde direnişin silahsızlandırılmasını isteyenlere tepki göstererek, “Kim size bu halkın ve silahlarını bırakmayı reddedenlerin üzerinde bir otorite verdi?” diye sordu.
Şeyh Hatib, alim ve araştırmacı Seyyid Cafer Murtaza’nın vefat yıl dönümünde düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmada, Lübnan kimliğini sorgulayan kesimlere de dikkat çekti. Bazılarının kendilerini Lübnanlı ilan ettiğini ancak bu ülkeye sonradan gelip vatandaşlık aldıklarını belirten Hatib, “Onların Lübnanlılığı bu toprakların uğruna mücadele edenlerden daha mı gerçek? Biz bu ülkenin asli evlatlarıyız,” ifadelerini kullandı.
İsrail’in tutumuna da değinen Hatib, düşmanın açıkça saldırılarını sürdüreceğini ilan ettiğini belirtti. “Bugün İsrail yetkilileri, işgalden vazgeçmeyeceklerini ve saldırılarını durdurmayacaklarını açıkça söylüyor. Hiçbir güvence vermiyorlar,” dedi.
Diplomasi sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hatib, direnişin geçmişte devlet lehine pek çok adım attığını hatırlattı. Örneğin, Litani Nehri’nin güneyinden çekilerek bölgenin Lübnan ordusuna teslim edilmesinin bunlardan biri olduğunu söyledi. Ancak bu çabaların karşılık bulmadığını vurgulayan Hatib, “Diplomasi sürekli taviz istemekten başka bir noktaya gelmedi. Sonunda da silahların teslim edilmesi dayatılıyor. Peki karşılığında ne sunuluyor? Hiçbir şey,” ifadelerini kullandı.
Şeyh el-Hatib, bazı grupları ülkeyi fitne ve kaosa sürüklemekle suçladı. “Bazıları yangına körükle gidiyor, sonra da fitne çıkarmadıklarını söylüyorlar. Oysa Lübnan’ı ateşe vermeye çalışan onlar,” dedi.
İç savaş tuzağına düşmeyeceklerini vurgulayan Hatib, sabır ve sağduyu ile hareket ettiklerini belirterek şöyle konuştu:
“Biz ne kendimize ne de evlatlarımıza öfkeye kapılıp istenen tepkiyi vermeye izin veriyoruz. Çünkü onların istediği şey iç savaş. Oysa Lübnan’da fitne çıkarmak isteyen biz değil, onlardır. Biz kimseye zarar vermek istemiyoruz, fakat kimsenin de vatana zarar vermesine müsaade etmeyeceğiz. Sizler bu ülkeye zarar veriyorsunuz, toplumsal barışı hedef alıyorsunuz ve ülkeyi uçuruma sürüklüyorsunuz. Biz size bu fırsatı tanımayacağız; ülkenin düşman İsrail’in arzuladığı gibi iç çatışmaya sürüklenmesine izin vermeyeceğiz.”
